SIRTIMIZDAKİ DAĞLAR
Belgin Koçer

Belgin Koçer

Belgin Koçer ile OBJEKTİF BAKIŞ

SIRTIMIZDAKİ DAĞLAR

29 Eylül 2024 - 15:59

Sırtım nasıl da ağrıyor bu aralar. Sanırsınız uykumda biri fena örselemiş bedenimi acımadan. Yani öyle bir ağrı...

Mevsim sonbahar... Hazan vaktidir bu aralar.

Hazan deyip te hüzün olmaz mı. Olur tabi ki. Yakından akrabadırlar...

Yaş kemale varınca denir ya hep, oysa ki çok da yaşı bağlamayan yıllardır yaşananlar.

Kimine göre kemale varmak otuzunda, kimine göre altmışında.

Benim, senin, onun ki uyar mı birbirine hiç başa gelenler.

Ben değer katarım, sen katmazsın. Ben utanırım, sen utanmazsın. Ben korkarım, sen korkmazsın. Ben severim, sen sevmezsin. İşte ben, sen o kadar farklıyız ki...

Aslında doğduğumuz gün ile başlar kaderimiz. Üç aşağı beş yukarı ailenin yaşamsal kaderi ile ilk adımlar atılır. İstisnalar kaideyi bozmaz deriz ya. Çok doğrudur. 

Rol modelleriniz anne babalar, bazen sadece anne, bazen de sadece baba hayatta nasıl yol alacağınızı, neleri nasıl karşılayacağınızı, tepkilerinizi yani insani duygularınızı şekillendirirler. 

Konu o kadar geniş çerçeve içinde ki tümüne hakim olmak, toparlamak bir seferde mümkün değil elbet. 

Hani hazan vakti diyerek başlamıştım ya sözlerime, sırtımdaki yüklerden bahsetmiştim ya, şimdi biraz biraz açalım nereye çıkıyor bu kapı. 

Hepimiz için en temel birlik ailemiz, en sıcak, gerçek alan evimiz. En sahici olduğumuz, en konforlu alanımız evimiz. İçinizden bazıları, "ahh nerde benim için cehennemdi diyebilir, doğrudur da. 

Ancak şu an değinmek istediğim farklı bir şey. En kıymetli hane yuvamız, en kıymetli insanlar çekirdek ailemiz iken bizler elalem faktörü ile bu kıymete zarar veriyoruz. 

Üstelik en baştan. Nişanlanıp, evlilik aşamasında en güzel kıyafet, en güzel mekan, en güzel ev, en pahalı takı, markalı eşyalar, falan filan derken daha baştan hem fiziki, hem maddi hem de manevi yükleri almaya başlıyoruz üstümüze. Gerçekleşmeyen, istenmeyen, kabul görmeyen, yetmeyenler derken bi'sürü kırgınlıklar cepte daha 1-0 yenik başlıyoruz en kutsal birlikteliğe. Kim için, neden, değer mi, değdi mi? Elalem bulur kusurunu. Mükemmel nedir ki? 

Bu başlangıç çocuklar, eğitimleri, onların evlilikleri, torunlar diye uzar gider. 

Uzayıp giden bu hikayenin sonunda bir bakarsın sırtındaki dağlar kat kat olmuş. 

Sen kaslarım ağrıyor dersin ya o her sıktığın dişin, yanaklarındaki kasılmaların yansımasıdır. 

Heyhat! Ne yazar... Ardından gelene ders olsun... 

Belgin Koçer

YORUMLAR

  • 0 Yorum