Ak Parti İzmir’deki siyasetini büyükşehir belediye başkanı Aziz Kocaoğlu’nu eleştirmek üzerine oturtmuş. Kocaoğlu’na hiç ara vermeden hergün çakıyorlar metro, stad, çöp, yol, parkta solmuş bir çiçek hiç fark etmez; her yerden vuruyorlar. Ak Parti İzmir yöneticileri ve milletvekilleri eleştirilerinde sonuna kadar haklılar. Hedefleri açıktır ‘‘Böyle somut eleştiriler yaparak CHP’ye oy veren seçmenlerin Ak Parti’ye oy vermesini sağlamak’’.
Sonuç nedir? Kocaoğlu girdiği her seçimde biraz daha güçleniyor . CHP’den Ak Parti’ye geçiş beklenirken tam tersi oluyor. Demek ki burada yanlış bir hesap var…
Aziz Kocaoğlu’na karşı sert muhalefet yaparak gazetelere çıkabilir manşet olabilirsiniz; ancak bu yöntemin İzmir kamuoyunda karşılığı yok. Aksine Kocaoğlu’na büyük katkısı var. Bunu ben söylemiyorum, seçim sonuçları söylüyor. Güneş gibi ortada olan bir örnek var görün artık, Muhalefet partileri siyasetlerini tamamen Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirmek üzerine oturttukları için günden güne eriyorlar bu tarz siyaset bitmeye mahkumdur ki bitiyor da…
Ak Parti İzmir bu anlamda yeni bir şey yapmıyor, yeni söylemler geliştiremiyor, kalıplaşmış sözlerle kendisini tekrarlıyor. Dün il başkanı olarak Ö. Cihat Akay vardı, bugün Bülent Delican var. Ne değişti? Sevgili Bülent Başkana haksızlık etmeyelim. Bugüne kadar hiçbir il başkanının yapmadığı 9 Eylül İzmir’in düşman işgalinden kurtuluş törenlerinde sahaya, indi bayrak salladı, mesaj yayımladı ‘‘Ak Parti’ye karşı İzmir’de ön yargıları kıracağız’’ dedi. Eğer bu ön yargılar 12 yılda hala kırılamadıysa bu konuda sorumluluk makamlarında oturanlar dönüp aynaya bakmak zorundadırlar.
Ak Parti İzmir, öncelikle kendisini tekrar etmekten vazgeçmelidir. Bir taraftan CHP’nin ve diğer parti seçmenlerinin oylarına talip oluyorsunuz, diğer taraftan kendi içinizde yaptığınız ilçe kongrelerinde Ak Parti’nin evlatlarını rezil rüsva edip onurlarını kırıyorsunuz. Sesinizi duyar gibiyim ‘‘Bundan öncekilerde böyle yaptı’’ diyorsunuz. Haklısınız… Ancak sizler yeni şeyler söylemelisiniz. Değirmen taşına döndünüz, herkesi öğütüyorsunuz, her dönüşünüzde sizden de kocaman bir parça koptuğunu göremeyecek kadar makam sarhoşluğuna kapıldınız.
Sürekli kendisine haksızlık yapıldığını söyleyen Ak Parti İzmir il başkan vekili Rahmi Taştan. Siz ki İzmir’de Ak Parti’liler arasında ‘‘Abi ‘’ sıfatını taşıyan isimsiniz. Bülent Delican’ın da, sizin de eviniz Bornova’da. İlçe kongresinde yaşanan rezalet, kepazelik, çirkinlik adına her ne derseniz deyin eminim sizleri de çok üzmüştür? Mağdurların sesiyken ne değişti de mağrurların sesi oldunuz?
Ak Parti’li bir arkadaş çıkmış ilçe başkan adayı olmak istemiş. İsteyebilir, bunu anlayın artık. ‘’Hayır, anlamıyoruz, biz kunfucuyuz ‘’ derseniz olmaz. Yine kunfucu olun ama kırmayın, küstürmeyin, küçümsemeyin. Unutmayın ki bütün makamlar gelip geçicidir. Her şeyi sevgiyle çözebilirsiniz. İnsanları anlamaya çalışın. Sevgili İl başkanı Ordu’lu Bornova ilçe başkanı Ordu’lu. Diğer ilçelerin bir çoğunda Karadeniz kökenli ilçe başkanları belirlediniz, buna hiç kimsenin diyecek sözü yok. Eminim sizler öncelikle liyakate önem vermişsinizdir, ilçede ön araştırma yaptırmışsınızdır. Tüm yetki sizde, istediğiniz adamı istediğiniz yere getirebilirsiniz ama müsaade edin de bu partiye emek verenler birkaç cümle söylesinler. ‘’Hayır birkaç masum söze de izin vermeyiz ya koltuklarımızı kaybedersek ’’ derseniz Unutmayın ki ''Mahkeme kadıya mülk değildir''...
Gittiğiniz bu yol, yol değil. Böyle gitmeye devam ederseniz koltuğu kaybettiğiniz anda etrafınızda selam verebileceğiniz kimse kalmayacak. Amaç Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İzmir’de düşen oy oranını arttırmaksa, yapmanız gereken ilk şey oy oranını daha da aşağıya düşürecek olan üslup ve davranışlarınızdan vazgeçmek olmalıdır…
YORUMLAR