BKM yapımı “Bir Cumhuriyet Şarkısı” filmini uzun zamandır bekliyordum. ‘Ne zaman seyredebileceğiz acaba?’ diye düşünürken İzmir’in dev yüreği Erhan Gölbey’in Ahmed Adnan Saygun Merkezi’nde bir gala düzenlediğini öğrendim. O akşam Dev Ajans organizasyonu ile unutulmaz bir gece yaşadık. Kendimi bildim bileli Türk Sineması’nda dönem filmleri ve dizilerini sevmişimdir. Bugüne kadar kaç dönem filmi çekilmiştir ve izlemişimdir bilemiyorum, sayamam .İnanın bu film kadar etkisi altında kaldığım başka bir yapıt yok.
25 Ekim Cuma vizyona giren “Bir Cumhuriyet Şarkısı” 1930’lu yıllarda Türkiye’de yeni kurulan cumhuriyetin kültürel dönüşümünü, azimli bir grup gencin gözünden anlatıyor. Film, tarihi bir perspektif sunmanın yanı sıra, izleyicileri duygusal bir yolculuğa çıkaracak güçlü bir hikaye ile öne çıkıyor. 1.5 yıl süren titiz bir hazırlık sürecinin ardından hayata geçirilen projede 250 kişilik dev bir prodüksiyon ekibi çalışmış. Kostüm tasarımı da dikkat çekici, 3.500 figüran için özel olarak hazırlanan kostümler, 8 atölyede haftalar boyunca üretilmiş.Film Türkiye İş Bankası’nın katkılarıyla çekilmiş..
Atatürk’ün isteği ile sadece 26 günde bestelenip hayata geçirilen genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk operasının nasıl hayat bulduğu, bir ülkenin sanatla nasıl devrim yaptığı nefes kesen bir kurgu ile anlatılıyor. Filmin yönetmen koltuğunda Yağız Alp Akaydın oturuyor. Filmde Salih Bademci Ahmet Adnan Saygun’a, Ahmet Rıfat Şungar Münir Hayri Egeli’ye, Ertan Saban Mustafa Kemal Atatürk’e, Şifanur Gül Nükhet’e, Melis Sezen Saygun’un eşi Mediha Hanım’a, Birce Akalay Nimet Vahid’e, Okan Yalabık Osman Zeki Üngör’e, Mehmet Özgür Süleyman’a hayat veriyor.
Bulgaristan Ulusal Operası’nda Puccini’nin “Tosca”sını izleyince, “Balkan Savaşı’nda yenik düşmemizin sebebini daha iyi anlıyorum. Ben bu adamları çiftçi biliyordum. Halbuki adamların operaları bile var. Operada ses sanatkârları, müzisyenleri, dekoratörleri; hepsi var. Bizim ülkemizde operaya kavuşacağımız günleri görecek miyiz?” der. “Bir Cumhuriyet Şarkısı”nın çıkış fikri işte bu söz. Film tıpkı Cumhuriyet’in ilanı, harf inkılabı gibi kısa sürede gerçekleşen bir olayı beyaz perdeye taşıyor. Filmin senaryosu, kültür devriminin bugünden bakınca bile ne kadar ileride olduğunun altını çiziyor ve özellikle mizah, dostluk, dayanışma, kötücüllük, amatörlük gibi klişelerini kullanıyor. Ahmed Adnan Saygun’un tüm zorluklara rağmen bestekâr olarak doğuşunu anlatıyor film. Atatürk’ün korkulacak ya da korkutacak biri olmadığını, ülke için yaptıklarından sonra yakın çevresinin incitmek istemediği için ona karşı titiz davrandıklarını filmde görüyorsunuz. ‘Okay’ kelimesi ise mizahi ve güncel açıdan iyi düşünülmüş. Film, bunun gibi detaylarla seyircinin duygu dünyasına hitap etmeyi başarıyor. Ve bir anekdot..
Münir Hayri Egeli anlatıyor: “Atatürk beni çağırdı. ‘Türklerle İranlılar soy ve kültür itibarıyla kardeştir’ dedi. Sırf bir mezhep mücadelesi yüzünden birbirlerinden ayrılmış bu iki kardeşin aslında bir olduğunu gösteren bir piyes yaz ve bunu opera halinde oynatalım. Ancak Şah’ın gelmesinden iki akşam sonra opera oynanmalıdır. Operanın librettosunu ben kaleme aldım, bestesini Ahmet Adnan Saygun yaptı. Böylece çok kısa sürede “Özsoy Operası” ortaya çıktı.”
Çeşitli destanlardan ve özellikle Firdevsi’nin “Şehname”sinden uyarlanan “Özsoy Operası”nda Türk-İran uygarlıklarının köklerine vurgu yapılır. Hakan Feridun karakterinin “Tur” (Kurt) ve “İraç” (Aslan) adlı ikiz oğlu vardır. Yolları ayrılan kardeşleri Feridun, aynı bayrak altında birleşmeye çağırır. Bu birleşme, Türk-İran dostluğunu sembolize eder.
“Bir Cumhuriyet Şarkısı”na mutlaka gitmelisiniz. Teşekkürler BKM ve Devadam.. İyi ki varsınız…
Bu günden yıllar önce 28 Ekim 1923 de Atatürk Çankaya Köşkü’ndeki akşam yemeğinde bulunanlara “Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.” demişti.
Cumhuriyetimiz 101 yaşında. Daha film ya da dizi olmamış sayısız hikâye var…
Erkan Sevinç
YORUMLAR