Ve sıra artık karşıda.
Peki kim bu karşı?
Boğduğumuz çocuklar.
Gömdüğümüz günahsızlar.
Öldürdüğümüz masumlar.
Hapsettiğimiz hayvanlar.
Katlettiğimiz ağaçlar, ormanlar.
Tükettiğimiz kaynaklar.
İsraf ettiğimiz çabalar.
Ezip geçtiğimiz doğrular.
Hor görüp arkamızı döndüğümüz insanlar.
Emeklemekten öteye götürmek için çabalamadığımız bilim.
Bağrımızda sıvazladığımız paraya kurban ettiğimiz gerçekler.
Adımızın önüne birşeyler gelsin diye vazgeçtiğimiz değerler.
Yükseklere bakarken çiğnediğimiz yeryüzü.
Alçaklara basarken yüz çevirdiğimiz gökyüzü.
Ve tüm bunlar olurken başlarını çeviren duyarsız insanlar..!
Kabul edelim ki kötü davrandık dünyaya.
Ne etinden sütünden faydalandığımız hayvanlara, ne bu dünyaya savunmasızca gelen masumlara ne yeşiline ne mavisine değer verdik hakkıyla.
Ne ektik ki, ne biçmeyi bekliyorduk!
Havasından suyundan, yağmurundan karından, dağından tepesinden, taşından toprağından, böceğinden arısından, yosunundan tuzundan, sıcağından soğuğundan, rüzgarından ayazından durmadan şikayet ettiğimiz evren ve de kıymetini bilmediğimiz hayat vuruyor suratımıza suratımıza, kusuyor belki de tüm öfkesini.
Zaten yıllardır ölüyoruz kör cehaletten!
Değişen nedir ki?
Dün adı başkaydı.
Şimdi adı Korona!
Yarınsa başka olacak.
Bir virüs gidecek bir başka virüs gelecek.
Sürekli değişse de, bütün hep aynı kalacak. Bu dünyadan giden her bir iyi için bir başka iyi, her bir kötü için bir başka kötü, ölen her dürüst insan yerine bir başka dürüst insan ve her bir yalancı yerine bir başka yalancı doğacak.
Bir fedakâr ile bir doymayan ve bir değer katan ile bir değersizleştiren hep savaşacak.
Bu döngü böyle gidecek, kazan kaynayacak boşlar havaya, ağırlar dibe yerleşecek.
Dönüp durdukça kepçe, lüzumsuzlar yapışacak, gerekliler dağılacak.
Bir dünya mücadelesi bir başka dünya için verilecek.
İyiler ve iyi kalmaya çalışanlar ile kötüler ve kötü olmaktan korkmayanlar arasında bir mücadele sürüp gidecek.
Zaman zaman kötüler ağır basıyor gibi görünse de bu dünya iyilerin çabası ve duası üzerine dönecek.
Belki insanlık hiçbir zaman kadir kıymet bilmeyecek.
Belki bir musibet bin nasihattan iyidir misali kimilerinin aklını başına getirecek.
Belki de kimilerini kendi zaaflarıyla yüzleştirecek.
Ama görünen o ki başa gelmeden bazı şeylerin kıymeti bilinmeyecek.
İnsan hep son dakikayı bekleyecek.
Hep son dakika
Hep son dakika.
Öncesi karanlıkta kaybolup giderken sonrası hiç düşünülmeyecek.
Ölüm başa gelmeden, acı bünyede hissedilmeden insan harekete geçmeyecek.
Uzun zamandır hem de epey uzun zamandır insanlık ilk defa birlik!
Uzun zamandır hem de epey uzun zamandır insanlık ilk defa eşit!
Virüs adam kayırmıyor ortada.
Papa baba, bakan başkan, alim hoca, mavi yaka beyaz yaka, işçi patron, zengin fakir, müslüman hristiyan, o millet bu millet dinlemiyor alıyor bir çırpıda.
Boğuyor insanı, basıyor gırtlağına.
Boğuyor günahlarında.
Boğuyor cehaletinde.
Boğuyor nankörlüğünde.
Boğuyor açgözlülüğünde.
Ama öyle bilinçsiz bilinçsiz değil.
Öyle ki bilincin yerindeyken son anına kadar bastırıyor tüm hıncıyla.
Ve de bırakmıyor sonuna dek seni sana.
Hıncını alır gibi katılaşmış yüreklerin, kararmış kalplerin, yeryüzünde daha çok gezmişlerin ve de günaha daha yakın suretlerin kapısını çalıyor da erişmiyor taze masumlara..!
Temizlik yapar gibi alıyor rakam farkını, çarpıyor toprağa.
Dünyadaki tüm adaletsizliklere inat ayırmadan kimseyi, rastgele ama güzide seçimlerle vuruyor dengeyi, terazisi bozulmuş düzene hoyratça.
Zaten siz fazlasıyla ve de bilmeyerek kıymetini soludunuz tüm güzelliklerini şu dünyanın da veremediniz hakkını bir türlü der gibi çekip alıyor hayattan.
Zaten yıllardır ölüyoruz kör cehaletten!
Sevgiyi, saygıyı bilmeyen cehaletten.
Emeği çabayı görmeyen cehaletten.
Eğitimi gelişimi önemsemeyen cehaletten.
Eşitliği paylaşımı sevmeyen cehaletten.
Dini imanı anlamayan cehaletten.
Kadını erkeği ayrıştıran, ilimi bilimi sığlaştıran, parayı tanrılaştıran, hakkı hep yancılaştıran cehaletten.
Medeniyete düşman kör cehaletten…
Ölüyoruz zaten.
Değişen nedir ki?
Dün adı başkaydı.
Şimdi adı Korona!
Yarınsa başka olacak.
Bir virüs gidecek bir başka virüs gelecek.
Bir kötü ölecek bir başka kötü doğacak.
Bir iyi ölecek bir başka iyi doğacak.
Bir fedakar ile bir doymayan ve bir değer katan ile bir değersizleştiren hep savaşacak.
Bu döngü böyle gidecek, kazan kaynayacak boşlar havaya, ağırlar dibe yerleşecek.
Dönüp durdukça kepçe, lüzumsuzlar yapışacak, gerekliler dağılacak.
Bir dünya mücadelesi bir başka dünya için verilecek.
İyiler ve iyi kalmaya çalışanlar ile kötüler ve kötü olmaktan korkmayanlar arasında bir mücadele sürüp gidecek.
Zaman zaman kötüler ağır basıyor gibi görünse de bu dünya iyilerin çabası ve duası üzerine dönecek.
Belki insanlık hiçbir zaman kadir kıymet bilmeyecek.
Belki bir musibet bin nasihattan iyidir misali kimilerinin aklını başına getirecek.
Belki de kimilerini kendi zaaflarıyla yüzleştirecek.
Ama görünen o ki başa gelmeden bazı şeylerin kıymeti bilinmeyecek.
İnsan hep son dakikayı bekleyecek.
Hep son dakika
Hep son dakika.
Herkese geçmiş ola!
YORUMLAR