Biliyorsunuz bu hafta başında seçim öncesi Sayın Aziz Kocaoğlu’nun yüksek hakeme gönderdiği sözleşmenin yargı tarafından iptali yerel basına bomba gibi düştü.
Tabii konu takipçisi olarak fısıldadık. Biz konuyu gündeme taşıdığımızda daha işçi sendikasının bile haberi yoktu, dün yüksek hakemi gizleyen genel merkez bu günde iptal kararını gizlemişti. Veyahutta sevdikadan birileri biliyor şube başkanlarına bilgi vermiyordu. Çünkü o gün atıp tutanlar bugün tükürdüklerini yalayacaklardı(Grevi yaparız, işe çıkmayız, Aziz şaşırma sabrımızı taşırma vs.)
Büyükşehir itiraz edecek, Yargıtay’a gidecek dedim ve aynen öyle oldu. Şimdi ne olacak? Zaten yeni sözleşme dönemi geldi, yine koyarım kapıya senaryoları...
Aziz Kocaoğlu ve sendikada ortaklaşa bunu işçi üzerinde çok iyi yapıyor, ekmek ile korkutuyor, susturuyor ve bu sayede sindiriyor. İşçi yine beklenti içine girdi. Aynı işi yaptığı arkadaşı 2 bin liradan fazla para alırken %40 kesintili olanlar 1100 lirayla yaşam çabası gösteriyor, evine, çoluk çocuğuna bakmaya çalışıyor.
Şimdi sormak istiyorum; hani nerede o meşhur sosyal belediye, hani nerede işçi dostu CHP'li milletvekilleri? Hiç biri bunu görmez mi? Genel başkanı duymaz, çözüm bulamaz mı?
Peki daha İzmir'deki işçi sorununu çözemeyen Türkiye’deki işçi sorununu nasıl çözecek, sıkıntıları nasıl bitirecek? Türkiye'de taşeronu, işçi sorununu bitireceğiz diye atıp tutan CHP kendi kalesi olarak gördüğü İzmir'in başkanı işçi sorununu aşamıyor, eşit işe eşit ücret imkanı sağlayamıyor, adaleti sağlayamıyor. Ama dediğim gibi kimse Aziz Başkana "bu işi çöz" talimatı da veremiyor...
Bu arada Disk Genel İş işçi aidatlarıyla sefa sürerken bir yandan da Soma'da Türk-İş sendikasına bağlı Maden-İş sendikasını yerden yere vuruyor, hakları savunamadı diye dava açtırıyor. Peki, işçi kardeşlerimiz %100 çalışırken %40-%20 düzeyinde eksik maaş alıyorsunuz, mahkemeye gidin dava açın diye öncülük niye etmiyor? Çünkü işlerine geldiği gibi davranmayı seviyorlar. Bazılarını tenzih ederek söylüyorum, bir çoğu siyasi geleceklerini göz önünde bulundurarak adımlar atıyor. Ama bilmeleri gereken bir şey var. Sendikalar hiç bir partinin arka bahçesi değildir, bu emellerini sendika üzerinden sürdürmeye çalışanlar bir an evvel istifa etmelidir.
Bunların farkına varan işçi kardeşlerim beni arayarak duydukları rahatsızlığı dile getiriyor. Onlarda artık elini taşın altına koymalı, torba yasadan sonra daha sıkıntılı günler başlayacak, teptepkinizi dile getirin.
Sözleşme kitapçıklarınızı okuyun, özellikle belediye kurumlarında araç kullanan şoför arkadaşlarım toplu iş sözleşmesinin 65.maddesinde kazaların %50 işveren %50 işçiden kesilir diyor ama tamamı sizden kesiliyor. Hatta bazen aynı hasar birçok kişiye ödettiriliyor. Bununla ilgili hiç itirazda bulunuyor musunuz? Tabiki hayır.
Neden, çünkü kaza dernekleri var, ama oranında aidatını ödeyen sizlersiniz tabi bu dernekler ve sendikanın görevi ama onlara da verilen haklar olduğu için haklarınızı yine aramıyorlar çünkü dernek yöneticileri sabah çalıştırılıyor.
Ah o sendika yöneticileri, onlarda her boyun eğişten bir menfaat alıyor. Tabi siz onların kim veya kimler olduğunu iyi biliyorsunuz. Eskilerin bir sözü vardır "Ağlamayan Bebeğe Emzik verilmez" diye, siz sadece aranızda konuşursanız, şikâyet ederseniz, korku içinde olursanız kendiliğinden düzelmez bu düzen, tepki göstereceksin, yapacağı eyleme gitmeyecek uymayacaksın, siyasi emeline boyun eğip aldanmayacaksın, işçi gücünü birleştirip sarı sendikacıları devirip gerçek işçi ruhu olan, işçi hakkını arayan, menfaat gütmeyen yöneticiler seçeceksin ki hakkını arasın. Ama tüm bunlar için önce sen ayağa kalkacaksın, iptal olan sözleşmen için eylem neden yapılmıyor diye soracaksın, hani grev yapacağım, garajları kapatacağım diyen Disk başkanı Kani Beko'ya verilen sözler nerede diye soracaksın.
Taşeronlaşmaya karşı olanlara soracaksın, gelen kadrolar neden kullanılmıyor, kim yada kimler için saklanıyor bilmek istiyorum diyeceksin. Herhangi bir haksızlığa suskun kalmak zorunda kalıyorsan e devlet üzerinden çalışma bakanlığına şikayet edebilirsiniz. Gerekirse ismin gizli kalması diye belirtirseniz adınız açıklanmaz, gereği yapılır ve size bilgi verilir.
Değerli işçi kardeşlerim inanın 6536 sendikalar ve toplu sözleşmeler kanunu ve 4857 iş kanununu incelerseniz haklarınızı bilirseniz, her biriniz zaten kendi sendikacınız olursunuz. Haksızlığa karşı susma, sustukça mutlaka sıra sana gelecek unutma gasp edilen emek hepimizin derdi...
YORUMLAR