Değerli sporseverler pardon (seçmenler), bu yazımda 16 Nisan’da sonucu açıklanacak maç sonucunu pardon (Seçim Sonucunu) farklı bir bakış açısıyla yorumlamaya gayret edeceğim. Şimdi 11 Şubat’ta ilk düdüğün çalmasıyla başlayan ve 64 gün sürecek maçın (seçim sürecinin) ardından 16 Nisan’da son düdük çalacak ve skorbortda sonuç belli olacak. Evetspor-Hayırspor karşılaşmasının sonucuna etki edecek unsurlar;
1-Siyaset sahnesindeki (sahasındaki oyuncular),
2-Tribündeki taraftarlar; tabi kapalı tribün ve maratondakiler diye ayırmak gerek,
3-Maçı Yöneten Hakemler ile medya
Bu yukarıdaki maddeleri biraz açarsak sanıyorum maç sonucunu biraz öğrenmiş oluruz. Bu karşılaşma boyunca sahadaki oyuncuların (Siyasetcilerin) hırsı, yeteneği ve başarısı etkili olacak. Ancak bu takımlar sahada 11 er temsilci ile karşılaşıyor gibi görünse de içlerinde ev sahibi takımda maçın kaderini belirleyecek aktörler var. Gelelim taraftarlara onları da kendi içlerinde 6’ya ayırmak gerek. Bu taraftarların dağılımı; Şeref Tribünü, Kapalı, Maraton, Kalearkası, Stad dışında kalıp karşılaşmayı dev plazmalardan izleyenler ve ev ile kahvelerde televizyonda seyredenler. Bu taraftar kesiminin yani seçmenin en ateşlisi maraton ve kale arkasındaki grup gibi görünse de kapalı tribün ve şeref tribününde olanlar sonuçta etkili olanlardır. Stada giremeyip karşılaşmayı dev plazmalardan izleyenlerle diğer ev ve kahvehanelerden izleyenlerin büyük bölümü ise sadece bağırıp çağıran ve karşılaşma boyunca birbirlerine saldıracak kadar bıçkın olanlardan oluşmakta. Eh tabi bu karşılaşmanın sonucunu etkileyecek olan bir de yönetim var. Yani Hakemler! Sonuçta taraftarlar ne kadar etkili olursa olsun bu maç son düdükle bitecek. Bu anlamda bu maçta hakemlerin sonuç konusundaki rolünü de yabana atmamak gerek. Yazılı görsel medyanın Evetspor ağırlıklı haberlerinin de sonuca etki etmesi kaçınılmaz olarak görülüyor.
Gelelim sonuca; Böyle bir maç düşünün ev sahibi takım Evetspor, taraftar desteği arkasında, sahada göze çarpan skora ciddi katkı koyacağı belirtilen etkili oyuncular, ayrıca maçı yöneten hakemler!!! Bana göre maç devam ederken benim gözlemim böyle. Başlıkta yazdığım skor (seçim sonucu) ilk yarı sonucu. Bakalım ikinci yarı nasıl bir mücadele izleyeceğiz ve maç nasıl bitecek 16 Nisan saat 17’de son düdükle belli olacak.
Şimdi oldu mu şimdi Vatandaş Hamza, spora siyaseti niçin karıştırdın dediğinizi duyar gibiyim. Toplum reflekslerini göz ardı edemezsiniz. Elektriğe gelen zam Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe ve diğer takımların maçlarından daha az konuşuluyorsa, şiddete uğrayan kadın sayısı, savaşlarda yaşamını yitiren çocuk sayısı bu takımların maç sonucundan sonra konuşuluyorsa bende toplumun algı dili ile konuyu anlatmak istedim. Keyifli seyirler…
HAFTANIN SÖZÜ
Öyle alçak bir kapıdır ki açlık, geçilmesi zorunlu oldu mu, insan ne kadar büyükse o kadar eğilmek zorundadır. Victor HUGO
TARİHTE BU HAFTA
08/03/1943 - İsmet İnönü 7. TBMM'yi açtı ve yeniden cumhurbaşkanı seçildi. Şükrü Saraçoğlu hükümeti kurmakla yeniden görevlendirildi.
09/03/2003 - Siirt'te yapılan milletvekili yenileme seçimlerinde 3 milletvekilliğini alan, iktidardaki AK Parti'nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da parlamentoya girdi.
10/03/1920 - Çerkez kadınları bilgilendirmek için Çerkez İttihat ve Teavün Cemiyeti kuruldu. Dernek, Diyane isimli bir de dergi yayınladı.
11/03/1991 - Kürdistan Yurtseverler Birliği Başkanı Celal Talabani, gizlice geldiği Ankara'da Cumhurbaşkanı Turgut Özal'la çeşitli görüşmeler yaptı.
12/03/1947 - ABD Başkanı Harry Truman Amerikan Kongresi'nden Sovyetler Birliği'nin baskısı altında bulunan Türkiye ve Yunanistan'a toplam 400 milyon dolarlık bir yardımda bulunulması ve bu devletlerin sivil ve askeri personeline ABD'de eğitim verilmesi için yetki istedi. Kongre, Truman'ın bu talebini kabul etti ve Yunanistan ve Türkiye'ye yardım Kanunu'nu yürürlüğe koydu. Öngörülen 400 milyon dolar yardımın100 milyon doları Türkiye'ye 300 milyon doları ise Yunanistan'a ayrıldı. Yardımın yerinde ve amacına uygun kullanılıp kullanılmadığı ABD tarafından gönderilen yetkililerce denetlenecekti. Türkiye Amerikan hükümetinin onayını almadan kendisine askeri yardım çerçevesinde verilen hiçbir madde veya malumatı kullanamayacaktı.
13/03/1951 - Demokrat Parti İzmir Belediye Başkanı Rauf Onursal, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'nün Halife Abdülmecit gibi sınır dışı edilmesini istedi.
14/03/1827 - TIP BAYRAMI: II. Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet'in önerisiyle ilk cerrahhanenin, Şehzadebaşı'ndaki Tulumbacıbaşı Konağı'nda ''Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire'' adıyla kurulması, daha sonra ''Tıp Bayramı'' olarak kutlanmaya başlandı.
HAFTANIN HIRSIZLARI
ADLİYEDEN CÜZDANLAR ÇALINDI!
İzmir’de yaşanan hırsızlık olayları şaşırtıcı boyutlara yükseldi. Gazetem İzmir’de Şubat ayı içerisinde bir gün arayla 2 hırsızlık olayının ardından Gazetem İzmir İmtiyaz Sahibi Salih Erkek’in “Bulun şu hırsız yada hırsızları” çağrıları sonuçsuz kalırken bu kez bir hırsızlık haberi de İzmir Adliyesi’nden geldi. Ajanslara düşen haber şöyle; “ İzmir Adliyesi'nde pes dedirten hırsızlık!
Hırsızlık olayı İzmir Adalet Sarayı'nın 4'üncü katında bulunan, avukatların dilekçe yazdığı bilgisayar odasında yaşandı. Kimliği belirsiz erkek hırsız, manyetik kartla açılan kapıdan, bir avukatın kapıyı açtığı sırada kendisi de avukatmış gibi içeri girdi. Güvenlik kamerası kayıtlarına göre, hırsız dava dilekçesi yazan avukatların bulunduğu bilgisayar odasında üç kez tur attı. Kimliği belirsiz hırsız, ilk önce gözüne kestirdiği kadın avukatın sandalyeye astığı çantasının önüne gelip, elindeki ceketiyle perdeledi. Ardından da çantada bulunan cüzdanı kimseye farkettirmeden aldı. Aynı şekilde bir başka erkek avukatın da cüzdanını alıp kaçtı. Kısa bir süre sonra cüzdanlarının yerinde olmadığını gören iki avukat, polise başvurdu”
Geldiğimiz noktaya bakarmısınız? Gazete bürosu soyuluyor, en güvenli yerlerden birisi olan özellikle son terör saldırısından sonra güvenliğin en üst seviyeye çıkartıldığı İzmir Adliyesi’nde Avukatların cüzdanları çalınıyor.. Yakında Valilik veya Emniyette hırsızlık haberi görürsek şaşmayacağım. Ne oluyor İzmir’e?
HAFTANIN TEBESSÜMÜ
Başım Belada
Siyasal gerginliğin dışında iki toplumun insanlarının arasındaki sosyo-kültürel farklılığın da büyük boyutlara ulaştığı bir dönem de, bir Türk gurbetçisinin evi:
Küçük oğlan, akşamüstü okuldan gelmiş Kapıdan girer girmez. - "Anne!" diye seslenmiş, - "ben Alman oldum!" Annesi: - "O nasil söz? Sakın bir daha tekrarlama" - "Anne ben Alman oldum. Bugün sınıfta karar verdik. Ben Almanım artık Annesi: -"sus bakayım" diye tiz perdeden bağırırken, babası da içerden duyup koşmuş. Bir tokat, bir tokat daha... Çocuk bir yandan yediği dayaktan korunmaya çalışırken, bir yandan da konuşmasını sürdürüyormuş: - "Şu dünyanın işine bakın! Alman oldum. Yarım saat sonra Türklerle başım derde girdi!..."
HAFTANIN HAMLESİ
Türkiye'den GPS'i bitiren hamle!
TSK ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı, helikopter, uçak ve İHA'ların konumlarının belirlenmesinde GPS'e bağımlılığı ortadan kaldırdı.
Helikopter, uçak, insansız hava aracı (İHA) gibi platformlara hassas konum bilgisi sağlayan Küresel Konumlandırma Sistemine (GPS) alternatif oluşturacak ve bu alandaki kritik bağımlılığı sonlandıracak milli bir çözüm geliştirildi. GPS'in zafiyetlerini ortadan kaldıran TerraFlite isimli ürünün kısa süre içinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterindeki helikopterlere takılmaya başlanması bekleniyor.
TSK ve Savunma Sanayii Müsteşarlığına sistem mühendisliği, teknik destek, proje yönetimi, teknoloji transferi, lojistik destek hizmetleri konularında hizmet veren Savunma Teknolojileri ve Mühendislik AŞ (STM), söz konusu kurumlarla yürütülen yakın çalışmayla ihtiyaçları iyi analiz edip, bunlara çözümler üretiyor.
Silahlı kuvvetler ve emniyet güçlerinin hava platformlarında konumlarını hassas şekilde bilme ihtiyacına yanıt vermek için yola çıkan STM'de görev yapan mühendisler, bu konuda yürüttükleri Ar-Ge çalışmalarını bir ürünle nihayetlendirdi.
Söz konusu araçlarda ihtiyaç duyulan konum bilgisini temin eden GPS cihazları, olumsuz hava koşulları veya dışarıdan elektronik müdahalelerin etkisiyle performans kaybına uğrayabiliyor ya da kullanılamaz hale gelebiliyor. Bunun sonucunda ise hava aracının görevini yapamadığı ve hatta düştüğü durumlarla karşılaşılabiliyor.
ÜRÜNÜNÜN İLK VERSİYONUNU HELİKOPTERLER İÇİN GELİŞTİRİLDİ
STM, bu konudaki ihtiyaca yanıt verebilmek amacıyla TÜBİTAK'ın mali desteği ve Ankara Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü'nün danışmanlığıyla 2012 yılında Ar-Ge projesi başlattı. Bu kapsamda, hava araçlarının GPS olmadan kendi konumunu bulmasına yönelik bir algoritma geliştirilip uluslararası patenti alınırken, ortaya konulan çalışma uluslararası akademik literatüre de girdi.
Söz konusu Ar-Ge projesi sonunda prototipi tamamlayan, ürünleştirme yolunda üniversite-sanayi iş birliğine yönelik maliyetleri öz kaynaklarından karşılayan STM, "TerraFlite Hava Araçları için Hassas Konum Belirleme Sistemi" ile GPS'in çalışmadığı durumlarda hava araçları için hassas konum bilgisi üretmeye yönelik son teknoloji ürününün ilk versiyonunu helikopterler için geliştirdi.
Bir harp platformu için en önemli bilgilerden birini platformun harekat sırasında her an nerede olduğunu doğru bilmesi oluşturuyor. Bu amaçla halen GPS sistemi kullanılıyor. Barış şartlarında kullanılan bu yöntemin harp koşullarında kullanılıp kullanılamayacağı ya da manipüle edilip edilmeyeceği konusunda yaşanmış örneklerden de hareketle ciddi tehdit ve zafiyetler bulunuyor.
GPS, uydu sinyallerinden yararlanarak konum tespitine olanak veriyor. Uydu sayısı arttıkça konum hassasiyeti artıyor. Ancak bu sinyaller teknolojik olanaklarla bastırılabiliyor, sinyalin içeriği değiştirilebiliyor. İlave olarak, GPS, anahtarı Türkiye'de olan milli çözümler arasında yer almıyor.
ELEKTRİKLER KESİLDİĞİNDE KULLANILACAK EL FENERİ
TerraFlite, GPS'in kullanılamadığı durumlarda hava aracı üzerindeki temel aviyonik cihazların verilerini işleyerek pozisyon ve yükseklik için hassas konum bilgisi üretiyor. GPS gibi henüz milli olmayan bir servisin özellikle kriz ve harp ortamında kasıtlı olarak kesintiye uğratılması veya hatalı pozisyon bilgisi sağlayacak şekilde aldatmaya maruz kalma tehlikelerinde devreye giren TerraFlite, pilota doğru konum bilgisi vermeye devam ediyor.
Kritik zamanlarda hayati görev üstlenecek TerraFlite için "elektrikler kesildiğinde kullanılacak el feneri" benzetmesi yapılıyor.
HAVADAKİ ÜRÜN RAFTA, KARADAKİ YOLDA
Teknolojik hazırlık seviyesinin sonuna gelen ve tamamen hazır olarak raftaki yerini alan ilk ürünün bu yıl TSK envanterindeki helikopterlere takılmaya başlanması, helikopterleri, İHA ve savaş uçaklarının izlemesi bekleniyor.
Kara araçlarına yönelik olarak da çok aktif bir faaliyet yürütülüyor. Hava araçlarına yönelik çalışmalardan elde edilen mühendislik birikimi bu alana aktarıldı. Zırhlı ve paletli araçlar için potansiyel milli işbirlikleriyle benzer bir çözüme yönelik görüşmeler yapılırken, yılsonunda kara araçlarında kullanılabilecek bir ürünün ortaya konulması hedefleniyor.
HAFTANIN KAZANANI
İZMİR’İN HIRSIZLARI
HAFTANIN KAYBEDENİ
HIRSIZ MAĞDURLARI
YORUMLAR