Bu güzel öykü Kurtuluş
Savaşı yıllarında başlıyor.
Kahramanlarından biri
Paris-İstanbul arasında trenle mekik dokuyan İzmirli bir işadamımız. Macaristan’da
genç bir kadınla tanışıyor. Bir yıl beraberlikten sonra evleniyorlar. İşadamı
olayı bir süre ailesinden gizliyor, bu arada bir de kızları oluyor.
Nermin ancak 5 yaşına
geldiğinde bizimki cesaret edip babasına söylüyor olayı ve fotoğrafı göstererek
“İşte baba,senin torunun”diyor.
İşadamı yaşama
gözlerini kaparken en büyük dileği yurt dışında olan kızı Nermin’in Türkçe
öğrenmesidir. Almanca, Fransızca, İngilizce ve Macarca
konuşan fakat Türkçe bilmeyen Nermin bu arada 14 yaşına gelmiştir. Macaristan’da
eğitim paralıdır. Nermin baba yurduna gitmeye karar verir ve Türk Büyükelçiliği’ne
başvurur. ‘Benim babam Türk idi. Ben Türkçe
bilmiyorum. Türkiye’de okumak istiyorum. Param yok. Beni Türkiye’ye gönderin’
diyor. Büyükelçi cebine para koyuyor. Tren biletini alıyor. Nermin’i Türkiye’ye
yolluyor. Nermin babasının ülkesine ve İzmir’e gelir. İzmir
Kız Lisesi’nde okur. İzmir Kız Lisesi Türkiye’nin en iyi
eğitim kurumlarından biri. Nermin’in sınıf arkadaşları daha sonra Türk
kamuoyunda isimleri ile öne çıkan Mübeccel Kıray, Nerime Elbe, Türkan Erkin,
Günseli Tamkoç , Perihan Perçin gibi genç kızlar.
Nermin bir yandan
Almanca dersleri verir, İzmir Fuarı’nda çalışırken öte yandan Türkçe öğrenir. Liseden sonra İstanbul’da Hukuk Fakültesi’nde
okuyor. Bu arada Hukuk Fakültesi’ni de bitirmiştir.
Fakültede hocası Prof. Dr. Yavuz Abadan’a hayranlığı başlıyor. Bu hayranlık
giderek tutkuya dönüşüyor. 1946 yılında Yavuz Abadan ile evleniyor. Ankara Üniversitesi
Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde önce asistan olur daha sonra doçent ve profesör.
Çağdaş siyaset biliminin Türkiye’ye girmesine öncülük edenler arasında yeralır.
Gün olur Türkçe’sinin bozukluğundan öğretim üyeliğinden atmak isterler onu. Ama
o tükenmez bir enerji ve heyecanla gençlere birşeyler verme isteğinden kopmaz. Uluslararası
toplantılarda Türkiye’yi, Mustafa Kemal’i, Türk kadınını savunur.
“Ben yurdumu da, ulusumu
da kendi irademle seçtim. Mustafa Kemal olmasaydı belki ben de olmayacaktım”
diyen oğlunun adını da Mustafa Kemal koyan Nermin, Prof.Dr.Nermin Abadan
Unat’tır.
Nermin Abadan Unat,
bugün 103 yaşında. Hala hocalık yapıyor. Prof.Dr.Yavuz
Abadan 1967 yılında ölüyor. 1972 yılında Prof. Dr. İlhan Unat ile evleniyor.
İkinci eşini de 2009 da kaybediyor.
Bir çok eseri var. “Türk
Toplumunda Kadın” adlı kitabı Almanca ile İngilizceye de
çevrildi. Göçmen işçiler konusunda yaptığı bilimsel çalışmaları nedeniyle
Federal Almanya Devlet Başkanı’ndan liyakat nişanı aldı. “Kum Saatini İzlerken” adlı
anı kitabında gazeteciliği bırakıp akademik çalışmalara yönelmesinin
nedenlerini açıkladıktan sonra 33 yıl hizmet ettiği ‘Mekteb-i Mülkiye( Siyasal
Bilgiler ) yi tanıtıyor.
Vehbi Koç Ödülü (2012), Mülkiye Büyük Ödülü (2016) Sakıp
Sabancı Ödülü (2017) ödüllerinden sadece üçü..
Atatürk’ün vazgeçilmez
ilkelerinin başında geliyor Cumhuriyetçilik. Ona göre Türk ulusunun karakterine
ve doğasına en uygun olan yönetim biçimi Cumhuriyet. Cumhuriyetin temeli ulus
egemenliği. Cumhuriyet rejimine verdiği önemi “Benim en büyük eserim
Cumhuriyet’tir” sözleriyle ifade eden Atatürk’ün “Ey yükselen yeni nesil. Gelecek
sizindir. Cumhuriyet’i biz kurduk, onu yüceltecek ve yaşatacak sizsiniz” vecizesini
hep aklımızın bir kenarında tutmalıyız.
Cumhuriyetçilik ilkesi
bugün demokrasi, adalet ve özgürlükler ile bütünleşmekte. Bu ilke siyasal
iktidarın dinsel kökenli olmaktan çıkması, laikleşmesi ve çağdaşlaşması demek
bir yerde. Türkiye Cumhuriyeti bir halk devletidir kişilerin ya da tek kişinin
değil.
Bizler Türkiye
Cumhuriyeti'nin ilelebet payidar kalması için elimizden geleni yapacağız. Önümüzde
Cumhuriyet Bayramımız var. Sadece sosyal medyada profil resimlerimizi süslemekle
yetinmemeli, alanlara sokaklara çıkmalı, konserler, tiyatrolar, filmler,
sergiler, söyleşiler gibi etkinliklere bayraklarımızla katılmalıyız.
YORUMLAR