Yaşayacaksan eğer!
Öyle korka korka yaşamayacaksın hayatı!
Şöyle kalktın mı ayağa, bastığın toprak inleyecek.
Açtın mı ağzını tak tak vuracak kelimelerin, korkak sinsileri yürekten.
Kaldırınca başını, gözlerine sadece yüreğiyle bakanlar bakabilecek!
Yüreğini karanlığın sularına basmış kirli ruhlara, mezar olacak göz bebeklerin…
Ve çektin mi nefesi içine bir rüzgar gibi, savrulacak tüm yalanları evrenin.
Sadece soluğu tertemiz vicdanından çıkanlar düşecek nefes nefese seninle.
İyisiyle kötüsüyle insanı kabul etmesini bilenlerden ama pişkinlikle karanlığa gömülenlerden olmayacaksın!
Ve her daim aynaya bakacaksın ki yontacaksın kendini, eksiğini, benliğini.
Yaşayacaksan eğer!
Aşk yok diyenlere inat sonuna kadar seveceksin sadece göz göze değil gönül gönüle düştüklerini, hakiki bir yürekli gibi.
Konuşurken sevdana dair, tılsım gibi saracak cümlelerin kulak misafiri olan herkesi.
Bu aşk ise benim yaşadığım ne diye sorgulatacak sevdiğini ve sevildiğini sanan garipleri…
Tuttun mu elinden ruhuna yoldaşlık eden yari, kimseler cesaret edemeyecek senden almaya ne sevgini ne de sevdiceğini.
Saçlarına türkü okuyacak, gözlerine destan yazacaksın ve dua ekeceksin yüreğine varlığına şükrettiğin sevgilinin.
Adım adım yaş alacaksın, omuz omuza savaşacaksın, baş başa vuracaksın kederleri yollara da yorulsan bile korkmayacaksın başını omzuna yaslamaya.
Bir dağ gibi düşecek o omuz ardına, saçlarınla başına sığınak olmaya.
Düşünmeyeceksin ne mekan ne zaman…
Kurban etmeyeceksin dünyevi hesaplar uğruna hislerini!
Severken ilmek ilmek dokuyacaksın aşkı yeryüzüne!
Bir damla gözyaşına değil bir kederli bakışına yüreğin dağlanacak da düşürmeyeceksin başını aşağıya.
Öyle temiz seveceksin kirli ve hoyrat adı sevdalara inat, bir damla kir kalmayacak özünde niyetlerinin…
Bir busen yarım asırlık sevişmeler gibi tutkulu olacak ve çiçek açacak güneş misali ayçiçekleri.
Bir şekle değil bir öze tutunacak tüm benliğinin iç çekişleri,
Kovaladıkça yelkovan akrebi,
güçlenerek büyüyecek o sevgi.
Yollar ve şartlar değişse bile hep aynı kutsallıkta kalacak samimiyeti.
Buram buram aşk yankılanacak, yaşam alsa da içlerinden birini ya da ayırsa da birinden ötekini.
Yaşayacaksan eğer!
Kıyısından köşesinden gitmeyeceksin hayatın engebelerinin.
Düşmeyi de düşürülmeyi de göze alacaksın gelince zamanı ve yeri.
Öyle korkmayacaksın doruklara bakmaktan deli deli.
İtekleyen olmasa bile sen atlayacaksın süzülmek için bir kaşif gibi.
Sözüyle eylemi makas atanların trajedisindeki kaybedenlerden değil, özü sözü bir olan kahramanların destanında yaşatacaksın kendini.
Koruyacaksın ve de savunacaksın özdeğerini.
Kimselerin önünde el pençe divan durmayacak kadar olacaksın asi!
Türlü türlü faturalar çıkarsa da dünyanın en kötü zalimleri,
Asla ama asla adım atmayacaksın geri.
Öyle kolay kolay çıkamayacaklar karşına namertler ve çirkefler, terkedecekler adının geçtiği meclisi.
Bir isimden ibaret olmayacaksın öylesine…
Bir fikir kadar güçlü ve ölümsüz kalabilenlerden olacaksın toprağa döndüğünde geri.
Yaşayacaksan eğer!
Koruyacaksın kır çiçeklerinin masumiyetini ve kükreyeceksin bir aslan gibi.
Doğruların tek başına çıktığı yola çıkanlardan olacaksın.
Korkakların gölgesi düşmeyecek ardına, suretin göz kamaştıracak bir güneş gibi.
Yaşayacaksan eğer!
Özgürce haykıracaksın kelimelerini.
Prangalarına teslim çaresizlerden olmayacaksın ve diz çökmeden terkedenlerden olacaksın seni sen yapmayan her şeyi.
Kaybetmekten korksan bile, yücelteceksin alın terini.
Fısıltılara teslim etmeyeceksin içinden geçenleri ve kovalayacaksın tüm yalandan hikâyeleri!
Yaşayacaksan eğer!
Pi sayısı gibi alacaksın sonsuzluğu içine..!
Bölseler de çarpsalar da çıkarsalar da toplasalar da hep aynı sonuca çıkacaklar ve hep sen olacaksın tüm cevapların içindeki.
YORUMLAR