Türkiye'nin yakından tanıdığı Dikili'nin efsane belediye başkanı Osman Özgüven'in CHP İl Başkanlığındaki açılışındaydım dün. Partinin bir sürpriz yapmaması halinde üyenin tercihini Özgüven'den yana kullanacağı kanaatindeyim. Yoğunluk nedeniyle salona giremeyenlerin tezahüratları eşliğinde, konuşması alkışlarla kesilen Özgüven'in, Dikili'de halkı için neler yaptığını bilmeyen yok. Öğrenci servisi, su, sağlık hizmetleri gibi temel gereksinimleri, halka aracısız ve ücretsiz ulaştıran Özgüven, hayatı boyunca birçok kez sadece halka hizmet ettiği için yargılanmış biri. Türkiye'de sosyal belediyecilik anlayışının en iyi örneği olan Osman Özgüven'e bu donanımları ile birlikte Ankara'da ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Ben solcuyum. “Sol”un, siyasette sağ partiler tarafından halka nasıl empoze edildiği, nasıl şeytanlaştırıldığı, nasıl bölücü olarak suçlandığı hakkında ciddi oranda siyasi hafızam var. Cumhuriyet tarihinin pek çok döneminde, pek çok dönemecinde olduğu gibi 80'li yıllarda solculara sadece “Zenginliklerimizi bölüşelim, sosyal eşitsizliği ortadan kaldıralım” dedikleri için ucube gibi bakılırken, Dikili'de düzenlenen barış festivallerinde buna “Dur” demeyi başarmış bir insan Özgüven.
Şimdi Özgüven, “çok önemli!” olduğunu iddia ettiğimiz 2015 seçimlerinde çıkıp yüreklice Ankara'ya gitmek için üyelerden “bilet” istiyor.
Üyelere düşen sadece Dikili'de değil, artık tüm Türkiye'de “efsane” yazılmasına izin vermektir.
YORUMLAR