Sevgili futbolseverler,
Futbolun kimi zaman göz ardı edilen bir gerçeğinden bahsetmek
istiyorum: 90 dakikalık bir futbol maçında topun ortalama oyunda kalma
süresinin 40-50 dakika olması. Evet, doğru duydunuz. Futbolun ne kadar tempolu
bir oyun olduğunu düşünürsek, bu istatistik oldukça düşündürücü.
Süper Lig’in 26. haftasındaki maçların, topun oyunda kalma
sürelerinin ortalamalarına baktığımız zaman, 46:43 dakikayla en düşük
ortalamanın Çaykur Rizespor – Fenerbahçe maçında olduğunu görüyoruz. Saha ve
hava şartlarının da ne kadar etkisi olsa da, ne yazık ki, bu durum her zaman
böyle. Topun oyunda kalma süresinin en fazla olduğu maç, Beşiktaş- Tümosan
Konyaspor maçı. 90 dakika diye bildiğimiz maçta, sadece 57 dakika futbol
seyretmişiz. Bir halı saha maçından daha az bir süre…
Türk futbolunda sık sık şikayet edilen bir konu var: Hakemlerin
kolay düdük çalması. Bu, oyunun akışını kesiyor ve seyir zevkini azaltıyor.
Avrupa'daki futbol ortamına baktığımızda ise durumun biraz farklı olduğunu
görebiliyoruz. Orada, oyunun durması için gerçekten önemli bir neden olmadıkça
düdük çalınmıyor. Hakemler, oyunun sürekli akmasını sağlayarak, futbolun tadını
çıkarmamızı mümkün kılıyorlar.
Bir de şu gerçeği kabul etmek gerekiyor: Milyonlarca lira
kazanan futbolcuların sahada sergiledikleri performans, bazen amatör bir halı
saha maçındakinden pek de farklı değil. Belki teknik açıdan bir üstünlük var
ama tempoyu ve mücadeleyi düşündüğümüzde, aradaki farkın ne kadar azaldığını
görebiliyoruz. Futbolcular, hakemlerin bu inisiyatifini çok kullanıyorlar.
Aldıkları ufacık bir temasta dahi kendilerini yere bırakıp, maçın soğumasını
sağlıyorlar. Becerileriyle koruyamayacakları skorları belki de bu şekilde
korumak daha kolaylarına geliyordur.
Bir zamanlar İngiltere'ye giden bir Türk futbolcu, maç esnasında
dinlenmek için topun taca çıkması için dua ettiğini anlatmıştı. Nedeni ise Türk
futbolunun hızına(!) alışık olması ve oradaki tempoya ayak uyduramamasıymış. Bu
hikaye bize, farklı futbol ortamlarında, oyuncuların nasıl farklı deneyimler
yaşayabileceğini gösteriyor.
Her dakika maçın durması, gerçekten de seyir zevkini çok fazla azaltıyor.
İnsanlar artık futbolu sevdikleri için değil, alıştıkları için izler hale
geldiler. Futbolun güzelliği, oyunun sürekli akmasıyla, heyecanın hiç
eksilmemesiyle ortaya çıkıyor. Bu yüzden, belki de hakemlerin biraz daha az
düdük çalması, oyunun daha keyifli hale gelmesine yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, futbolun gerçekten de bir tempolu oyun olduğunu
unutmamalıyız. Profesyonel liglerdeki maçlarda bile, topun oyun alanında kalma
süresinin ne kadar az olduğunu görmek şaşırtıcı olabilir. Ancak, bu durumu normalleştirmemek
ve oyunun tadını çıkarmak önemlidir.
Futbol dolu günler dilerim!
YORUMLAR