Buca, Piriştina'yı sevdi
Hamza Gül

Hamza Gül

Vatandaş Hamza

Buca, Piriştina'yı sevdi

07 Şubat 2017 - 13:20

Bu hafta sizlere 1982’den sonra ikinci kez 2009’da geldiğim İzmir’in Bucası’ndan bahsetmek istiyorum. Geçen hafta yazmıştım 1982’de üniversite sınavları için İzmir’e geldiğimi. Ardından kızımın üniversite kaydı için 2009’da tekrar geldiğimde gördüm ve belirli yerlerini gezebildiğim Buca hakkında çok iddialı tespitlerim olmuştu. Bunların başında İzmir’in varoşu gibi görünen Buca’nın özellikle Tınaztepe ve Buca-Kop olarak bilinen yerleşim bölgesinin haline acımıştım. Tınaztepe’ye giderken Şirinyer’den itibaren cadde ve sokakların durumu açıkçası içimi daraltmıştı. İzmir’in karşı kıyılarındaki ilçeler ile Buca’yı mukayese etmeye çalışmış ve Buca için ciddi endişelerim oluşmuştu. Bunların bazılarını dikkatle ayrıştırarak kızımla paylaşmıştım. Elbette içimdeki kaygılarımın bir çoğunu kızımın motivasyonunu göz önüne alarak bahsini dahi açmamıştım. Ancak aradan geçen sürede tekrar İzmir’e yerleşmek ve burada yaşamak şansı elime geçtiğinde biraz daha İzmir İlçelerini tanıma ve bilgi sahibi olma şansını yakaladım. Yazının başlığında ifade ettiğim gibi bu hafta sizlerle Buca’yı ve genç yakışıklı ve başarılı başkanı Levent Piriştina’yı yazmayı istedim.

Bire bir tanışmışlığım yoktur Sayın Levent Piriştina ile. Seçim çalışmaları süresinde afişleri ve toplu tanıtımlarda yüzünü görmüştüm o kadar. Hatta o dönemde kendi kendime ‘Ya siyaset babadan oğula geçtiğinde çok da başarılı devam etmiyor’ gibi bir ön yargı ile söylendiğimi itiraf etmeliyim. Bu ön yargı elbette sadece Sayın Levent Piriştina için ortaya çıkan durum değildi.

OĞULLAR BABALARININ YERİNİ DOLDURAMIYOR

Sayın Piriştina’ya gelene kadar biraz geçmişe dönüp bakarsak eğer, Sayın İsmet İnönü’nün oğlu çok değerli Fizik Profesörü Erdal İnönü (1988 de SHP Gaziantep İl Yönetim Kurulu Üyesi iken Genel Başkanım olması Hatta bire bir tanıyıp siyaset yapmaktan onur duyduğum muhterem kişilik), Geçmişin Başbakanlarından merhum Adnan Menderes’in oğlu Aydın Menderes, Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Oğlu Ahmet Özal, Merhum Alparslan Türkeş’in Oğlu Tuğrul Türkeş, Merhum Necmettin Erbakan’ın Oğlu Fatih Erbakan örneklerine baktığımızda yukarıda ki tespitimin doğru çıktığını görüyoruz. Bu önemli devlet adamlarının ardından siyaset sahnesinde görünen ancak babalarının yerini dolduramadıkları ortaya çıkan yukarıda saydığım isimlere hiçbir itirazım yok. Hepsi alanında başarılı ve yetenekli kişilerdir, ancak insanların babalarının sosysal ve siyasi hayatını devam ettirme gibi bir mecburiyeti ve doğruluğu yok. Çünkü her birey kendi düşünce yapısı ve yaşadığı zamanın koşullarına göre gelişir. Bu anlamda Merhum İnönü, Menderes, Özal, Türkeş ve Erbakan’ların çocuklarının kendi dönemlerinde ki başarılarını gösterememeleri biraz da değişen süreçten olsa gerek. Yoksa bu kişilikler elbette babalarının siyaset ve devlet adamlığı yönünde temsil ettikleri yerde fazlasıyla duracak şahsiyetlerdir.

BABASININ OĞLU LEVENT PİRİŞTİNA

Burada tekrar Buca ve Levent Piriştina’ya dönersek eğer; Merhum Ahmet Piriştina’yı önceleri siyaset sahnesindeki duruşu ve sonrasında belediye başkanlığı dönemindeki başarılı çalışmalarından tanıyorum. Rahmetli ile de tıpkı Levent Piriştina ile olduğu gibi bire bir tanışıklığım yoktur. Ancak fikir sahibi olmak için ‘Bilgi Sahibi olmak yeter’ mantığından yola çıkarsak ben baba oğul PİRİŞTİNA’ları tanıyorum. Çünkü gerek medyadan, gerek siyasetten, gerek çalışmalarını gazeteci olarak takip etmişliğimden bu kişilikleri tanıdığımı kabul ediyorum. Bu anlamda Levent Piriştina’nın rahmetli babasının boşalttığı makamı layığı ile doldurduğunu belirtmeliyim. Çünkü İzmir’in bazı ilçeleri için çok daha çarpıcı ve başarısızlıklarını sayfalarca yazacağım başkanlar ve yönetimler var. Bunları da süre içinde bir bir yazacağım. Bugün tokalaşmadığım bir başkanın başarılarını ve aldığı onurlu mirası nasıl ileriye taşıdığını gözlemlerim ve tespitlerim sonucu yazıyorsam yarın başarısız olanları, görevlerini yapamayanları hatta yapmayanları da aynı şekilde yazacağım.

BUCA’YI GEZDİM

Vatandaş Hamza olarak Buca’da muhtarlar, esnaflar ve sokaktaki vatandaşlarla bire bir konuştum. Bu sohbetleri fotoğrafladım. Son verilere göre İzmir'in en kalabalık ilçesi sıfatını taşıyan Karabağlar, 2016'da tahtını Buca'ya kaptırdı. Buca'nın nüfusu 470 bin 768'den 482 bin 337'ye yükseldi. Türkiye’nin 3 ncü büyük kenti İzmir’in en büyük ve kalabalık ilçesi Buca’nın bundan sonra çok daha fazla hizmet ve yatırıma ihtiyacının olduğu ortada. Bu işi layığıyla yapabilecek bir başkanın Buca’da olması büyük bir şans. Umarım bu şansı Buca halkı yeterince algılar ve destekler. Görebildiğim kadarı ile Buca halkı da başkanlarını izliyor ve çalışmalarını yakından takip ediyor. Vatandaş Hamza olarak bu bağlamda Buca’nın genç yakışıklı ve başarılı başkanı Levent Piriştina size sesleniyorum. “Ara vermeden devam edin bir sonraki dönem Konak Meydanı’ndaki körfez manzaralı makamdaki koltuk ve başka daha büyük koltuklar size hiç de uzak değil. Yolunuz açık olsun

Bir sonraki haftaya kadar gönlünüze göre güzel günler yaşamanız dileğiyle…

YORUMLAR

  • 0 Yorum