Cumartesi akşam gazete bittikten sonra Güzelbahçe’de her zaman uğradığım bir şarküteriye uğradım.
Başbakan Erdoğan’ın Gündoğdu Meydanındaki Cumhurbaşkanlığı mitingi bitmişti.
Her akşam şarküterinin sahibi ile günün değerlendirmesini yaparız.
Markete girdim bir müşteri mekanın sahibine o bilgisayarı kapatın diyor.
Çok merak ettim nedir diye yaklaştım.
Mesleğinin Narkozitör olduğunu öğrendiğim kendince aydın bir beyefendi.
Marketin sahibi Erdoğanın konuşmasını izliyor bilgisayarından.
Müşteri et ürünleri siparişi vermiş beklerken bu çıkışı yapmış işyeri sahibine.
“Kapat o bilgisayarı” diyor.
Market sahibi medeni bir şekilde “Neden kapatayım” diyor nazikçe.
“Kapatmazsan alışveriş yapmam” demezmi..
Yuh artık dedim.
Okumuş, Develetten kazancı olan beyefendi bir adam diyor ki
“KAPAT O BİLGİSAYARI”
Benim yıllardır tanıdığım market sahibi siyasette taraf olmayan, kendi işine bakan bir esnaf.
Yahu bu tahammülsüzlük nedir?
Nereye gidiyoruz biz böyle.
Bakıyorum birçok kişinin sosyal medya sayfalarına Başbakanın, Bakanların, Siyasilerin ailelerine ağza alınmayacak küfürler.
Sevmeyebiliriz insanları, Yaptıklarını beğenmeyebiliriz ama bu işin hesabı sandıktır.
Sen nasıl adamın işyerinde “O bilgisayarı kapat” dersin.
Zaten tavrını göstermişin “Senden alışveriş yapmayacağım” diyerek ve siparişini iptal etmişsin.
Okumuş aydın insanlar topluma ve gençlere örnek olmalı.
80 li yıllar benim ortaokul dönemlerimdi.
Kardeş kardeşi camide secdede öldürüyordu.
Bu kutuplaşmayla gençleri nereye sürüklediğinizi bir düşünün lütfen.
Bu tür tartışmaları 10 Ağustos’ta sandıkta Allah ile baş başa iken yapmalı aydın insanlar.
Kutuplaşmaya itersek insanları sınırlar elden gider, bunun örnekleri var dünyada.
Sınırları bölmek için bekleyen bir sürü çakal varken bu davranışlardan uzak durulmalı.
YORUMLAR