Kadifekale 2-3 işçi ile ayağa kalkmaz
Deniz Kezer

Deniz Kezer

Kadifekale 2-3 işçi ile ayağa kalkmaz

24 Eylül 2014 - 19:40

Dünyanın en fazla ortaçağ kalelerine sahip ülkelerinden biriyiz. Hemen hemen her şehirde bir hata birden fazla kale bulmak mümkün. Zaman her birine öyle acımasız davranmış ki... Kimini yenileme şansı bulmuşuz. Kimi yok olup gitmiş.

Alanya, Bodrum ve Mersin kaleleri dışında belki de dünyanın en harika manzarasına sahip kalelerinden biri Kadifekale. Pagos Dağı üzerinde, 186 metre tepede tüm İzmir'e hakem konumuyla inanılmaz bir Körfez manzarasına sahip Kadifekale, hiçbir şekilde turizm alanı olarak kabul edilmiyor. Yıkılmış duvarları, talan edilmiş iç yapısı ile gezip görülebilecek tek bir yapıya dahi sahip olmayan kale, Büyük İskender'in İzmir'e mirası. Sadece bu isim dahi önemli bir vitrin gibi görünse de kalenin denize bakan duvarlarının bir kısmı ve 1-2 burcu haricinde ayakta kalmış tek bir tarafı olmaması değerini düşürüyor. İçeride bölgenin vatandaşları tarafından bir takım hediyelik eşya satışı yapıyor. Gelin görün ki onlar da hallerinden pek memnun değil. Gemi gelirse turist geliyor, gemi gelmezse turist yok. İzmir'de 2014 yılında oldukça azalan kruvaziyer turizmi buranın esnafını kötü etkilemiş.

Bir defa kale, her türlü “sakat tiplerden” temizlenmiş. Turist taciz edilmeden gezebiliyor, insanlar çevresinde rahatça dolaşabiliyor.

Ama neyi?

Hangi müzesini?

Hangi zindanını?

Hangi duvarını, suru?

Hangi burcu?

Hangi mezarı?

İzmir Büyükşehir Belediyesi bir süre ara verdiği restore çalışmalarına yeniden başlamış. 2-3 işçi ellerinden geldiğince, restorasyon kuralları çerçevesinde bir kısım duvarları yeniden ayağa kaldırmak için çalışıyor. Ama aşırı derecede yetersiz. Bölge, İzmir Valiliği'nin veya Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın yardımına muhtaç. Onlardan da ses çıkmıyor. 2-3 işçi ile yıllarca duvar örseniz o kaleyi kaldıramazsınız. Ulaşım sıkıntılı. Gecekonduların arasından, biri yol ortasına park etmediyse 15-20 dakikada çıkarsınız. Defalarca kez teleferik ile ulaşım gündeme getirilse de bir şekilde bu mümkün olmamış.

Temmuz ayında belki defalarca kez gezdiğim Bodrum Kalesi'ni daha doğrusu müzesini bu defa iğne deliğini es geçmeyecek şekilde dolaştım. Bir defa turist yoğunluğundan kendinizi yabancı hissediyorsunuz. Zira durum Mersin ve Alanya'da da aynı. Fransız Kulesi, İtalyan Kulesi, Alman Kulesi, Yılanlı Kule ve İngiliz Kulesi en çok ziyaretçi çeken bölümleri. Türk hamamı, Amphora, Doğu Roma Gemisi, Cam Salonu, Cam Batığı, Sikke ve Mücevherat Salonu turist kaynıyor. Bir de Karyalı Prenses Salonu var ki... Prensesin mezarı ile bulunan mücevherlere paha biçilemiyor.

Çok uzakta bir yeri anlatmıyorum. Bodrum, hemen dibimiz.

Büyükşehir Belediyesi'nin Kadifekale etrafında yaptığı kentsel dönüşümü es geçmek mümkün değil. Roma Tiyatrosu için yapılan kazı çalışmaları da gerçekten değerli işler. Fakat “Tüm Türkiye'de hızla artan turist sayısı neden İzmir'de düşüyor?” sorusunu kendimize sorma zamanı geldi diye düşünüyorum. İzmir'in Çeşme plajları, Efes ve Meryemana dışında turiste sunabileceği hiçbir şey yok. Kendi elimizle yok ettiğimiz “yakın tarihimiz” para etmiyor maalesef. Kimse bu şehrin yıkık kalesini, devlet yatırımından yoksun şehir hayatını merak etmiyor. Bizim kapsamlı ve bölge bölge “Ayağa kaldırma” çalışmalarına ihtiyacımız var.

“Bakanlık falanca ilçede eski bir Rum evini ayağa kaldırsın, Valilik şu ilçedeki eski hamamı. Eee Büyükşehir'e de bir iki müze kurdurduk mu, turizm işi tamam”.

Maalesef hiçbir turizm anlayışında bunun gibi bir eylem planına yer yok.

Sonuç ortada aslında.

Bodrum Kalesi 20 TL'ye geziliyor.

Kadifekale hem bedava hem de doğaya karşı hacetini giderenden bir talebimiz olmuyor.

Unutmadan, Kadifekale'ye çıkmadan önce tuvalet ihtiyacınızı görün. Zira kimsenin aklına tuvalet inşa etmek gelmemiş.

YORUMLAR

  • 0 Yorum