BANA SEVMEYİ ANLAT BABA
Reklam
Belgin Koçer

Belgin Koçer

Belgin Koçer ile OBJEKTİF BAKIŞ

BANA SEVMEYİ ANLAT BABA

06 Ağustos 2024 - 15:21

2009 yılının Aralık ayı. Ayın on ikisi, günlerden cumartesi ve o yıl o tarihlerde hatır sayılır bir soğuk. 


Baba evindeyim. Sayısını hatırlayamayacağım ama evin içi hayli kalabalık. Çünkü babam artık yok. Daire girişi büyük holün çaprazındaki odada yatıyor. 


Bir yıl önce aynı odada annem cansız bedeni ile yatar iken içeri girip son bir defa içimde ne varsa anlatmaya, vedalaşmaya çekinmiştim. Hala beni o odaya girmemde ne engellemişti gerçek anlamda bilmiyorum.


Üstünden bir buçuk yıl geçtikten sonra aynı odada bu sefer babam yatıyor cansız bedeniyle.


Bu sefer içim başka bir dolu. Duygu ve düşüncelerimi hizaya sokamıyorum. Ama kararlıyım. İçeri girecek, vedalaşacağım babamla...


*


Ben sana nasıl bakacağım şimdi... 


Bu sefer bir başka korku var içimde. Ben sana bakacağım ve  sen beni görmeyeceksin. Ama ben yinede korkuyorum o gülmeyi beceremeyen gözlerindeki bakışların gözümde canlanır diye.


Ben doğduğumda kız bebek geldi diye "Olsun varsın" demişsin her kim güya  müjde verdiyse. İşte o bebek kocaman bir kadın şimdi.


Hoş benden önce yine bir kız çocuğu, ablam dünyaya geldiğinde ağlamışsın üzüntüden. Tam aksi dedem de dört erkek çocuğu ve bir erkek torun üzerine kız torun geldi diye ağlamış sevinçten. Çok garip değil mi? Hatta trajikomik! 


Şimdi sana bakıyorum da o küçücük  bedenin ile nasıl korkardık senden. Kızdığında gözlerinin içine bakmamızı saygısızlık olarak görürdün. Bi keresinde diğer odadan seslendiğinde 'Efendim' diye cevap vermeyince ne çok kızmıştın bana. Biliyor musun ben ondan sonra her kim seslendi ise efendim dedim. 


Aklıma ne geldi bak. Küçükken bana hep Burhan'ın oğlu derlerdi. Lise çağına kadar da böyle olmuştu. Sonra sonra kız çocuğu gibi oldum. Daha çok incindim. Duygularım ne kadar yumuşadıysa o kadar da incindim. 


Annem sana karşı duramadı hiç. Güçsüz mü, edepli mi, korkak mı yoksa başka birşey miydi onun yolunu kesen diye düşünmüştüm hep. Ama o hep benim gözümde hüzünlü bakışları ile dev bir kadındı. 


Ben hep neyi düşündüm biliyor musun? Sevgi öğrenilir mi, öğretilir mi, hissedilir mi, karşılıksız sevebilir mi bir insan? Sevdiğini, sevildiğini nasıl ölçer ? Mesela sen annemi sevdin mi? Annemi incittiğin zamanlar pişman olup hiç için acıdı mı?


Ve ben hala sevgiyi sorguluyorum biliyor musun?


Evet sevgi evrensel bir duygu ama herkesin sevgi dili farklı  değil mi? O yüzden değil mi yaşanan acılar. 


Senin bizleri sevdiğinden kuşkum yok ama çok da hisettirmediğin başka bir gerçek. 


Hani bir söz vardır. Erkek evlat evlenesiye, kız evlat ölesiye diye. Sen de bunun farkına vardığında itiraf etmiştin. "İyi ki kızlarım olmuş" demiştin. Demiştin de annemin bizler doğduğumuzda senin hayal kırıklığın onun kalbinde nasıl yara açmıştı acaba? 


O bir kadın, o bir anne bizleri emzirir iken gözyaşları süzülmüş müydü acaba kirpiklerinden... 


Ben sana zaman zaman, hatta çoğu zaman kızmıştım birçok konuda. Genelde nedeni incittiğin annemdi. Beni ben yapan rol modelim annem. Bak o senden önce bıraktı gitti bizi. Yorgundu kalbi... Birazcık kalsaydı iyiydi ya... 


Bak şimdi sen de gittin... O bedeni küçük ama düşüncede heybetli adam. 


Biliyor musun ben senin soyadını gururla taşıdım hep. Sen Ecevit mavisi gömleklerinle dürüstlüğü rota tutmuştun kendine. Söz akitti bizim ailede. 


Dürüst adam, sen şimdi gidiyorsun ya buralardan hiç düşündün mü biz kaç kere sıkı sıkı sarıldık seninle. Kaç kere omzunda ağladım. Kaç kere saçlarımı okşayıp teselli verdin bana. 


Şimdi desem ki sana 


Dur gitme , sıkı sıkı sarıl bedenime, omuzunda ağlayıp anlatayım acılarımı sana birer birer. 


Hadi gitme baba, gitme! 


... 



Lafın özü, sözün sonu eskiler sevgilerini içlerinde yaşarlar, dışa çok vurmazlardı. Bilirdin ama hissetmek de isterdin. Ancak günümüzde hayli ucuzlayan sevgi anlayışı ve sevgi sözcükleri belki de eski insanların sevgi anlayışı ve dışa vurumu daha anlamlıymış dedirtiyor insana.


Yok! Yok! En güzeli dozunda,tadında... 


Sevgiyle kalın, esen kalın... 


Belgin Koçer

YORUMLAR

  • 7 Yorum
  • Dilek Uzundemir
    1 ay önce
    Belgincim çizdigin baba profili hepimize o kadar tanıdık ki, yüreğine sağlık
  • Muazzez Yılmaz
    1 ay önce
    .Kalemine yüreğine sağlık çok güzel bir yazı olmuş zevkle okudum
  • Salim çetin
    1 ay önce
    Tebrikler... Ne güzel içten ve samimi bir anlatım..
  • Belgin Koçer
    1 ay önce
    Çok teşekkür ederim Salim Bey. Görüşleriniz benim için çok kıymetli. Selamlar, saygılar...
  • Çimen Öztim
    1 ay önce
    .Ne kadar içten ama hüzünlü anlatmışsın bizim çocukluğumuzu….
  • Belgin Koçer
    1 ay önce
    Çok teşekkür ederim canım arkadaşım ❤️
  • Tülin Lider
    1 ay önce
    Herkesin hayatında kendini bulacağı bir yazı…. Kutluyorum emeğinize sağlık Belgin hanım