Bakın yılların gazetecisi ve Atilla Sertel’in İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı’nda kurulan 9 Eylül Gazetesi'nin uzun dönem başyazarlığını yapan duayen gazeteci Mutlu Tuncer’in, Egenin Sesi internet sitesinde 15 Temmuz 2014 tarihinde yani iki gün önce yazdığı köşe yazısının bir kısmı.
“Cemiyetin Alsancak’ın göbeğindeki canım arsasını çerez parasına sattılar! Pazarlıklar, pazarlıklar… Elin oğlu gelip o arsaya gökdelen yaptı, bir tane dükkan bile almadılar! Günahları boynuna! Kimsenin sesi çıkmadı… Ben eleştirdim… TRT’nin sansür kurulunda görev yapan Erol Akıncılar, eleştiriye tabii ki tahammüllü değildi… Hem kendi adına, hem Gazeteciler Cemiyeti adına bana 40 bin liralık dava açtı… Hakaret, cemiyeti küçük düşürmek vs. vs… İşlediğimi iddia ettiği suçlardı. Mahkeme hakimi bütün sundukları delilleri inceledi… Sonra da 'Bu yazılanlar, hakaret değil, eleştiri' dedi ve ekledi
'Eleştiriye tahammülü olmayanlar, bu tür koltuklara aday olmamalılar' Tokat gibi bir dersti!”
Yahu nasıl gazetecisiniz siz?
Gazetecilerin yazdığı yazılar için iktidara kaç kez yazılar yazdınız “Medya baskı altında” diye.
Sayın Sertel siz Cemiyet Kongresi’nde mikrofona çıkıp babanız yaşındaki gazeteci ağabeylere “Siz benim babam gibisiniz, size teslim ediyorum kendimi” demediniz mi?
Şimdi ağabeyleriniz soruyor size işte.
Dün Recai Şeyhoğlu kendi sosyal medya sayfasında sormuş “Cemiyetin paraları ne oldu” diye?
Bir önceki gün Mutlu Tuncer sormuş köşesinde Alsancak’taki gökdelen yapılan arsaya neden bilmem kaç milyona satılırken imza attınız diye.
Şimdi o gökdeleni daire karşılığında verseydiniz gelen kiraları 800 gazetecinin yarasına merhem olurdu her ay.
Şimdi bugünün sorusunu soruyorum.
Mutlu Tuncer 3. Sayfa yazarınızdı.
Bir gün yazısını size gönderdi. Nezih Bilger, Mutlu Tuncer’i arayıp bu yazıyı yayınlayamayız dedi mi, demedi mi?
Dediyse size sorum şu.
Sahibi olan gazetelerin belli politikaları olabilir.
9 Eylül Gazetesi'nin politikası var mıydı?
“O yazılır, bu yazılmaz” diye.
Hatta, 800 küsur ayrı yapıda, ayrı kafada ve ayrı siyasi görüşe sahip insanın, gazetecinin sahip olduğu bir gazetenin en tepesindeki isim, sempatizanı olduğu partinin politikalarına uygun olarak bu gazeteyi yönlendirebilir mi, yönetebilir mi?
Ya öylesine hararetli ki konu, dayanamıyorum bir soru daha soracağım.
Önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimlerde CHP'den milletvekilliği düşündüğünüzü öğrendim. Peki sizi hiç düşünmeyen bir parti üzerinden kurduğunuz gelecek planlarından İzmirli gazetecilerin haberi var mı?
Cemiyet seçimleri yeni yılın ilk aylarında yapılacak, genel seçimler ise o yılın sonunda. Aradaki yaklaşık 6 aylık zaman diliminde adınızın unutulmaması için yeniden başkan adayı olduğunuzu duydum. Bu ne kadar doğrudur? Ayrıca 3. dönem başkanlığı kazandığınız takdirde gazeteci arkadaşları yüzüstü bırakıp milletvekili adayı olma planlarınızdan gazeteciler haberdar mı?
YORUMLAR