Dünyada milyonlarca çiftin en büyük sorunu olan 'Ten Uyuşmazlığını ' bugün kalemime almak istedim. Herkesin ağzında olan bu iki kelime hemen hemen bütün partnerler arasında büyük bir problem haline gelmeye başladı. Peki, nedir bu Ten Uyuşmazlığı?
Cinsel yakınlaşma sırasında ortaya çıkan eşlerden birinin diğerinin teninden haz almaması durumudur. Haz atmosferi o an çiftleri öpüşme vaziyetine getirir ve bomba işte o an patlar. Kadın ya da adam hazzını midesine koyamaz. Aşk yerini kaçışa bırakır.
Ten uyuşmazlığı ilişikinin başında olabileciği gibi sonradan da kendini gösterebilecek bir durumdur. Ten uyumsuzluğunu ilişkinin başında farketmek bence en güzeli tabikide. Matematiksel başladığımız ilişkiler bile çoğu zaman bu durumu kurtarmaya yetmiyor. İlişkinin başında çoğu şeye 'evet ' deyip aldırış etmiyoruz. Bu durumu yaratanlar en çokta bayanlar bence. Çevremden çokça duyduğum birkaç cümleyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
"Sevmiyorum ama denemek istiyorum","Arabası, işi, gücü çok iyi ama öpemiyorum, istemiyorum kızım ama yinede mantığımı devreye sokmak istiyorum."
Bu cümleleri eminim sizlerde çevrenizden bir hayli duyuyorsunuz. Göz göre göre ten dokuna dokuna niye bu hataları yapıyoruz peki ?
İki türlü ten uyuşmazlığı olduğunu yazımın başında sizlerle paylaşmıştım. İlk ten uyuşmazlığı; ilişkinin başında ya da çok geçmeden farkedilmiş olanıdır. Bir iki deneme dokunması yapılarak problem çözülebilir ya da çiftler gözlerini başka yollara döndürebilir. 2'inci olan uyumsuzluk ise en tehlikeli olanıdır. Mutsuzluğu artırır, horman dengesini olumsuz yönde tavan yaptırır. Aradaki saygı bağı bütün bu olumsuzluklar sonucunda tamamen yıkılır ve sonunda final; ruh bedenden ayrı pişmanlık yaşar.
Ten uyuşmazlığını ekarte etmek için basit ve direkt yollar vardır. Ya o insana düzgün bir dille bu durumu anlatarak veda tokalaşması yaparsın ya da çin işkencesini birebir beyin damarlarında terapistlere giderek yaşarsın. Böylesi kanı bozuk bir ilişikide en güzeli önlemini baştan almaktır. Cinselliği sınırlı bir şekilde sevmektir. Dokunmak çaredir, öpüşmek çözümdür. Miden almıyorsa almıyordur! Çünkü ilişkinin temeli cinselliktir. Başrolde uyum vardır. Uyum yoksa sevgi bile açlığa dönüşür.
Çevremdeki insanlarla konuştuğumda %80'i ilişki yaşadığı insanın öpüşünü, tene temasını, kokusunu tekrardan hayal ediyor. Bu demek oluyorki milyonlarca çift için tek gerçek; tensel uyum oluyor. Tanıma, sevgi ve saygıdan sonraki evre olan cinsellik, yaşamımızda önemli bir noktada duruşunu sergiliyor. O yüzden hayatınıza aldığınız kişiyi tanırken ten uyumunu asla 2'inci plana atmayın.
Örneğin; sinemada film izlerken birbiriniizn avcunu kavrayın. Yüzyüze gelin ve gözleriyle temas kurmaya çalışın. Kollarınızı değdirin. Gerçekten tensel temaslar işe yarıyor. Dokunma içgüdüsüyle pır pır olan kalbinizi ya harmanlarsınız ya da soğuk bir titremeyle bir daha o kişiyle görüşmek bile istemezsiniz. Tensel uyum her daim karşılıklı yaşanırsa hormonları zirveye ulaştırır.
O yüzden; Çiftelerin birbirlerine açık olmaları, hissettiklerini, zevklerini, isteklerini, istemediklerini birbirlerine açık şekilde dile getirmeleri gerekir. Ancak bu şekilde kesin bir çözüm noktasına ulaşılabilir.
Aklımda yine bir Sezen Aksu şarkısı;
Savaşma Seviş Benle , Hayata Sarıl Benle...
Not: Dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir bilir misin?
Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyilikler ve yarım sevişmelerdir.
Sonuna kadar git be insan!
Aşkla koşun, sevgiyle kalın...
YORUMLAR