Türkiye'de hemen hemen her kapalı kapının ardında konuşulan koalisyon senaryosunun adı CHP-AKP.
Bu işin kesinleştirilmiş tarafı zaten. CHP, bundan önce oluşabilecek her senaryoyu deneyip ondan sonra risk olarak baktığı AKP ile koalisyonu kuracak. Seçmeninin karşı çıktığı bu koalisyon ortaklığı aslında seçmenin, bir sonraki seçimlerde de CHP'ye oy atması için tek şartı.
Uzun yıllardır iktidara gelmemiş bir partinin seçmeni ve o partinin yanında hala dimdik duran işadamlarının Kılıçdaroğlu'ndan beklentisidir hükümet ortaklığı.
CHP-MHP ve HDP koalisyonu imkansız kılan söylemler sonrası Kılıçdaroğlu için de tek seçenek AKP. Açıklamalar da bu yönde. Toplumsal bir direnç ile karşılaşılmadığı sürece (Ki bu imkânsız) yeni hükümetin adını CHP-AKP koalisyonu koyabiliriz.
CHP'nin AKP'nin önüne şart olarak koyacağı 1500 TL asgari ücret, emekliye 2 maaş ikramiye gibi vaatlerin kısmen hayata geçmesi sağlanabilir. Fakat kimse bakanların yargılanmasını beklemesin. Başbakanlığa gelince... Sanırım bu en çetin pazarlıkların yapılacağı “CHP talebi” olacak. Hâlihazırda başbakanlık koltuğuna ilk kez seçilerek oturacak 2 genel başkanın yarışına sahne olacak. Bakanlıklara gelince, 1-2 önemli bakanlığın CHP'ye verilmesi muhtemel.
Aslında çok da umurumda olan bir konu değil. Hepi topu 1-2 yıl birbirine dayanabilecek 2 grubun bu ortaklığından İzmir ne kazanır ben ona bakarım.
Mesela durduk yere KİK girmez devreye...
Dosyalar bakanlıkta beklemez...
35 proje biter...
Bakarsınız 1414 proje de biter...
ÇED raporu için ağaç olmayız.
Körfez'i temizlemek bu denli zor olmaz...
Kısaca CHP-AKP ortaklığı en çok İzmir'in işine gelir.
Aslında ben MHP'nin de göz ardı edilmemesi gerektiği kanaatindeyim. Bahçeli, AKP ile koalisyona “Yeşil ışık” yakarsa, AKP'nin CHP'den önce MHP'ye gitmesi de olası.
Her iki şıkta da AKP'nin partilere “Bu vaadini törpüle de gel” diyeceğini unutmayalım...
YORUMLAR