Cem Karaca’nın Gözyaşları, 8 Şubat 2004
yılında hayata veda eden, “Tamirci Çırağı”, “Namus Belası”, “Bu Son Olsun”,
“Resimdeki Gözyaşları” gibi birçok esere imza atan Anadolu rock müziğin efsane
ismi Cem Karaca'nın hayat hikayesini konu eden bir film. Müzik kariyeri ve özel yaşamıyla ilham veren
isimlerden olan Cem Karaca'nın hayatının bilinmeyenlerinin anlatıldığı yapımda,
müzikle geçen elli sekiz yıllık bir ömrün içindeki başarılar, çatışmalar,
aşklar ve müzik kariyerinde iniş çıkışlar gözler önüne seriliyor.
Yüksel Aksu imzalı “Cem Karaca’nın Gözyaşları” filminin
başına gelenleri biliyorsunuz. Filmin
vizyona girdiği hafta Cem Karaca”nın son
eşi İlkim Karaca, tedbir
kararıyla gösterimi durdurdu. Daha sonra üst mahkeme kararıyla haklı bulunan ve
yeniden gösterime girmesi onaylanan film şimdilerde Amazon Prime'da
izlenebiliyor.
İsmail
Hacıoğlu'nun Cem Karaca'yı canlandırdığı filmin oyuncu kadrosunda Fikret
Kuşkan, Yasemin Yalçın, Melisa Aslı Pamuk, Meral Çetinkaya, Melisa Döngel, Buçe
Buse Kahraman, Kubilay Tuncer ve Alper Saldıran yer alıyor.
Film
4.İzmir Müzik ve Film Festivali’nin uluslararası seçkisinde “Özel ödül “sahibi
oldu.
Bu
arada festivalden söz etmişken bir geleneği devam ettirmek güzel ama böyle
olmamalı. Misal altı ayda bir yapılan Edebiyat Festivali, yılda bir yapılan
Müzik ve Film Festivali yeterince ilgi görmüyor. Onca ünlü isim İzmir’e davet
ediliyor , salonlarda “sen ben bizim oğlan” durumu. Festivalin
düzenleyicilerinden festivale maddi manevi kaynak sağlayan İzmir Büyükşehir
Belediyesi’nden bırakın başkanı tek bir yetkili yoktu Müzik ve Film
Festivali’nin ödül töreninde. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde çoğu görevli
ya da konuk bir avuç insan. Kitap Fuarı da öyle. Siz bakmayın haberlere in cin
top attı fuarda. Yazar imza günleri yine “sen ben bizim oğlan” durumunda.
Gaziemir Fuar Alanı’nda kitap fuarı olmayacağı yanlışını farketmiş olacaklar ki
2025 de fuarın Kültürpark’ta düzenleneceğini açıkladılar. Bu arada söz etmeden
duramayacağım. Herhalde biz yazılarımızı suya yazıyoruz kimsenin taktığı yok.
“Basın daveti nasıl yapılır?” başlıklı bir yazı yazmıştım, ilgili kurumlardan
ciddiye alan yok. Hafta sonu Ayvalık’ta Zeytin Festivali yapıldı, İzmir’den
sadece 3 gazeteci davet edildi. Yahu İzmir’de 7 yerel gazete 1 televizyon var.
En azından birer meslektaşımızı çağıramaz mıydınız? Yine “sen ben bizim oğlan”
durumları..
Cem Karaca’nın Gözyaşları’na tekrar
dönersek..Film sanatçının yaşamının bir dönemini anlatıyor. Dönemin yani 1980 öncesinin baskı ve kaos ortamı
filme paralel gidiyor. Toplumsal mücadele ve özgürlük arayışı Cem Karaca’nın
söylemleriyle ifade ediliyor Tüm bunlara
karşın “Ben memleketimin sesi oldum” ve “Bir şarkı söyledim diye Allah’ın bana
vermediği 400 seneyi istiyorlar” sözlerinin etkili biçimde vurgulanıyor olması
filmin başarılı bir özelliği; çünkü bu iki cümlesi, Cem Karaca’nın Türk
toplumundaki yerini özlüce anlatıyor. Metaforik ve son derece güçlü bir mesaj. Bunun
yanında İsmail Hacıoğlu’nun performansı muhteşem. “Cem Karaca’nın Gözyaşları” filminde Yasemin Yalçın Toto
Karaca rolünü oynuyor ve izlerken Cem Karaca’nın anne ve
babasını da iyi tanıdığımdan bu kadar mı uygun bir seçim olur demeden de
edemedim. Baba rolünde Fikret Kuşkan’a da bir kez daha hayranlık duydum. Yeni parça yapmadıkları için tekneyle balığa çıkmaya
hazırlanan Cem Karaca’yı parça yapsın diye tekneye hapsetmeleri sahnesinden
sonra 1970’lerdeki Fitaş konseri bir parça verilebilseydi iyi olurdu.
Almanya’da kaldığı dönemde Almanca’yı söken hatta orada bir grup bile kuran Cem
Karaca odasından çıkmayan iletişim kuramayan biri gibi niye gösterilmiş
anlamadım.
Evet bu filmden çıktıktan sonra benim gibi keşke şu da
olsaydı bu da olsaydı diyebilirsiniz. Yanlışlıklar,
eksiklikler var tabii ki ama film dört dörtlük. Eksiklerden biri de biziz.
Gerçekten biziz. Cem Karaca Apaşlar döneminde İzmir’de Cem Karaca Fan Klüp’ü
kuran bizleriz. O zaman büyük sükse yaratan açık otomobiller ve motosikletlerle
tüm İzmir’i grupla gezen bizleriz. Bu filmde olabilirdi. Yine İzmir’de Saat
Kulesi’nin de hasar gördüğü deprem günü sahnede 6 saat kalan ( 3 seans halinde)
Cem Karaca konserini düzenleyenler bizleriz. Bu da filmde olabilirdi.
Cem
Karaca bin yıllık dostumdu benim. Çok anımız var. Işıklarda uyusun.
Filmi
izlemediyseniz mutlaka izleyin.
YORUMLAR