Reklam
Erkan Sevinç

Erkan Sevinç

Beşibiryerde

02 Ekim 2024 - 10:04

Beşibiryerde genellikle 22 ayar tam altından oluşan bir takı. Osmanlı altını saray tarzını yansıtan lüks tasarımıyla dikkatleri üzerine çeker. Tuğra, hat gibi geleneksel işlemelere sahip olan tasarımlar eski saray esintilerine taşır. Kıyıya varan ölü balıklar ve Basmane Çukuru tartışmalarında aklıma nedense bu takı geldi.

Ne alaka diyebilirsiniz. Bu güzelim kenti yöneten hayatta olan belediye başkanlarını hatırlayalım.

Yüksel Çakmur 1989-1994 Burhan Özfatura 1984-1989, 1994-1999 Aziz Kocaoğlu 2004-2019 Tunç Soyer 2019-2024 Cemil Tugay 2024-?

İşte bu 5 başkan bugünlerde İzmir gündemini meşgul eden Körfez Kirliliği ve Basmane Çukuru konusunda hemen hemen her gün açıklama yapıyorlar.

Konuyla ilgili basın toplantısı düzenleyen Tunç Soyer “1986 yılına kadar Körfez’de maalesef koku ve kirlilik konusu bir kader gibi yaşandı. Yaşı yetenler hatırlayacaktır. Yetmişlerde, seksenlerde özellikle Bayraklı bölgesinden burnumuzu tutarak geçerdik. Ve İzmir’den utanırdık. Nihayet 1986’da başlayan büyük kanal projesi 2000 yılında tamamlanıyor. Yaşayan Körfez ve yüzülebilir Körfez mümkündür. Bu hedefe bu kadar çok yaklaşılmışken, bu hedefin altyapısı için bu kadar büyük yatırımlar ve hazırlıklar yapılmışken, bu hedeften vazgeçilmesi bir tarihsel sorumluluktur. Tam bir yıl önce koku sorunu giderilmiş, 10 noktada denize girilebilir hale gelmişti. 24 Şubat’ta Körfez’de Yunus gördük. Körfez’de ‘yüzeceğim’ derken ne ham bir hayal kuruyordum ne de siyasi popülizm yapıyordum. Bunun belediye başkanı olarak İzmirlilere karşı sorumluluğum olduğunu idrak etmiştim. Görev sürem içinde yaklaşık 11 milyar liralık yatırımla başlattığımız çalışmaların devamının getirilmesi, yüzülebilir körfezi mümkün kılacaktır”derken Dr.Cemil Tugay “Körfezdeki kötü koku ve balık ölümlerinin sudaki azot bileşiği ve fosforu besin maddesi olarak kullanan mikroorganizmaların anormal hızla çoğalması ve ölmeleriyle oksijenin tükenmesinden kaynaklanıyor. Temizlenmenin gerçek anlamı o azot ve fosfor bileşikleriyle dolu olan körfez suyunun içindeki kirliliğin bir yere gitmesi. Suyu arıtmak gibi bir şey mümkün değil. Milyonlarca ton su var. Ancak ne beklenir, bir akıntı olsun ve o akıntı kirli suyu alsın açık denize taşısın ve o şekilde temizlenme olsun. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi, 4. faz ile daha da güçlenecek. Yine Narlıdere bölgesinde Güneybatı Atıksu Arıtma Tesisi’nin de kapasitesi artırılacak” şeklinde konuşuyor bir başka toplantıda..

Yüksel Çakmur ise  Büyükşehir Belediyesi’nin kokuya ilişkin bir süre açıklama yapmamasını doğru bulmadığını dile getiriyor ve  “Sorumluluktan uzaklaşmak için yanlışı başka yerde aramak, tedbir yerine savunmaya geçmek yanlıştır” diyor. Burhan Özfatura ise kendisinin ikinci kez belediye başkanlığı yaptığı yıllarda Büyük Kanal Projesi’nin Konak-Çiğli hattının tamamlandığını belirtiyor. Görevi devrettikten sonra projenin Konak-Narlıdere hattının değiştirildiğini ifade eden Özfatura, yağmur suyu ile pis su deşarjının aynı borudan yapıldığını, boruların çaplarının küçültüldüğünü, düşük kaliteli borular kullanıldığını söylüyor. Özfatura, düşük kaliteli boruların birleşme noktalarından deniz suyu aldığını, bu nedenle bir süre sonra Narlıdere arıtma sisteminin çalışmaz hale geldiğini ve atık suların denize deşarj edildiğini belirtiyor. Aziz Kocaoğlu ise dönemine yönelik eleştirilere karşı çıkıyor

Gelelim Basmane Çukuru’nun devredilip karşılığında Konak’a Belediye Binası yapılması konusuna. Kamuoyunda Basmane Çukuru olarak bilinen ve 1985 yılında ilk kez yapılan planlardan itibaren mülkiyetinin bir kısmı Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ait olan yer Kültürpark’ın yanında önemli bir konumda bulunuyor. Bu alanda 1990’lı yıllarda imar planının öngördüğü ticaret ve kültür merkezinin yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediyesi adına belediye hizmet binası da yapılmak üzere dönemlerin belediye başkanlarınca sırasıyla girişimler başlatılmıştı. Kat karşılığı özel şirketlerle önemli protokoller yapılmış, ancak çeşitli dava ve itiraz süreçleri nedeniyle inşaat sürecine geçilememişti. 2000’li yıllara gelindiğinde kesinleşen plan süreçleri ve yapılan protokol sonucunda alınan inşaat ruhsatı ile Büyükşehir Ek Belediye Hizmet Binası ve Ticaret Merkezi inşaatına başlanmış, yapıların temel çukuru kazılmıştı. Ancak bu süreçte inşaata başlayan firma iflas etmiş ve kazılmış temel safhasında kalan alan görüntüsü nedeniyle “Basmane Çukuru” olarak anılmaya başlanmıştı. 2013 yılından bu yana mülkiyet ve inşaat kullanım hakkı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) geçen parselde karşılıklı görüşmelere rağmen anlaşma bir türlü sağlanamamış ve alan kentin göbeğinde boş bir çukur olarak atıl kalmıştı.

Cemil Tugay İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Basmane arazisindeki hissesinden vazgeçeceğini, belediye hizmet binasının da Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından yerinde inşa edilmesi sağlanacağını açıkladı. Alanda bir an önce inşaat faaliyetlerine başlanması sağlanarak hem görsel hem de kent dokusu olarak bölgeyle ve Kültürpark ile bütünleşen ticaret, turizm ve diğer faaliyetlerin yer alabileceği bir yaşam alanının kente kazandırılması hedefleniyor. Karşılığında da Konak Meydanı’nda tüm belediye birimlerinin taşınacağı bina yapılacak.

Tunç Soyer çok katlıya binaya da takasa da karşı. “Hukukçu kimliğimle, İzmirlinin hakkına, hukukuna sonuna kadar sahip çıkıp partime karşı da görevimi eksiksiz yapacağımdan kimsenin kuşkusu olmasın. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin namuslu, ahlaklı, çalışkan bürokratları ve İzmir’in örgütlü sivil güçleri, 30 yıla yakın zamandır sürece vakıftır ve hiç kimse bir oldu bittiyle yaratılacak kamu zararına seyirci kalmayacak, İzmirlilerin hakkını sonuna kadar koruyacaktır. Bu operasyonun narkozlu veya narkozsuz yapılması mümkün değildir. İzmir’in gözbebeği bu kamu arazisinin göz göre göre elden çıkartılmasına asla izin verilmeyecektir ” diyor.

Cemil Tugay belediyenin yeni hizmet binası yapılması karşılığı yüzde 30 arsa payından vazgeçmesini “yüksek kamu yararı” ve “İzmir halkının menfaatlerini önceleyen bir adım” olarak değerlendirirken  Aziz Kocaoğlu ise “niye bu bina yıkıldı ki” de hala. En büyük tepki tabii Yüksel Çakmur’dan. “Kocaoğlu belediye hissesini yüzde 30’a çıkardık diyor. Aldatmaca bu. Satıldığı zaman sizin hakkınız sıfır bir hak. Yedi defa kazandığınız aşamada, kamu çıkarını korumak için bu yüzde 30 konuldu. Buraya 270 metrelik koca birer bina yapılacak. İş merkezi yapılacak. Milyon dolardan değil insan hakkından, gelecek kuşakların satılan hakkından bahsediyorum. Ben toplumun ve İzmirlilerin hakkından bahsediyorum. Yargı 8 kez buraya ticari merkez yapılamaz diyor. Çevre düzenlemesi, trafik yoğunluğu olmaz diyor bu alanda. Bu arazi üzerinde sürekli olarak kanunun arkasına dolanıp, lafla sosyal demokrat ve demokrat olunmaz. Bu tamamen hukuka aykırı bir durum. Ranta kurban gitmemeli bu alan” diyen Çakmur’a karşın  Özfatura Tugay’ın yaklaşımını olumlu bulduğunu açıklıyor.

Beş başkanın bazen kesişen bazen çelişen açıklamalarını gördünüz. Şöyle bir hayal edin lütfen. Bu beş başkan ara ara bir araya gelse İzmir’in sorunlarını masaya yatırsa güzel olmaz mı? Tartışmalardan öyle ortak noktalar çıkar ki. Kendi çalıp kendi oynayanlardan kaybediyor İzmir’im..

Yazıyı Barış Manço’nun bir şarkısının çarpıttığım sözleri ile bitiriyorum

İzmir’in sorunları varsa

Ben Bilirim Ben Bilirim

Çözmek bana düşmüşse

Ben Bilirim Ben Bilirim

Kimseye de danışmam

Ben Bilirim Ben Bilirim

Erkan Sevinç

YORUMLAR

  • 0 Yorum