AFET FARKINDALIĞI, TATBİKAT PRATİĞİNDE HEP SINIFTA KALIYORUZ!!!
Gülnur İpin Harbek

Gülnur İpin Harbek

Uzman Klinik Psikolog
  • Instagram

AFET FARKINDALIĞI, TATBİKAT PRATİĞİNDE HEP SINIFTA KALIYORUZ!!!

18 Ağustos 2021 - 17:25

Eğitimci kimliğim derki, kazanılacak davranışın edinimi ve öğrenilmesinde çok temel bir ilkedir, bilgi beceriye dönüşmediğinde, o bilgi kullanıma açılmamış demektir.

Yıllardır okullarda, deprem, yangın tatbikatları uygulanır. Dönemde ikişer kere, haberli ve habersiz tatbikatlatlarla, olası kriz dönemlerinin yönetimi için. Belirlenen siren, alarm ya da uyarı sesi ile tatbikat başlar. Öğrencilerin bir öncekine göre belirlenen süreden daha kısa sürede, ortak toplanma alanına inmesi hedeflenir. Tatbikat sırasında, alarmı duyar duymaz öğrenciler sıralarından kalkar, çök kapan pozisyonuna gelir, sonra ışıklar söndürürülür, elektronik eşyaların elektrik ile bağlantısı kesilir, panik havası yaratmadan, konuşma, tartışma, şakalaşmaya izin verilmeden bulundukları sınıfın tahliyesi sağlanır.

Ve eğitim psikologu olarak tecrübelerim şunu söyler, tekrarlanmayan ve yaygınlaştırılmayan bilgi ise beceriye dönüşmez. Bunun en yakın örneğini 30 Ekim İzmir depreminde yaşadık. Rutinleri oturmuş özel okullarda okuyan öğrencilerin bile sarsıntı sırasında ne yapacaklarını şaşırdıklarını, çök kapan mı, cenin pozisyonu mu, yaşam üçgeni hangi koşulda güvenlidir, ne yapacaklarına ne düşüneceklerine karar vermediklerini, hal böyle olunca bulundukları mekanı terk etmek için apartman boşluklarına, asörlere yarı çıplak ayakla koştuklarının hikayelerini duydum, Türk Psikologlar Derneğinin psikososyal destek çalışmalarında mağdurlarla görüşmelerim sırasında. Ev ortamında bu işin algoritmasına uygun, sıralama ile tatbikatı anne_baba ile yapılmamıştı çünkü sanki depremler, ebeveynlerin aklına bile getirmek istemedikleri evde olmazmış gibi.

Bugün uzmanların söylediği hep aynı nakarat, bizim ülke olarak afet pratiğine ihtiyacımız var. Yediden yetmişe, hatta okul öncesinden başlayarak yüksek öğrenim programlarının müfredatına konmalı sık tekrarlanan tatbikatlar. Anasınıfı da, üniversite öğrencisi de afetlerde kriz yönetiminde ne yapması gerektiğinin pratiğine sahip olmalı.

Afet ve acil durumlarda eşyaları ev ve iş yerinde sabitlemenin hayati önemi vardır; sel ve su baskınlarında suda hareket edilmesi ile sele kapılma ölümle sonuçlanır; rüzgarın yönü söndürme çalışmalarının kontrolünde kıymetlidir... madde madde okunan, ancak ezbere bilinen hala sınıfta kaldığımız, vatandaş ve ülke olarak da sınıfta bırakılmamız gereken daha ne çok madde var bakalım.

İçişleri Bakanlığı Afad ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı derki, orman yangınlarının nedenlerini bilmek gerekir ki ihtimalleri şansa bırakmayalım. Nedir onlar? dikkatsizlik, ateşi söndürmeden bırakma, sönmemiş izmarit, kibrit atma, orman bitişiğinde çalı, ot yakma, gece yürüyüşte aydınlatma için ateşle dolaşma, mercek görevi gören cam ve cam kırıklarını bırakma, yaban hayvanları uzaklaştırmak için ateş yakılması.. bunun dışında...son zamanlarda Türkiyenin gündemine, ciğerine oturan vatandaş olarak bize güvensizlik pompalayan sabote ihmali, tarlaları ve imar alanlarını genişletmek vb.olasılığının varlığı.

Yangın söndürme kurallarına, yangınla havanın temasını kesme, karbondioksit gazı, köpük ile yanan maddeyi oksijensiz bırakmak ve yayılmasını önleyen algoritmalar hakim olmak kadar; doğaya verilen zararın boyutu konusunda, sadece ağaçların yokolması değil, biyolojik çeşitliliğin zarar görmesi, ormanlarda yaşayan canlıların yaşam alanlarının kaybolması, canlı ve cansız örtünün yok olmasıyla erezyon, sel-taşkın ve hava kirliliği gibi doğal afetlerin sayısında ve hızında artma, iklim sisteminde (sıcaklık, rüzgâr, nem ve yağışa doğrudan etki ederek) bozulmalar, orman ve orman ürünlerine dayalı turizm, sağlık, spor, avcılık gibi sektörler olumsuz yönde etkilenmesi vb. öngörü sağlayacak bir farkındalığı ihtiyaç var. Bu disiplinler arası bir bakışaçısı sunar, tarım, ormancılık, hayvancılık, veterinerlik, meteoroloji, iklim mühendisliği vb. bilimin öncülüğü önlem ve denetim üretmek.

Yine Afad ve Acil Durum Yönetimine göre, yağış yoğunluğuna bağlı erken uyarı sistemi ve halkı yönlendirecek uyarı birimlerinin kurulması (Karadenizde yaşanan son sel felaketinde vurgulandığı gibi baraj kapaklarının açılmasına bağlı uyarı sistemi mevcut değildi) dere yataklarına ev yapılmaması, yerleşim yerleri içinden geçen dere yatakları ve drenaj kanallarında, dere ve nehirlerin denizle birleştiği noktalardaki kanallarda zamanla oluşabilecek tıkanmaların düzenli olarak temizlenmesi, sürekli açık olmasının sağlanması, çukur alanlarda, binaların bodrum katlarına su basma tehlikesi yüksek olduğundan, bu türlü yerlerde bodrum yapılması, şehir içlerinde yeterince yağmur suyu kanallarının sürekli bakımlarının yapılması; bulunduğumuz yerleşim yerlerinde sel uyarı işaretleri ve uyarı sistemlerinin öğrenilmesi; afet sırasında su ile sürüklenen enkaz önüne set olarak kum torbaları yerleştirmek, su basıncının taşıyıcı sisteme zarar vermemesi için tüm kapı ve pencereleri açıp suyun içeriye girmesini sağlamak, yüksek güvenli yerlere çıkmak, sudan asla karşıdan karşıya geçmemek bilenen şu ki ayak bileğine kadar olan su bir insanı, diz kapağına kadar olan su bir otomobili sürükleyebilir, kanalizasyon ve zehirli kimyasalların suya karışma riskine karşı sudan çocukları uzak tutmak, gaz kaçağına karşı elektrikli alet ışık kullanmaması. Bilmek değil, yapmak, alışkanlık kazanmak eşittir refleks kazanmak.

Pratikte gerçekten uygulanabilirliği olmayan ya da beceriye dönüşecek kadar pratiği yapılmayan uygulamaları sadece prosedür olsun diye yapmaktan vazgeçme zamanı artık. Oturma raporu alsın diye depreme uygundur raporları çıkarılan binalar ya da yapı denetimler gibi; dere yataklarının sınırları içinde yapılması uygun olmayan konut ve işyerlerine imar hakkı verilmesi gibi, orman yangınlarının ilk yarım saatinde reaksiyon vermesi gereken Türk Hava Kurumunun amfibik yangın söndürme uçaklarının reaksiyon vermemesi gibi!!!

Uzm.Klinik Psikolog
Gülnur İpin Harbek
@uzm.psk.gulnuripinharbek
[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum