Önümüz 29 Ekim. Mustafa Kemal'e kini olan onlarca iblisin yeraltından çıktığı, asalakların Cumhuriyet'in değerleriyle rövanş hazırlığı yaptığı, Atatürk heykellerinin yakıldığı, teröristlerin parçalanmayı ülkenin gündemine soktuğu, “Açılım yapıyoruz” diye övünülürken 20 yaşındaki gencecik askerlerin şehit edildiği bir ortamda 29 Ekim'i kutlayacağız biz.
Tüm dünya Cumhuriyet sistemini geliştirme adına insana yatırım yaparken, biz Cumhuriyet sistemini korumadan öteye geçemedik henüz. Kutlayacaksak bu yüzden kutlayacağız. İyi biliyoruz ki, bir defa cayarsak, bir defa vazgeçersek kutlamadan, bir ertesi yıl bayrak sallayabilecek bir bayramımız bile olmayacak.
Geçtiğimiz gün, İzmir'de 1 milyona yakın kalabalık toplayan “Andımız mitinginin” mimarları geldi gazetemizi ziyarete. 29 Ekim'de yine Gündoğdu'da içimizdeki Cumhuriyet aşkının hiç ölmediğini, kazanımlarından asla vazgeçmeyeceğimizi haykırmak için buluşacaklar. Cumhuriyet İçin Güçbirliği Platformu çatısı altında Cumhuriyet Kadınları Derneği İzmir Şubesi Başkanı Zuhal Of, TGB İzmir İl Başkanı Meltem Ayvalı, Eğitim-İş İzmir 1 Nolu Şube Basın Yayın Sekreteri Yaşar Şahin, TOBAV ve MÜZED Temsilcisi İsmail Bilen ve Hacıbektaş Eğitim ve Kültür Derneği ile Ulusal Uyanış Platformu'nun dönem sözcülüğünü yapan Hüseyin Erdoğan sorumluluklarının bilincinde, geleceğin çok daha aydınlık olacağından terreddütsüz, her yeni “buluşmayı” bir öncekinden daha bir şevkle gerçekleştiriyorlar.
Kafamda bir takım sorular vardı. Kendileri ile paylaştım. Mesela Türkiye'de yaşanan muhalefet sıkıntısından dolayı şuan “azınlık” gibi görünen bizleri temsil edebilecek bir siyasi partinin yokluğu, yaptığımız savaşın Don Kişot'un yeldeğirmenlerini kılıcı ile dövmesine olan benzerliğini, iktidarın 2023 hedeflerini gerçekleştirmelerinin önünde hiçbir engel kalmadığı gibi. Türkiye'de AKP'ye oy atmayan milyonlarca insan gibi sanırım onlar da sormuş kendilerine bu soruyu. Fakat ayakları bu sorulara takılıp sendelemelerine neden olmamış. Kararlılar, cesaretliler ve tabi ki yürekliler. Tutuklanmanın, gözaltına alınmanın, garip davalarda davalı sandalyesinde oturmanın artık pek de yadırganmadığı bir ülkede hala yürek taşıyabilmek, sindirilmemiş olabilmek çok önemli.
İlkokul 5. sınıfa kadar düşen türban takma yaşından, yasaklanan bayramlardan, Cumhuriyet'e açılmaya çalışılan yaralardan, yargının yapısından, askerin borazanlığından, teröristlerin her gün yükselen sesinden, Doğu'yu kaybeder miyiz korkusundan kurtulmak, uzunca süredir devam eden kabuslarımızdan uyanmak için Çarşamba günü saat 16.00'da bu mitingte Cumhuriyet'e sahip çıkmak için buluşalım.
Ve gelin artık Cumhuriyet'i korumak yerine onu keyifle yaşayabileceğimiz yıllar yaratabilmek adına
doğruyu seçmeyi öğrenelim...
YORUMLAR