Yine bir kadınlar günü..
Gazetemizin imtiyaz sahibi Sayın Salih Erkek'in bugüne özel bir yazı istemesiyle çaldı telefonum.Bir iki gün öncesine yetiştirmem gereken bir yazıydı aslında bu.
Ne yazsam, ne anlatsam? dedim.
Bir yılda ne değişti ki ?
Bu günü özel yapacak ne değişti?
Yoruluyor insan aynı şeyleri görmekten,duymaktan,yasamaktan...en acı da nedir biliyormusunuz? Yazmaktan başka hiç bir şey yapamamaktan.
Sonra dökülüyor yine benzer sözler kaleminize.
Muhakkak biryerlerde okunur diye.
Hiç düşündünüz mü?
Kadın olmasaydı seni kim doğuracaktı?
Doyuracaktı?
Sevgi,aşk denen o muhteşem duyguyu kim yaşatacak,
Kim seni tamamlayacaktı?
Nesilleri kim devam ettirecek,
Kim yiğitler doguracaktı?
.....
Ben bir kadınım.
Hani şu klasik söz var ya ! Doğduğun coğrafya kaderindir diye; onun gerekliliğini ilmek ilmek yüreğinin en ücra koşesinde bedeniyle,acısıyla her şeyiyle yasayan kadın.
Bu cografya da doğdum bende, kanlı denilen cografya da. O yüzdendir bu kadar dik duruşum bu kadar güçlü olmak zorunda kalışım.
Bu cografya da doğduysa şayet, ayakta kala bilmek için, en doğal hakkı yaşam hakkını koruya bilmek için tek başına mücadelesinin kahramanıdır kadın.
Çocuk yaşta başlar çilesi...
Kimi ailede ırgat olarak görülür, küçük bedeniyle en ağır koşullarda çalıştırılır , kimi ailede annesinin kader ortağı, kendi hayatı olmayan öylesine bir varlıktır.
Çocuk gelindir,başlık parasıdır,yeri gelir bir köle,kimliği bile olmayan bir maldır.
Baba evi eziyetinin uzantısıdır evliliği.
Bazen şansı biraz gülerse şayet, zorda olsa yavuklusuyla evlenir.
O evliliğin getirecegi her şeyden de kendisi sorumludu... !
İyi çıkarsa şayet sevdiği, kendince insanca yaşar...
İyi çıkmazsa şayet vay haline! gidecek ne bir baba kapısı ne de onu koruyacak arkasında bir dağı vardır... mücadelesiyle yine tek başına dır.
Az da olsa bazen başarır,bazen bir kurşunla, yada bir bıçak darbesiyle çocuklarının gözü önünde hayatı elinden alınır.Yasalar bile onun yanında değildir öldüren (Eş,Baba,Abi) iyi halden bir kaç yılda anlamsızca çıkıverir.
Bir hayat bitmiştir oysa, umut etmeden , hayal kurmadan doya doya yaşamadan.
Bir kaç gün konuşulur, ahlar vahlar der ken iki günde unutulur kadın. Aynı haber en geç bir hafta sonra gazete ye düşünceye dek ...
Bu böyle devam eder yıllarca... giden kadındır anadır,hayalleri olan bir geç kız,anasından başka kimsenin arkasından ağlamadığı çocuktur ...
Hiç bir kız çocuğu güçlü bir kadın olmak için doğmaz bu cografya da aslında.Prenses olanlar tek tük çıksa da ara da bazen, çoğu çilesiyle,yüküyle mücadelesiyle devam eder hayat denen anlamını kavraymadığı davasına.
Şu Kadınlar günü ne zaman ki kadınlar tek bir omuz olacak bu cografya da o zaman kutlanacak diye düşünenlerdenim. Öldürülmedikleri yıllarda kutlanacak.
Tecavüze uğramadığı, dövülmediği,haklarının elinden alınmadığı,çocuk gelin olmadığı bir zaman olursa şayet kutlanacak.
YIlın her günü eziyet çektirilen,kanunların bile koruyamadı kadının, sadece bir güne sığdırılmaya çalışılan emeğinin,sevgisinin,yüceliğinin hiç bir anlamı olamaz.
Değiştirirse bu düzeni yine kadınlar değiştirecek.
Oğlunuz varsa şayet ona ilk öğreneceğiniz şey, sevgi olsun, Allahın "Size emanetimdir"dediği yaratılan en güzel varlığı saymak olsun, gönül almak için çabalamanın,her koşulda ona yardım etmenin el uzatmanın erkekliğinden hiçbir şey götürmeyeceği olsun, merhamet tohumlarını eke bilirlerse şayet kendisinden gelecek nesillerin de veriminin çok büyük olacağını öğretin onlara,kız çocuklarımızın hayalleri için insanca yaşamaları için öğretin.
Bir yıl geçse de aynı temenni,aynı kelimeler belki yazdıklarım,hece hece aynı olsa da ben yine yazmaya devam edeceğim.
Biliyorum ki bir gün 8 mart Dünya kadınlar gününüzü bir kadın olarak yine buradan çok daha iç açıcı yürekten bir yazıyla kutlayacağım.
Sevgiyle yine iletişimde kalalım bayanlar.
Bir gün değil değerli hissettirildiğiniz her gününüz kutlu olsun
YORUMLAR