Anadolu’nun ve Ege’nin buluştuğu nokta Kütahya’nın ilçesi Emet’te bir hafta sonu geçirdim. Ziyaret edenler bilirler, şive Ege, yaşam şekli İç Anadolu’dur.
Gediz Deltası üzerinden Emet’teki kaplıca bölgesine ulaşmadan önce göz alabildiğince ovalarla sınırları kalemle çizilmiş gibi sürülmüş tarlalardaki, kayın, gürgen, meşe, sarıçam, ardıç, ıhlamur ağaçları yerini doğal güzellikleri ve yeraltı kaynakları ile Emet’in zengin dağlarında karaçama bırakır. Çam değil, karaçam, kara gözlü, çatık kaşlı Anadolu insanı gibi yufka yürekli, misafirperver.
Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden olan Kütahya tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. Hitit, Firigya, Lidya, Pers, Makedonya, Britanya, Bergama, Bizans, Roma, Germiyanoğulları, Osmanlı, Devleti bu topraklara hükmetmiş. Kültürel miras ve zenginlikleri keşfetmek için şehrin çehresini okumak yeterli; Yunan işgalinde karşı koyduğu için yakılan Çavdarhisar evlerinin yüzü halkın uğradığı zulmü anlatır. Germiyanoğulları Dönemine ait Babukbey Camii, Yakup bey oğlu Babuk bey tarafından yapılmış, o dönemden kalan tek mimari yapı, sadeliği ile iç ve dış süslemelerden arınmışlığı ilçenin insanının gösterişten uzak oluşunun temsili gibi.
Tarihsel kökleri daha da eski olan bu bölgede, yüzyıllar boyunca koca cüsseli tapınak ayakta kalmış, topraklarında yaşamış nice medeniyetlere şahitlik etmek için sanki. Kütahya şehir merkezine yaklaşık 50 km uzaklıktaki Çavdarhisar ilçesindeki, ismi Zeus'un kızı su perisi Erato ile Arkadya ulularından Kral Arkas'ın oğlundan gelen Aizanoi antik kenti ziyaretimiz sonrası, kendimizi Zeus Tapınağında bulduk. Zeus'a ve tanrılara adanan kurbanların ruhları ile sunaklarda buluşma; kimler için ve hangi uğurda verdiğimiz savaşların yüceliğine ve kurban edilişlerin yasına tarihin tekerrürünün solucan deliğinden geçen kavuşumuydu sanki.
Konakladığımız Emet Termal Tesislerinin Türkiye’de tek ve Dünyada ikinci, faydaları sayısız olan sıcak su yosunu havuzuna ev sahipliği yaptığını; Kaynarca çarşısında bulunan yörenin sofra lezzetlerini tadabileceğiniz tek mekan EMET EVİ’ni ziyaretimiz sırada, işletme sahibi Mustafa Uçak’tan öğreniyoruz. Ülkemize ait kültürel, tarihi ve doğal mirasın tanıtılmasında önemli rol oynayan etkinliklere imza atan biri olarak kendisi ile tanıştığıma memnunum.
Bana gezi keşiflerimin yeniden öğrettiği gibi; yurdumun her köşesi cennet, bereketli topraklarının mahsülleri ile kurulur sofralar, her yörenin yemeklerine kendi yorumunu katması ile çeşitlenir, renklenir. Ve yeni bir keşifle kesinlikle diyebilirim ki; yolunuz düşerse buralara, Emet'in yemekleri Kaynarca merkezdeki @emet_evi de tadılır. Yörenin gözlemesi sütlü yufka, tarhana harcı pişirge, içi kıymasız mantısı cimcik, dağ eriği turşusu, tavuklu yufkalı tirit, haşhaşlı gözlemesi, yeşil mercimek erişteden karışımı çeneçarpan çorbasını içmelisiniz. Mekanın sahibi, kendisi eski turizm rehberi Mustafa UÇAK’tan, Emet ve tarihini de Emet evi şerbeti ile Türk kahvesini içerken muhakkak dinlemelisiniz.
Uçak aynı zamanda eski bir tur rehberi. Arşivlere geçmiş, Yunan işgaline uğrayan, Emet’in köylerinde yaşayanların anlattıklarını bize aktarırken tarihin sayfalarını şöyle bir araladık.
Emet Ağustos 1921’de Yunanlar tarafından işgâl edilmiş ve Mayıs 1922’e kadar işgal altında kalmış bir ilçe. Yunanlar Emet halkına zulümler yapmış, köylünün büyükbaş küçükbaş, kümes hayvanlarını, ekmeğini, tarladaki mahsulünü, eşyasını, malını “kadın getir” üslubu ile yağmalamış, Emetliler Yunanların yaptıklarına dayanamayarak karşı koymaya girişmiş. Pusu kurularak yaklaşık 200 Yunan askeri öldürülmüş, bunun üzerine kaçan askerler durumu Yunan ordusuna bildirmiş, dört alay askeri Emet’e sevk edilmiş. Sevk edilen askerler Emet ve Emet’e bağlı 15 köyü yakıp yıkarak Emet’i terk etmişlerdir. 15 Mayıs 1919’da İzmir’in Yunan kuvvetleri tarafından haksız ve hukuksuz bir şekilde işgali Batı Anadolu’da ve yurdun diğer bölgelerinde büyük bir tepkiyi ve endişeyi beraberinde getirmiş. Pek çok bölgede olduğu gibi Kütahya’da da işgal girişimlerine karşı Kuvayı Milliye teşkilatı kurulmuş. İşgalci Yunan kuvvetlerini Kütahya'dan çekilmek zorunda bırakması Kütahya'da Milli Mücadelenin ilk başarısı olarak anılmakta…
Her tarihin derini yerel hikayelerde saklı ve Milli mücadele yıllarına birebir şahitlik etmiş olan Atatürk’ün çocuklarının anılarında bu hikayeler. Emetli Türk roman ve çocuk öyküleri yazarı yaşayan değer Gülten Dayıoğlu’nun Emet’e ilçe halk kütüphanesi olarak geleceğin yetişkinleri çocuklar ve gençler için armağan ettiği bu ev, umarım o bölgenin ve ülkenin tarihini oluşturan anılarının arşivi olmaya devam eder.
YORUMLAR