Türkiye'nin kanayan yarası olan gittikçe büyüyen Belediye, Hastane, Ünüversiteler gibi bir çok kamu Kurum ve sektörlerde Güvenlikten hizmete yerleşen taşeron virüsü, aslında tedavisi basit ancak işçinin hareketsiz kalmasını sağlayan felç eden bir hastalık.
Tanımlamayı böyle yaptık çünkü bugünkü yazımda sizlerle Hastanelerdeki taşeron sıkıntılarını paylaşacağım. Aslında bir yasa tasarısı ile ortadan kaldırılabilecek bu problemin reçetesini yazacak siyasi kudret arayışında emek sınıfı... En son İzmir Büyükşehir Belediyesinin İzelman işçileri için kesinleşen Yargıtay 7.Hukuk dairesi Kararı ve Geriye Dönük Haklarının tekrar gözden geçirilmesi kararı sonrası bir iyi haberde Türk-iş sendikasına bağlı Sağlık İş sendikasının örgütlendiği, İzmir Yeşilyurt Katip çelebi ve 9 Eylül Hastanesinden geldi. Yerel mahkemede kesinleşen Muvazaa kararı sonrası gözler şu anda temiz aşaması olan Yargıtay 7.Hukuk dairesinde. Şahsımı hem bu konular ile mücadele eden hem de Gazetem İzmir köşe yazarı olarak davet eden Mustafa Can, Recep Kanaat ve Sağlık İş sendikası denetim Kurulu İzmir Şube Denetim Başkanı Bayram Sürmen sendikal örgütlenmelerini tamamlayıp yetki aşamasında olduklarını, 3,5 yıldır bunun için çaba ve emek harcayıp bir yandan Muvazaa davalarını sendikal anlamda başlattıklarını sona doğru gelip mutlak zaferin işçi sınıfı olacağı, kendileri ile birlikte hareket eden işçi neferlerinin birlik ve beraberlik içinde her anlamda gerek sendikal gerek işçi sınıfı dayanışması anlamında birlik olduklarını söylerken halen yaşadıkları bu sürede heyecanlarınında hiç eksilmeden daha da büyüdüğüne tanık oldum.
Bu süreçte bir çok sıkıntı ve sorunlarla karşılaştıklarını, sadece Katip Çelebi hastanesinde 1200 personel sayısına sahip olan Sağlık İş henüz resmi anlamda sendikal harekete girmeden işyeri temsilcilikleri oluşturup Muvazaa tespiti istedik, sendikal hak kazandıktan sonra tekrar talep edip 2 kez muvazaanın varlığını iş müfettişlerince de tespit ettirdik. Şu an yetki aşamasında olduklarını beyan eden Bayram Sürmen Ege Bölgesinde bir çok hastanede taşerona karşı çalışmalar ve sendikal örgütlenme içinde olduklarını amaçlarının hak kayıplarının, keyfi uygulamalar ile teknik gereklilik geretiren işlerde kullanılan işçilerin sıkıntı ve sorunlarını gidermek daha iyi bir hizmet ve yaşam anlayışı ile iş kaybı, korku, ihale süreçleri yaşamadan yarınlara güvenle girmek için KADRO talebimizdir, bizler sağlık sektöründe her türlü sıkıntı ile iç içeyiz, yeri geliyor darp ediliyor, bıçaklanıyor, bulaşıcı hastalıklardan enfeksiyon kapıyor ve radyasyona maruz kalıyoruz. Bunun gibi sayısız sıkıntılarımız var. İnsanlara şifa olalım derken biz sağlımızı yitiriyoruz, tek istediğimiz adil düzen ve çalışma koşulları ve geçim sıkıntısının çözümü. Ailemizi geçindiremiyorum diyen başka bir işçi kardeşimiz benim aldığım ücret yetmiyor, gece gündüz demeden çalışıyorum hatta bazen bir anne ya da babanın kendi evlatlarının bile yapamadıklarını yapıyoruz.
Bunu da zorunluluk değil vijdani açıdan yapıyoruz dediler. Birlik ve beraberliklerini dile getiren Recap Kanaat güvenlik iş kolunda olmama rağmen 3,5 yıldır işçi arkadaşlarım için çalışıyorum; amacımız güvenceli bir hayat dedi. Hastanelerde halen teknik personel ile muvazaa kararlarından sonra bile aynı işi yaptıklarını söyleyen çalışanlar, ameliyethane, röntgen gibi bir çok işte kullanılıyoruz, kabul etmediğimiz zaman mobinge maruz kalıp sıkıntı yaşıyoruz, kanser olup radyosyondan etkilenen arkadaşımız var. Yarınlara korkmadan bakmak, güvenceli, hak ettiğimiz ücret ve kadroyu siyasi iradeden talep ediyoruz.
İnanın arkadaşların anlattıkları ve yaşadıklarının bir çoğunu yazamadım. Ne zor şartlarda görev yaptıklarına tanık oldum ,dinledim. Dilerim bu işçi kardeşlerime bir an önce hangi hükümet olursa olsun, KADRO verilir. Ve bana göre herkesten önce onların hakkıdır. Çünkü onların hizmet alanı madde değil, insan sağlığı...
Tabi bunu yaparken kendi sağlıklarını hiçe sayarak. Personel açığı var, departman ve güvenlik ayrımcılığı, birde bunun üstüne geçim sıkıntısı olunca düşünün artık. Ses olmak için tüm güzel ülkem insanı ey saygı değer devletim ve siyasetçiler, işverenler biz sizden çok şey istemiyoruz. Taşeronda olmamız demek her gün ölmek demek, hayat bir kez ve iyi yaşamak işyerlerimize KADRO istiyoruz. Adil düzen, adaletli bir iş istiyoruz. Dilerim siyasilerimiz taşeron işçiler için büyük, onlar için bir yasa tasarısı gibi küçük olan bu sorunu kökünden çözer. Gerçekleşmesi adına sınıf ve emek mücadelesi veren, bilinçlendiren, hayatını, çalışma arkadaşları uğruna kuran Mustafa Can, Recep Kanaat, Bayram Sürmen ve değerli dava avukatlarının hepsine bu yolda zafer, mutlu yarınlar adına, mesai arkadaşlarını yalnız bırakmayıp inanan tüm sağlık çalışanları ve taşeron karşıtlarına, başarılar, saygılar ve selamlar sunarım.
YAŞASIN SINIF DAYANIŞMASI, DEFOLSUN TAŞERON BELASI!
YORUMLAR