Hatırlar mısınız bilmem...
Esad, Arap Baharı yalanına teslim olmayacağını açıkladığında bizimkilerin tüyleri kabarmış, fonda “Ceddin dede, neslin baba” ile Suriye'ye giydirip durmuşlardı.
“3 saatte Şam'a varırız, Cuma'yı Şam'da kılarız. Esad 2 haftaya düşer. İnşallah Selahaddin Eyyubi'nin kabri başında fatiha okuyacak, Emevi Camisi'nde namazımızı da kılacağız. Bilali Habeşi'nin, İbn-i Arabi'nin türbesinde, Süleymaniye Külliyesi'nde, Hicaz Demiryolu İstasyonu'nda kardeşliğimiz için özgürce dua edeceğiz” gibi iddialı sözlerin ardından müjde gecikmeli olarak 3 yıl sonra dün geldi.
Gücümüzü görmeyip, sabrımızın sınırları ile oynayanlar, bam telimize basanlar dün günlerini gördü.
Askerimiz elinde, Süleyman Şah'ın türbesinden kurtarabildikleri ile yurda döndü. Bayrağımız yere indirildi. Şimdi müsait olduğumuz bir gün, sınırımızın 200 metre yanındaki bir yere taşıyacakmışız türbeyi.
İlginçtir ki hem IŞİD, hem Suriye Hükümeti tarafında büyük sevince neden olan bu harekat Türkiye'de kahramanlık destanları arasına zorla sokulmaya çalışılıyor.
Aslında ne mi oldu?
Osmanlı'nın dahi savaşmadan toprak vermediği tarihimizde ilk defa bu kadar çabuk “MAT” olduk biz.
İyi uykular Yeni Türkiye...
Unutmadan; Şam'da Cuma namazı kılamadık ama yarın herkesi Süleyman Şah'a operasyon sırasında şehit verdiğimiz Halit Avcı'nın cenaze namazına bekliyoruz.
YORUMLAR