Erkan Sevinç

Erkan Sevinç

Yangın Var

25 Ocak 2025 - 11:20

Dün 24 Ocak’tı. Sadece benim için değil herkes için uğursuz gün. Hayatımın anlamı annemi bir 24 Ocak günü kaybettim. Sevgili Uğur Mumcu’yu 24 Ocak’ta kaybettik. İsmail Cem’i de. Gaffar Okan’ı da. Fatma Girik’i de. Deniz Arman’ı da. Ya Kartalkaya yangınında kaybettiklerimiz.. 78 can..

Rahmetli Nurhan Damcıoğlu’nun meşhur kantosudur..”Yangın Var Yangın Var Ben Yanıyorum Yetişin Dostlar Tutuşuyorum” diye giden. Yangın sadece Kartalkaya’da değil mutfak ta var..Siyaset te var. Hukuk ta var.

Parti başkanları, belediye başkanları, gazeteciler “hukuk guguk” misali cezaevlerine atılıyorlar. Enflasyon ve hayat pahalılığında ezilen halk sağa sola savrulmuş durumda. Ve yangın..İlgililer ilgisiz, her kafadan bir ses çıkıyor. İlgisizler can kurtarma peşinde.

Vize problemi nedeniyle yurt dışına çıkamayanlar Kartalkaya gibi kayak merkezlerini tercih ediyorlar. Bakmayın öyle uçuk kaçık fiyatlarına. Ara tatiller için bir sene önceden rezervasyon yaptırıyor insanlar. Özellikle çocukları hem güzel vakit geçirsin hem de spor yapsın diye.

1926 doğumlu Mazhar Murtezaoğlu, 1974 yılında Kartalkaya Kayak Merkezi’nin temellerini atan isim. Balıkçılar, Rize doğumlu. Orman mühendisi olarak 60’larda Bolu’da görev yapmaya başlayan Murtezaoğlu, önce Bolu Dağı kenarındaki bir dinlenme tesisinde lokanta açmış. Şubeleri artırırken Bolu Dağı’nda kötü hava şartlarında konaklanabilecek bir otel olmadığını farkediyor ve  Koru Otel isimli otelle konaklama sektörüne adım atıyor. Murtezaoğlu, Köroğlu Dağları’nın tepesinde 1978’de de Kartal Otel’in kapılarını açıyor.

Otelin açılma hikâyesi Kartal Otel’in resmi internet sitesinde şu sözlerle anlatılıyor:

 “Hayatını dağlarda, kimsenin gitmeye cesaret edemediği yerlerde geçiren, ‘deli’ lakabını edinen Mazhar Murtezaoğlu kafasına koydu: Bolu’da bir kayak tesisi açacaktı.”

Avusturya’daki otellerden etkilenen Murtezaoğlu, burayı bir kayak merkezi haline getirmeyi amaçladı. 1998’de ise bugün yanan Grand Kartal Otel’i inşa etti. 

2019 yılında yaşamını yitirene kadar bölgeye etkisi olan Murtezaoğlu’nun ünvanını, ölümünden sonra kızı Emine Ergül ve damadı Halit Ergül aldı.

Özellikle damadı Halit Ergül hırslı biri. Yetinmedi yeni oteller açtı ve otelleri dehlizle birbirine bağladı. Şimdi tutuklu. Yargılama sürecinde neler olacak göreceğiz. Peki bu olayda kim suçlu?

Bence herkesin parmağı var. Tam bir kavram kargaşası olan çelişkili yönetmeliklerde güncelleme yapmayan merkezi hükümet.. Olumsuz rapor vermesine rağmen suç duyurusunda bulunmayan Belediye..Yangına geç müdahale eden itfaiye.. Çok yakında konuşlanmalarına rağmen “bize emir gelmedi” diyen jandarma taburu.. Otelin estetiği bozulmasın diye yangın merdivenlerini dışardan değil içerden planlayan mimar.. Biraraya gelip Uludağ benzeri bir itfaiye merkezi fikrine kulağını kapatan otelciler.. Odada sigara içebilelim diye yangın alarmını kapattıran müşteriler..

Say sayabildiğin kadar..

Bir de unutulmaz hikayeler var. Kayak hocası Metin Güneş mesela.”36 yıldır o otele gidiyorum, personeli tanırım. Pencereden bağırarak yardım istedim, ‘Hocam nasıl yardım edebiliriz’ dediler. ‘Uzayan merdiveni kurun, dört kişi destek olun’ dedim. Teker teker herkesi öyle indirdik merdivenden.”

Mühendis Alp Mercan mesela. Kurtulmuştu ama kurtarmaya soyundu. Mercan’ın ablası “Çığlıklar gelince Yiğit ile beraber tekrar içeri girmişler; bir daha da çıkamadı kuzularım. Hiçbir listede yoktular, hatta biz sağ çıktıklarını duyunca hastaneleri aradık. Dağ bayır arandı. Yiğit de Alp de gerçekten isimleri gibi karakterlerdi.”

Fatih Güler mesela. “Hiçbir şey almadık ve olduğu gibi çıktık. Gözlüğümü, bir de telefonumu alabilmişim. Koridora çıktık korkunç bir dumanla karşılaştık. Bir kat indik, bir kat daha inebildik. Artık inemeyecektik; çünkü dumanlar her tarafı sarmıştı. ‘Herkes battaniye ve çarşafını bana getirsin, ben düğümleyeceğim, aşağı bu şekilde ineceğiz’ dedim. Çarşafları birleştirdik ve önce küçük çocukları, sonra kadınları indirdik. Benim yaptığım kahramanlık falan değil. Bir sürü insan orada benim gibi davrandı. Bana yardım eden bir sürü insan vardı orada. Yaşanan acının boyutunu kelimelerle anlatamam. Gözümde yaş kalmadı ağlamaktan.”

Dr.Emre Durdağ mesela.. “Orada her anne baba evlatlarını kurtarmaya çalıştı, sadece ben değil pek çok hekim ve sağlıkçı arkadaşım pek çok cana dokundu, vatandaşlar birbirleri için canlarını tehlikeye attılar. Hiç tanımadığım kişiler bana su ve polar verdiler, hiçbirinin hakkını ödeyemem, bu tip haberler tek kişiye mal edilmemeli, herkese güzel düşünceleri için teşekkür ederim”

Son sözler yine Metin Güneş’ten..

“Bu yangın değil. Cinayet gibi bir şey. Alarm çalışsa herkes elini kolunu sallayarak terlikleriyle otelin 50 metre karşısındaki yola kadar yürür, bir kişinin burnu bile kanamazdı”

 

Erkan Sevinç

YORUMLAR

  • 0 Yorum