YİNE YENİ YENİDEN ÇALDIN SAZLAR...
Derya TÜZEN

Derya TÜZEN

Bence...

YİNE YENİ YENİDEN ÇALDIN SAZLAR...

29 Ağustos 2017 - 16:06

"Bayram Nedir?"

'Millî veya dinî bakımdan önemi olan ve kutlanan gün veya günler."

TDK (Türk Dil Kurumu) böyle tanımlıyor. Bir başka kaynak;

"Dini bayramlar, yeryüzünde yaşayan çeşitli dinlere mensup toplulukların belli bir tarihte, yılda bir kere bir veya birkaç gün sevinç gösterileriyle ve ayinlerle, ritüellerle kutladığı günlerdir."Diyor.

*

Müslümanlar her yıl iki dini bayram kutlar:

1. Ramazan Bayramı, 2. Kurban Bayramı.

Ramazan Bayramı ya da Şeker Bayramı, İslam aleminde, oruç tutma ayı olan Ramazan'ın ardından (açlıktan çıkıp) üç gün boyunca kutlanan dinî bir bayramdır.

*

Şimdi biz ne kutlayacağız?

*

Resmi rakamlarla 2016 yılı KBMG ( Kişi Başı Milli Gelir)'in 21 bin 146 $ yükselterek, 189 ülke arasında 63'üncü sırada yer aldığı ilan oldu. Ancak asgari ücret hâlâ net 1.404 TL. Mayıs ayı dört kişilik bir aile için açlık sınırı 1.528 TL. Yoksulluk sınırı 4.979 TL.

*

Bu durumda Türkiye otuz günlük değil, süresiz bir oruç tutma halinde...

*

Bayramı kutlamak için açlıktan çıkmak gerekmez mi?

Büyümek, gelişmek, kalkınmak, yüksek katma değerli mal üretmek, zenginleşmek, adil bölüşmek ve refaha ermek gerekmez mi?

*

O zaman ne bayramı kutlayacağız?

*

Şimdi ben bu bayramı kutlamayabilmek için olsa gerek;

Bu duruma katlanabilmak için,

Bir çözüm arayışı içinde...

Kendime her günü bayram ilan ettim (!)

Bana her gün bayram artık...

Çalsın sazlar. Kutlayalım (!) gari.

*

Ramazan Bayramında yukarıdaki yazıyı yazmıştım.

*

Bu hafta da hem 30 Ağustos Zafer Bayramı, hem de Kurban Bayramı.

*

Emeğin kapitalizme kurban edildiği,

Yağız delikanlıların hayatlarını yarım bırakarak,

"Şehit" olarak, yıllardır bitmeyen, bugüne kadar neye hizmet ettiği bilinmeyen bir savaşa kurban edildiği,

Şimdilerde burada tatil yapan Suriyeli kaçkınların da yerine sonsuz bir savaşa(!) kurban edildiği,

Vatandaşın yaşam standartının, Suriyeli kaçkınları kurban edildiği,

Küçücük kız çocuklarımızın, sapık erkeklere, çocuk gelin(!) uydurmasıyla kurban edildiği,

Küçücük erkek çocuklarımızın, insanlıktan nasibini almamış dincilere(!) ağaçtan indirilen bademi mundar ederek kurban edildiği,

Kadınların, önce kocalarına, sonra da kocalarının ailelerine, aşirete kurban edildiği,

Öğrencilerin sınav sistemine kurban edildiği,

Çevrenin, iklimin, geleceğin sürdürülebilirliğinin, fosil yakıtlara bağımlı gelişmemişliğe, yandaş cahil hırsızlara kurban edildiği,

Tarım, turizm, sağlık, eğitim gibi geleceğimizin temel belirleyicilerin, yanlış politikalara, cehalete kurban edildiği,

Vergilerimizin, geleceğimizin, denetimsizde, cahil görgüsüzlere kurban edildiği,

30 Ağustos'ların, askercilik oyunlarıyla şaibeli darbelere (!) kurban edildiği,

"Fetö" kavramıyla bir çok masum insanın kurban edildiği,

Adaletin, uygulayıcıların şahsi menfaatlerine kurban edildiği ülkede on gün bayram ilan edilmesi tüm bunlara on gün ara verilecekse bayram sayılabilir. Yoksa, neden on gün tatil dendi o zaman?

Bize zaten hergün bayram(!) kıııızzz!

O zaman yine yeni yeniden çalsın sazlar...

Hep bir ağızdan söyleyelim abimizin sisteme nasıl kurban olduğumuzun şarkısını;

"Ablan kurban olsun sana!"

*

Kutlayalım(!) gari!

YORUMLAR

  • 0 Yorum