Üzdüğün kadar üzülürsün!
Gözde Kıroğlu

Gözde Kıroğlu

Hayata Kanat Çırp

Üzdüğün kadar üzülürsün!

15 Ocak 2015 - 16:40

Modern dünyanın yeni hobisi 'Can Sıkıntısı' şu sıralar çok popüler bir eylem oldu. Sözde kimse sıkıntıyı sevmiyor ama ortada can sıkmak olunca haklı, haksız şartı aranmıyor. Nihayetinde herkez haklı,özürler çok yersiz kalıyor. Kısaca 'Ben' almış başını, egoyla beraber kaf dağına doğru yürüyor.

İnsan gibi yaşamamız gereken bu dünyada birbirimizle geçinemez olduk. Her geçen gün kalbi körerten duygular, sevginin yerini çalmaya başladı bile. Ne yazıkki 'Ben' diyen ve egosu tavan yapmış bencil insanlar sinek misali hergün daha çok üremeye başladı. Bu tarz insanlara gereksiz yere değer verdiğimiz için en çokta bizim canımız sıkılıyor. Peki kim bu sebepsiz yere can sıkan insanlar?

Onlar için geçmiş yoktur ve her saniyesinde bataklığa saplanmış bir ruh halleri vardır. Her zaman kendi çıkarları doğrultusunda hareket eder. Karşı tarafla tartışırken sadece kendi doğruları vardır.Herşeyi o bilir ve can sıkmada üzerine yoktur. Özrün kibri yok edeceğinden habersiz nedensiz yere kalp kırmaya devam eder. Konuyu anlamadan insan üzmekten zevk alan bu insanlar en sonunda yalnız kalır.

Peki nedensiz yere kalp kırmanın bir bedeli yok mudur bu dünyada?

Tabikide vardır. Her insan eşit yaratılmıştır. Kimi haksız yere üzerseniz elbette bunun zamanı gelince bir çorba kaşığı hakkı vardır. İnsanların tartışması kadar normal bir durum yoktur. Herkez anlaşıcak diye bir durumda yoktur. Ama kavganın bile bir saygısı olmalı insan hayatında. Karşı taraf anlamadan, konuşmadan küfür edip, bağırıp çağırıyorsa cevap bile vermeyin. Arkanızı dönün ve gidin. Yeri ve saati gelince üzen üzdüğü kadar üzülecektir. Kavga sadece çok yaygın olduğu için basit bir örnek olarak verdim.

Bunun harici konuları zaten hergün gazete ve haberlerde görüyoruz. O yüzden ne demişler 'Alma Mazlumun Ahını çıkar aheste aheste.' Sebepsiz yere can incitirken çok dikkatli olun ve kimsenin günahına girmeyin. Başınıza sizinde haksızlar gelebilir. O zaman sizde çaresiz kalır ve karşı tarafa koca bir 'Ah'çekersiniz. İşte o zaman aklınıza geçmişinizi getirin. Döndürün ruhunuzu hatalara ve bir özür dilemekten çekinmeyin. Özür dilemek kimsenin ruhunu sıkılaştırmaz aksine, sizi koca bir ağırlıktan, kin, nefret ve egodan kurtarır. Siz siz olun önce bir insana en çok yakışan eylem olan konuşmayı deneyin. Kendi aksi ruhunuza sahip çıkmayı beceremiyorsanız eğer bir psikoloğa başvurun. Yoksa bunun sonucunda, ilk en uçtaki insanlar hayatınızdan giderken bir bakmışsınız egonuz ve siz başbaşa kalmış. Alın sevgiyi avuçlarınıza dağıtın. Savaşlar yerine sevginizi konuşturun. Üzmeyin ve üzülmeyin.

Not: Ey insan kaf dağı kadar yüksekte olsanda, kefene sığacak kadar küçüksün. Herşeyin bir hesabı var; üzdüğün kadar üzülürsün...

Hz.Şems-i Tebrizi

Buda benden; ne eksiği ne fazlası yaşattığın kadarını...

YORUMLAR

  • 0 Yorum