'İçimizdeki' DOĞAN CÜCELOĞLU'na...
Gülnur İpin Harbek

Gülnur İpin Harbek

Uzman Klinik Psikolog
  • Instagram

'İçimizdeki' DOĞAN CÜCELOĞLU'na...

20 Şubat 2021 - 09:47

Yazdığı gibi yaşayan, yaşadığı gibi yazan bir rehber, bir fikrin aktarıcısı değil, inandığı değeri yaşatandır ve yaşayan değerdir.

İlk karşılaşmamız, psikoloji lisans döneminde oldu: İnsan ve Davranışı: Psikolojinin Temel Kavramları. Psikoloji ve insana dair ne varsa..Bir çocuğun yürümeden önce emeklemesi ve yürümesi için annenin refakatine duyduğu ihtiyacın karşılanması gibiydi, psikoloji bölümü birinci sınıf öğrencisi olarak, benim için.

Sonra İNSAN İNSANA ile, doyumlu bir yaşam için insanın kendini keşfinin önemli olduğu fikrinin derinliğini sorgulamaya başladım. Hayatı hem zenginleştiren ve hem de fakirleştiren sihirli olay olarak tanımladığı insan ilişkilerinde, İletişimin 'benim' le başladığını, gelişimin, başarmanın, iyileşmenin, sağlıklı ilişkinin kendini tanımaktan geçtiğini, bulunduğum noktadan meslek yaşamımın içinde tekrar tekrar duyumsayacaktım.

'Bilinçli iletişim, anlamlı yaşama, anlamlı yaşam da sakin bir ruh halinin gelişmesine yol açar' cümlesini YENİDEN İNSAN İNSANA ile duyduğumda, çözümlemek için tekrar tekrar okudum hayatımın farklı evrelerinde.

Mutlu çocuklar mutlu toplumlar demektir, iletişim kurmayı bilmeyen insanlar mutlu çocuklar yetiştiremez, cümlesi, hem bir psikolog hem de bir eğitimci olarak hedef cümlelerinden biri oldu.

SAVAŞÇI ile insanın en önemli ilişkisi kendisi ile olan ilişkisidir, cümlesini ilk kez duydum; bir kişi aslında içinde 'ben ve kendi', iki kişi hatta rolleri ve yönleri ile çok daha fazla sayıda kişiyi taşır dedirten cümleydi. Bu insanın kendisini tanıması ve keşfinin öneminin çarpıcı bir cümle ile yeniden tanımlıyordu. Kendini bilen insan sahip olduklarının, sahip olduğu değerlerin de farkındadır. Ardında aidiyetlik gelir. 'İçimizdeki Savaşçı ait olmaya önem verir, ait olma tarafından kullanılmaya izin vermez' , derken yaptığımız seçim ve fedakarlıkların alma temeline dayandığında ilişkilerin hangi noktaya gideceğine dair yorumlamalarım başlamıştı.

Miş gibi yetişkinler:YETİŞKİN ÇOÇUKLAR
Kendi isteklerini, hedeflerini ortaya koymakta görülmez bir engeli olan, aferin almaya takılı kalan, içindeki utanca boğulmuş çocukla büyüyen; genç olduğunda öfke dolu, kaderin böylesine diye başlayan şarkılarla isyan eden, yetişkinlikte de bedenen büyümüş, içindeki çocuğa merhaba diyemediği için çocuk gibi davranan, olgun tavır içinde olmayan bireyleri nasıl da nakış nakış tanımlamıştı.
Denetim odaklı kültürün eseri olan yetişkin çocuklar, ne yapması, ne düşünmesi ne söylemesi, neye inanması gerektiğini dikte eden, nasihat eden, cezalandıran sistemde büyümüşken, kendilerinden, kendi potansiyelerini ortaya koymalarına zemin hazırlayan bireyler yetiştirmelerini beklemenin ne kadar ütopik bir beklenti olduğunu sorgularken rehber oldu.

İÇİMİZDEKİ ÇOCUK, içimizdeki çocuğun, çoşkumuzun ve merak istek, arzu, hedeflerimizin kaynağı olduğunu öğrendik. Gelişim odaklı kültür, çocuk potansiyelli olarak doğar, bireye 'sen olabileceğinin en iyi olmalısın' gözü ile bakar, bu kültürde sohbet vardır. Anne baba da çocuktan öğrenecekleri çok şey olduğunun farkındadır.

İÇİMİZDEKİ BİZ dayanışma bilincinin olmadığı yerde ben_sen anlayışı hakimdir, evrendeki dayanışma gerçeğinin farkedilmesi, BİZ bilincinin temelini oluşturur, demiştir, duygu dolu hikaye ve deyişleri ile.

Burada bahsedemediğim, ömrüne sığdırdığı birçok eseri için, bir sonraki bir öncekinin senteziydi adeta diyebilirim. Tüm eserlerinin sentezi ise son kitabı,

Kendini Keşfetmeye Zorluklarla Başa çıkma ya VAR MISIN? ile de..
Nasihat edilen bir ortamla sohbet edilen ortam çok farklıdır der. Sohbet edilen ortamda çocuk niyetini ortaya koyabilir, şu ilgisini çeken, heveslendiği, kendi ortamını, gideceği yönü keşfeder, sahiplenir.
Beslendiği ilişki kendi ile olan ilişkisidir, sözünü bir kere daha yineler. Anne baba sistemin beklentisine göre değil, merak ettiği açıklığa kavuşturduğu ilgi alanına göre heyecan duyar, karar vermeye başlar. Bunu yaparken de bekler, izin var mı, onay var mı, sohbet içinde bunun yanıtını alma, rehberlik alma şansını yakalar. Sonra ömür boyu sürecek eğitim sürecine hazır olur, merak eder, merak etme gücü vardır, merak etmeye ve merak ettiğinin yanıtını almaya değer birisi olduğuna inancı tamdır.

Bir yazarın, düşünürün, insan davranışlarını çözümleyen bir bilim insanının, yazdıkları pusula, sözleri öğreti, tavır duruşu böylesine değer olmalı.Özde aldıklarımız için minnet ve saygıyla. Mekanın huzur olsun, dinlen ey sevgili 'SAVAŞÇI'.

Uzm.Psikolog Gülnur İpin Harbek
@uzm.psk.gulnuripinharbek
[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum