" ZAFER ÖNCE ONA İNANMAKTIR"

19 Mayıs 1919  ile başlayan Türk milletinin milli mücadelesi 30 Ağustos Zaferi ile kurtuluşla sonuçlanmıştır.Eşi benzeri görülmemiş  her aşamasında  her taarruzun da vatanseverlik, kahramanlık öyküleriyle dolu olan bu büyük mücadele Dünya da ses getirmiş,   Dünya var oldukça Türk milleti varlığından, dirliginden,birliğinden ve bağımsızlığından asla taviz vermeyeceğini tüm Dünya'ya kanıtlamıştır.
Türk milleti bağımsızdır bağımsız kalacaktır.
 
Zafer bayramımızı kutladığımız şu günler de tesadüfen bir gezi sırasında   birileriyle tanışmam hala bazı gönüllerde zafere koşmanın en güzel göstergesiydi.
Bu ülkede Doğu ile Batı Kuzey ile Güney arasında gönül köprüleri kurmaya çalışan bunu kendisine farz görmüş biriyle tanışmak inanın benim için o günün zaferiydi .

 

Köprüler kurulur gönüller arasında, muhabbet ile gelip geçmek için.
 
Bir köprü nasıl ki yolları birbirine bağlıyorsa, kalplerde insanları birbirine bağlayan köprüler oluşturur.
 
Dikili deki "Aşıklar şelalesi'nde" ki köprü de  tesadüfen onları  tanımama  sebep oldu.
Tam şelalenin fotoğrafını çekiyordum ki köprünün üstünde otuz kırk tane yaşları sekiz ile ondört yaş arası olan,futbol forması giymiş  çocukların arasında kala kaldım.
Çektiğim karelere onlarda gülüşerek girmeye çalıştı, açıkçası şelaleden daha çok dikkatimi çekmişlerdi.
"Kimsiniz siz nereden geliyorsunuz?" dedim
"Mardin Nusaybin den" geliyoruz dediler
Çocuk gelişim yaz okullarından.
 Başların da da Baran Ak (diğer lakabı Şehmuz) hocam.
 "Verin ben bu güzel karenin fotoğrafını çekeyim" dedi Baran Hoca...
ardından harika kareler çıktı tabi.
O güzelim çocuklarla, kendisiyle orada tanışma fırsatım oldu.
 Çocuklar o kadar terbiyeli disiplinli ki hiç taşkınlıkları, saygısızlıkları yok.
 Şehmuz hoca ne derse o...
Asker gibi eğitim almışlar sanki,biz biriyle başa çıkamazken kırk çocuğa disiplin verip  şehir şehir gezmek  zor şeydi  doğrusu.


 
"Bu kadar çocukla gezmek zor olmuyor mu?" dedim "hangi rüzgar attı sizi buralara ?"
 "Bu çocuklar hayatlarında denizi hiç görmemiş çocuklar" dedi. "Türkiye'yi  Mardin ve Nusaybin den ibaret sanıyorlar"  böyle bir proje başlattık bizde dedi. Onlara ülkelerini, onun güzelliklerini,  farklı kültürleri tanıtmak ile başladı bu proje sonrası halka karışmak ve gönül köprüleri kurmak. Gittiğimiz yerlerde, tanıştığımız sizler gibi kişilerle hoş sohpet etmek ve geride güzel anıları bırakmak dedi.O an yüzlerine baktım  kırk çocuğun, hepsi ışıl ışıl hepsi ileride bu ülkenin yeni sahipleriydi. 
Gurur duydum öyle bir gönül köprüsü kurmuşsunuz ki hocam dedim  bunu başka hiç bir proje hiç bir okuttuğunuz kitap bu kadar güzel anlatamaz, yaşatamaz
 
 "Yıllardır bu çocuklarla  Ege'nin, Akdeniz'in ve Marmara'nın gezmedik şehrini bırakmadık kitaplardan değil yaşayarak öğretmek istedik dedi kültürümüzü "
 


 Bu gerçekten "ZAFER" di
 
 O anlattıkça hayranlığım arttı,bir ülke için yapılacak en güzel şey nesilleri doğusuyla- batısıyla kaynaştırmaktı.
 
 Baran hocam öyle güzel başarmış ki bu işi alkışlamamak elde değil.
 
 Birileri bir yerlerde hala bu ülke için çok güzel şeyler yapıyor, ondan bu topraklarda hala çok güzel çiçekler açıyor. Onlar var oldukça bu çiçekler hep açacak.
Ruhlarına her daim ülkenin her köşesinde zaferin, bağımsızlığın, özgürlüğün en güzel tohumları atılacak.
 
 Sizin gibi eğitmenlerin sayısı çok olsun Şehmuz Hocam
 
 Günün finalini yine bu güzel çocuklar yaptı o gün.
   Ayrılırken hep bir ağızdan
 "Seni çok sevdik Gülcan Abla" diyerek  benim gönlüme de  taht kurdular gönül bayraklarını diktiler..
 
 Bende sizleri çok sevdim çocuklar..
 Lütfen yine bir yerlerde sizinle tekrar karşılaşalım.
 Gönüllerimize  zaferlerin en güzelini dikelim.
İzmir'de birisinin gönlünde taht kurduğunuzu, gönülden gönüle köprü oluşturduğunuzu hiç unutmayın.
 
Sizler önce  bu projeye inanmışsınız sonra yollara çıkmışsınız sevgiyle.
Bizlere de bu  başarıyı,zaferi kutlamak,alkışlamak  düşer. ...
 
30 Ağustos Zafer Bayramımız Mardin Nusaybin den başlayarak Doğusunda
Batısında,Kuzeyinde-Güneyinde yurdumun her yerinde, buna inanan her yürekte kutlu olsun.
 
Sevgiyle iletişimde kalalım
Gülcan Gençtürk