AĞUSTOS BÖCEKLERİ VE ÇİNİCİLİK
Harika Külçür

Harika Külçür

Harika’yla yaşama dair

AĞUSTOS BÖCEKLERİ VE ÇİNİCİLİK

21 Ağustos 2017 - 17:55

Bugün ayın yirmi biri. Ağustos’un bitmekte olduğunu takvimler bir yana namı diyarr cırcır böceklerinin cılızlaşan seslerinden anlamak mümkün. Ağustos böcekleri.. Lafonten’in o ünlü hikâyesinin başkahramanları. Dev bir filarmoni orkestrasıyla yarışabilecek kadar güçlü sese sahip olan küçük yaratıklar. Bırakın söylesin dursunlar şarkılarını. Ağustosta tüm sahneler onların Sergilesinler maharetlerini bir bir . .Çünkü öyle çok bekliyorlar ki yaşama merhaba diyebilmek için. Dokuz yıl boyunca yumurta olarak hayal ediyorlar ışıkla tanışacakları günü. En nihayetinde gerçekleşiyor bu. E tabi geliyor sonrasında haklı olarak davullu zurnalı kutlamalar. Öyle oldukları gibi, saf bir şekilde ve maskelemeden kendilerini dans ediyorlar bir aylığına işte. Kendimizi düşündüğümüzde kaçımız içimizden geldiği gibi davranabiliyor? Hiç kimse görmüyor, hiç kimse bizi izlemiyor gibi dans etmek, şarkı söylemek ne güzel olur değil mi? Tüm (benim hakkımda ne Düşünür acaba) ları bir kenara koyarak yaşamak ruhlarımızı cendereden çıkartmak olsa gerek. Hürriyetin kahkahalarını önce kendimize ardından birbirimize sunmak ne çoğaltan bir paylaşım olur değil mi? Belki günlük yaşamlarımızda yapamıyoruz bunu çoğu kere. Avazımız çıktığı kadar bağırmıyor, gülmüyor, ağlamıyoruz belki. Ancak, sanatla haykırabiliyor, sanatla coşup dinginleştirebiliyoruz sevgi ve öfkemizi. O denli zengin ki sanatla ifade ediş biçimleri. Bunlardan biriyle de İznik’te tanıştım. Çinicilik. Yemyeşil zeytin bahçeleri, billur gibi maviş gölüyle bir dönem Osmanlı’ya başkentlik yapmış açık hava müzesi şeklindeki Bursa’nın şirin ilçesi İznik. Çanak çömlek yapımı ve toprağın işlenmeye başlamasının ilk olarak başladığı döneme kadar uzanıyor çini işi. İlk çanak çömleğin 9000yıl önce Anadolu’muzda Çatalhöyük”te bulunduğunu düşündüğümüzde bu sanat hayli yıllanmış. Kuarts, kum, tebeşir gibi pek çok maddeden oluşan çamurun 900 c de fırınlanması, seramik üzerinin kara kalemle çizilmiş kâğıdın kaplanıp bunun üstünden önce kömür tozuyla ardından istenen renkteki boyayla geçilmesi, bu desene camsı bir sıvının sürülerek tekrar fırınlanması sonucunda oluşuyor çini işi. Bir hayli göz nuru ve emek dökülen bir yaratım süreci. Osmanlı iç mekânlarının baş süsleme araçlarından. Yaşadığımız çağa gülümsüyor duvarlardan onlar. Vazolardaki renkleri çiçekleri bile kıskandırıyor adeta..

Ağustos böcekleriyle başladık yazımıza. Sonrasında taa Bursa’ya kadar uzandı kelimeler. Benim zeytin yeşiline çaldı kalemim bu yolculukta. Sizin gözleriniz küçücük bir gülümseyişe hoş geldin diyebildi mi?...

YORUMLAR

  • 0 Yorum