İzmir, Türkiye'nin üçüncü en büyük kenti...
Okur yazarlık oranı yüzde 98.19...
Nüfusu 4 milyonun üzerinde...
Binlerce yıllık kültürel geçmişe sahip bir şehir.
Bundan üç yıl önce; güzel İzmir'in sesini, dokusunu, tarihini, sanatını, kültürel etkinliklerini, mahallesindeki muhtarını, köyündeki okulunu, sağlık hizmetlerini İzmirli ile paylaşan TRT Kent Radyo İzmir kuruldu. Kentin sesi oldu. İzmir öyle hasretti ki bu sese...
Bir dost sesini, radyosunda buldu. Çünkü böyle güzel bir kentin ne radyosu ne televizyonu vardı. Açılan özel televizyonlar ayakta duramıyordu.
23 yıl Ege Bölgesi'nin sesi olan Ege TV de 2016 yılında veda etti İzmirliye...
Elinde sadece Kent Radyosu kaldı İzmirlinin...
Şimdi...
İzmir, en yakın dostunu da 1 Ocak 2018 itibariyle gönderiyor sessizliğe...
Sayın Cumhurbaşkanım, sayın Başbakanım, milletvekillerim, değerli İzmirlim; bu sese sahip çıkalım...
"Kentini dinle, kendini dinle" sloganıyla yayın hayatına başlayan kent radyoları, bu misyonunu en iyi biçimde yerine getirdi. Getirmeye de devam edecektir.
Her kesimin sesini kentlisine ileten; sadece bir radyo değil, hayatının bir parçası haline gelen Kent Radyoları kapanmamalıdır.
Özellikle İzmir Kent Radyosu, bu açıdan çok daha önemli konumdadır. Ankara ve İstanbul’un sahip olduğu yayıncılık avantajlarına sahip olmayan İzmir; kentini, dolayısıyla kendini dinleyebildiği bu ayrıcalığı kaybetmemelidir. Yoksa bütün gün İstanbul ve Ankara haberlerini takip etmeye, İzmir deprem haberinde bile “depremin İstanbul’a etkisini” dinlemeye devam edecektir.
Kentin sesi, halkın sesini taşır. Halk; sesini iletebildiği, metropol duvarlarında sıkışıp kalan yalnızlığını paylaşabildiği radyosuna sahip çıkmalıdır.
Gelin; kentin sesini, halkın sesini kapatmayın...
Kenti, sessizliğe gömmeyin…
YORUMLAR