Hüzün yollarında kaybolmuş,hazin adımlarla,adresi,istikameti belirsiz yürüyüşlerdeyim.
Sol yanımda eksilmiş gönül yolluğumla, sahipsiz kelimelerin yorgun sahibiyim...
Somurtkan sabahlar biriktirdiğim ömür heybemin ağırlığı altında, omuzları Marmara depremi enkazı,yüreği Karadeniz hırçınlığı günaydınlarındayım.
Eziliyorum yükümün ağırlığı altında.Ezildikçe iyice nasırlaşıyor kuş tüyü duygularım...
Ne var ne yokum !
Ne tam olabiliyor, ne tam bitebiliyorum.
Kasıtlı ve planlı yaralıyorum kendimi çoğu zaman. Öldürmeye tam teşebbüs ettiğim anda yakalıyorum elimi. Elim bile el oluyor sonraları. Sonradan fark ediyorum. Hem faili hem mağduruyum meçhul çaresizliğimin...
Yatılı misafirliğe gelmiş ihanet hikayeleriyle dolu zihin defterim.Ve oku oku bitiremediğim. Bu yüzden belki de harf harf eksiğim...
Eksildikçe çoğalıyorum geceye.
Ve bir başka sabaha doğuyorum geceye gebe...
Ne yana dönsem bulamıyorum yönümü.Ne kadar yürüsem hep aynı görüntüler gözlerimin önünde. Aynaya her baktığımda bilinçaltını bilinçsizce alt etmek isteyen küçük bir adam görüyorum.
Dışarı adım adım, içeri koşar adım büyüyorum.
Sığmıyorum bedenime.
İşte tam da bu yüzden bir parçamı hep yolda bırakıyorum...
YORUMLAR