Erdoğan Türkiye'nin sigortasıdır
Barış Aydın

Barış Aydın

Barış'ın kalemi

Erdoğan Türkiye'nin sigortasıdır

20 Temmuz 2014 - 13:42

Kutuplaştırmak, ötekileştirmek, dışlamak, farklılıkları yok saymak, son zamanlarda çok sık duyduğumuz adeta simgeleşen sözler. Bu kavramlar toplumun yarısında büyük bir kaygı uyandırıyor. Ak Parti karşıtları tarafından Ak Parti'ye yöneltilen bu suçlamaları basit bir iki cümleyle belki bertaraf edebilirsiniz. ''Hadi canım sende en ufak bir değişikliğe tahammülünüz yok, kendiniz gibi düşünmeyen herkesi düşman gibi görüyorsunuz''vs. Bu ve buna benzer karşılıklar meseleyi çözer mi? Asla çözmez.

Ak Parti iftarına katılan sanatçılara ağza alınmayacak derecede küfürler edildiyse, hakaretler havada uçuştuysa bir sorun olduğu kesin. Toplum ikiye ayrılmış vaziyette mi?

Ak Parti'ye karşı olan kesim Ak Parti Türkiye için her ne yaparsa yapsın yanlış olduğuna inanıyor. Ak Parti karşıtlığı giderek büyük bir nefrete dönüşüyor mu?

Bu öfke seli nasıl oluştu? Toplum neden bu kadar gerildi? Türkiye'nin her noktasında yapılanması olan bir parti nasıl olurda bu karşıtlığın Vandallık boyutuna geleceğini ön göremedi?

Bu soruların cevaplarına geçmeden önce şu gerçeği bir köşeye not edelim. Türkiye'de iktidar olan partilerin seçmenleri ideolojik ve kalıplaşmış değerlere göre oy kullanmıyorlar…

Ak Parti çok hızlı bir şekilde Türkiye’nin siyasi hayatına girdi. Türkiye'nin kaos yaşadığı bir ortamda milletin umut ışığı olarak ilk seçimde iktidar oldu. İslamcı bir gelenekten gelen Ak Parti'nin üst yönetimi bir anda Türkiye'nin her noktasında etkin söz söyleme gücünü elde etti. Elde yeterli düzeyde yetişmiş insan olmayınca, yaşantısını tamamen İslami değerleri yaşarak sürdürenler yeterliliklerine bakılmaksızın tüm teşkilatlarda en etkili görevlere geldiler. Paralel örgütte bu boşluktan yararlanıp bürokrasi kanadına üyelerini yerleştirdi. Haklı ve yapıcı bile olsa bütün eleştirilere kapıları kapattılar. Neden böyle yaptıklarını ön yargısız düşünüp anlamaya da çalışmalıyız.

Ardından girilen her seçimde kazanılan büyük başarılar geldi. Peki, bu Ak Parti düşmanlığı nasıl oluştu hata nerede? Hata, Ak Parti teşkilatlarını tamamen muhafazakâr bir yapının üzerine oturtan, Ak Parti'ye oy veren seçmenlerin tamamını elinde seccade, kafasında takkeyle dolaşan dindarlardan oluştuğunu sanan yöneticilerinde. Başbakan Erdoğan'ın değişim hızına ayak uyduramayan, özgüveni olmayan bu yöneticiler, yeni katılımların, yeni yüzlerin, toplumda gerçek manada karşılığı olan aktif isimlerin önünü kestiler Partide görev vermeyerek onları dışladılar. Endişeli kesimlerle Ak Parti'nin bağlarını kopardılar.

İşte bu dışa kapalı bazı etkili yöneticiler Ak Parti'nin dindar kitle dışında laik kesimden, zenginlerden, eski CHP'lilerden, demokratlardan, liberallerden, aydınlardan, milliyetçilerden, sanatçılardan, yazarlardan da ciddi bir oy aldığını görmediler göremediler.

Ak Parti'nin Türkiye partisi olduğunu Edirne'den Kars'a kadar karşılığının bulunduğunu anlayamadılar. İşte bu yapı bugünkü Ak Parti düşmanlığının oluşmasında temel sebeplerden biridir.

Başbakan Erdoğan Teşkilat Genel Başkanlığına Süleyman Soylu'yu getirerek sadece Ak Parti dışına değil, Ak Parti içinde de özgüvensizlik yaşayanlara şu mesajı vermiştir. Yersiz korkularınızdan sıyrılın Ak Parti Türkiye'nin partisidir sahibi millettir, isimlerin hiçbir önemi yoktur. Erdoğan Cumhurbaşkanı olduğunda herkesin ve her kesimin güvencesi olacağını bin kez ispatlamış bir liderdir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum