Herkese merhabalar sevgili okuyucular anne babalardan gelen sorularla devam ediyorum. Öncelikle kardeş kıskançlığı olağan üstü bir durum değil olağan bir durumdur. Ama bu olağan durumlar bazen olağanüstü şekilde bizi etkiliyor olabilir.
Bir an önce atlatmak istediğiniz bir olayı düşünün. Çocuklarınız üç dakika içinde üçüncü kez birbirlerine girmiş olsun. Kavgayı durdurmak ve tartışan kardeşleri ayrı odalara göndermek içinizden geçebilir. Veya kendinizi sinirlerinize hakim olamıyorken bulabilirsiniz.
Çocuklarınızı derhal odalarına göndermek yerine bu olayı, onların birbirlerini dinlemeyi ve birbirlerinin görüşlerine kulak vermeyi; kendi arzularını açık, net ve saygın bir şekilde iletmeyi; karşılıklı ödün vererek fedakarlıkta bulunmayı, müzakere etmeyi ve bağışlayıcı olmayı öğrenmeleri için kullanabilirsiniz. Biliyorum bütün bunları hemen o sırada sıcağı sıcağına yapabilmek kolay değildir. Ama çocuğunuzun duygusal ihtiyaçlarını ve ruh hallerini biraz olsun bilebilirseniz olumlu bir sonuç elde edebilirsiniz.
Kavga eden çocuklarınızı ayırmanın bir mahsuru yoktur. Bu iyi bir ayakta kalma tekniğidir ve bazı durumlarda (özellikle şiddet, vurma, ısırma, saç çekme vs,durumlarında) en iyi çözüm de olabilir. Ama genellikle bir tartışmayı ve gürültüyü sona erdirmekten daha iyi şeyler de yapabiliriz. Yaşanan bir olayı sadece çocuğumuzun beyninin değil, ilişki kurabilme becerisinin ve karakterinin gelişimi için de kullanabiliriz. Zaman içinde her biri gelişecek ve ebeveynlerinin rehberliği olmadan sorunların üstesinden gelmekte daha usta olmaya başlayacaklardır.
Okul öncesi dönem çocukların ben merkezci oldukları dönemdir. Genelde oyuncaklarını paylaşmak istemezler. Buna her iki çocuğun da ortak olarak kabul edecekleri bir çözüm bulana kadar o oyuncakla oynamasına izin vermemek konusunda kararlı olmak gerekebilir. Bu süreçte muhtemelen bir miktar gözyaşı olacaktır. Çatışmalara bu şekilde yaklaşıldığında, ağlamaya izin verildiğinde ve zorla bir çözüm kabul ettirmeye çalışılmadığında çocuklar genellikle bir çözüm üzerinde anlaşırlar. Ve bu çözüm anne babaların hiç aklına gelmeyen çözümler olabilir. Anne babaların otoriter bir tarzda zorla bir çözümü kabul ettirmeye çalışmaları çocukları başkalarının ihtiyaçlarını düşünmeyi öğrenme ve sorun çözme becerileri edinme fırsatından yoksun bırakır.
Peki ya şiddet durumları?
Çocukların kavgaları birbirlerine zarar verme noktasına geldiğinde derhal müdahale etmek gerekir. Çocukların arasına girerek onları fiziksek olarak ayırmak ya da diğerine vurmak üzere olan çocuğa sıkıca sarılmak zorunda kalabilirsiniz. Anne babalar daha sonra çocukların duygularını kabul edebilirler. Bu genellikle saldırmak üzere olan çocuğun duygularını dışa vurmadan yaşaması ve vurmaya devam etmek yerine ağlamasına yeterli olur. Amaç şiddeti engellemektir gürültüyü değil. Bu sırada çocuğun ağlaması ihtiyaç duyulan bir davranıştır bu ağlama bağırarak da olabilir. Çocukların olumlu duyguları kadar olumsuz duygularına da yer açabilirsek ve çözümü kendilerinin bulmalarına fırsat verirsek kendilerini daha iyi ifade edebilen, sorumluluk alabilen, kardeşleriyle ve arkadaşlarıyla herhangi bir çatışmada ne yapması gerektiğini bilen bireyler haline gelmelerine olanak sağlayacağız.
Herkese iyi haftalar diliyorum
Uzman Klinik Psikolog/Aile Danışmanı
Buse Baltalılar
YORUMLAR