Sendikalar kimden yana?
Hüseyin Atakul

Hüseyin Atakul

İşçi Dostu

Sendikalar kimden yana?

14 Haziran 2014 - 16:13

Selam olsun değerli işçi kardeşlerime, hak yolunda emek veren mücadele eden ve yalnız kalmışlara.Selam olsun değerli işçi kardeşlerime, hak yolunda emek veren mücadele eden ve yalnız kalmışlara.

O kadar çok istiyorum ki bir gün buradan övünerek işçi mücadelesi yapan insanları, işçi önderlerinin yaptıklarını anlatmayı, eminim çok vardır, tıpkı Bursa Yol-İş Sendikası Başkanı Muharrem Yıldız gibi Karayollarında muvazaa davaları açan, kazanan ve halen eylemler yapan. Peki ya İzmir, Belediye-İş sendikasının sözleşmesi tıkandı, Sayın Kocaoğlu ile masada çözüm istiyoruz, yoksa yüksek hakeme gideriz diye açıklama yapılmış. Duyduklarım karşısında gülüyorum. Daha geçen yıl İzelmanda aynı söylemleri yapmış, grev kararı almış ve Kocaoğlu’nun erken davranıp istediği şekli ve açıklamalarla sözleşmeyi yüksek hakeme göndermiş, neticesinde 8-10-12 zam gelmişti. Üstelik bu olayın en zararlı çıkanı İzenerji bünyesinde hizmet veren çalışanlar oldu. % 25 e yakın zam teklifini kabul etmeyen sendika 12 ye mahkum olmuş, zararını çalışan çekmişti. Eeeee ne de olsa sendika yönetiminde maaşlar farklı, koltuğa oturanlar işçiyi unutuyor. Peki ya ESHOT’ta İzelman ve Büyükşehir’e dava açıp sendika değiştiren kahramanlara ne demeli? Hale bakar mısınız, sendika yerine işçi mücadele veriyor, örgütleniyor, kadro için savaş veriyor, onlara sözler veriliyor arkanızdayız diye ama maalesef adlarını hatırlayan yok.

Sonra yaşasın örgütlü mücadelemiz falan filan. Hiç birinin inandırıcılığı kalmamıştır artık. Dün işçi içinden gelen adam başkan olunca bakıyorsun telefonunu açmıyor, patron olmuş ,siyasetçi olmuş habire laf yuvarlıyor. Yani bekar ama karıyı boşadım diyor. Sonra meydanlara çıkıp taşerona karşıyız diyor. Görüyorum, ülkemizde sendikal faaliyet çökmüş, partilerin arka bahçesi haline gelmiş durumda. Yeni bir kana, yeni bir oluşuma ihtiyaç var. Başka bir alternatif daha var tabi; mevcutların tamamını o koltuklardan indirip gerçek işçi mücadelesini verecek liderlere görev verilmesi gerekli.

Bakın işçi içinde 3 çeşit insan vardır.

1-Her kaba uyan(Bunlar her seçim çıkar işçi için mücadele ettim der ve kazanan kimse sana çalıştım deyip yanından ayrılmaz en yakın arkadaşını gambazlar. Kendine hep yer bulur)

2-İşveren adamı (Bu insanları işveren seçer, her işinizi çözerler, bazen işçi içinde işverene baş kaldırırlar. Tabiri caizse masaya yumruk vurur. Bunlardan korkun. Bunlar tamamıyla işveren tarafından organize edilenlerdir. Gözünde büyürler sonra işverenin her isteğini yerine getirirler tıpkı şimdikiler gibi.

3-Gerçek Mücadeleciler.(Bunlar pasifize edilir, hiçbir işi çözemezler, kendileri bile kötü şartlarda çalıştırılır. İşçi içinde devamlı işveren tarafından horlanır ve işçi gözünde küçültülür, toplu grupların olduğu yerde çalıştırılmazlar. İşte bunlar seçildiği taktirde boyun eğmeyenlerdir.)

İşte sizleri gerçekten savunacak birileri istiyorsanız 3. şıktaki liderleri takip edin ve geriye bir dönüp bakın. İşe yeni girdiyseniz emin olduğunuz eski çalışanlardan bilgi kalın ama gerçek 3. şıktakilerden.

Ve alttaki belgede de sözde taşerona karşı CHP’li bir belediyenin taşerona karşı verdiği cevaba bakın. Ki bu belediyenin elinde kadro olduğu halde red cevabı veriyor(Ama genel başkanı taşerona karşı mücadele veren partiyiz diye ortalıklarda dolanıp bu yolda yürüyecek bir Cumhurbaşkanı adayı bulmaya çalışıyor). Kapitalist rejime boyun eğmiş, işçi içinde mezhepsel ve kültürel farklılıkları zenginlik olarak görmeyip böl parçala yönet sistemi güden insanlara bide siz sorun sonra dönün kendinize sorun SENDİKALAR KİMDEN YANA…? Diye. Her zaman aynı senaryo, bıkmadılar, bıkmayacaklar ama sizde artık yemeyin, gereğini yapın, tepkinizi çağrılara uymayarak, yasal haklarınızı kullanarak. İşveren her dediğini uygulayacaksa sendikalı olmanın da bir anlamı kalmıyor. Örgütlenip gereğini yapın, yapın ki sizin sırtınızdan sürdükleri saltanatlar bitsin. TAŞERONA HAYIR diyelim, SADAKA DEĞİL EMEĞİN HAKKI sizlerin olsun. Tüm emek dostlarını selamlar...

YORUMLAR

  • 0 Yorum