Derin Devlet sözünü yıllardır duyarız. Hemen herkes de bu konuda çeşitli fikirlerde bulunur. Bütün ülkelerin de birer derin devleti olduğu sürekli söylenegelen bir konudur. Ülkelerin güçleriyle derin devletlerinin güçleri genelde doğru orantıda olmaktadır. Yalnızca bir derin devlet, bu konuda diğerlerinden çok daha hırslı,sinsi ve kahpe olmaktadır. Bu derin devlet, İngiliz Derin Devletidir. Edindiğim birçok kaynakta, bu devletin dünya üzerindeki hakimiyeti, zulmü ve sinsiliklerini yakından görmüş olacağız. Araştırma yaptığımızda, bu yapı ile ilgili yüzlerce hatta binlerce belge olduğunu görmekteyiz. Ben burada bunlardan çok çok küçük bir kısmına değineceğim. Bunlardan en önemli gördüklerimi paylaşmak istiyorum.
Mesela Osmanlı İmparatorluğu zamanlarında bu yapılanmayla ilgili bazı örnekler verelim;
1) Osmanlı’nın son zamanlarında ekonomik açıdan bitmesine sebep olan bir antlaşma yapılmıştı.Antlaşmanın adı Baltalimanı Antlaşmasıdır. Bu antlaşma, devrin padişahına bir çeşit baskılarla imzalatılmıştı. Bu antlaşmanın sonucunda Osmanlı İmparatorluğunu adeta yarı sömürge haline gelmişti. Koskoca dünya impartorluğu, İngiliz Derin Devletinin avcuna düşmüştü. Bu antlaşma, tek taraflı dayatmalar içeriyordu. Başta İngiltere olmak üzere Batılı ülkelere vergi ve imtiyazlar sağlamaktaydı. Devrin İngiltere Dışişleri Bakanı bunla ilgili olarak; “Şaheser bir antlaşma” diyor, diğer yandan da Klasik İngiliz sinsiliği ile “Osmanlı Devleti ticari ilişkilerinde, serbest ticareti, dünyadaki bütün devletler içinde en geniş biçimde uygulayan ülkedir" diyerek Osmanlıyı kandırmaktaydı.
2) Osmanlı’nın son zamanlarında adeta toprak kapma savaşları yaşanmıştı. Rus Çarı Nikola, İngiliz elçisi Hamilton Seymour’a imparatorluğu beraber paylaşalım teklifini sunmuştu. Girit adası ve Mısır’ı da Ruslar almak istiyordu. Bu yüzden İngiliz Derin Devleti elini çabuk tuttu. Ve Mısır’da kendi ajanları olan Miralay Ahmet İrabi isyanlar ve ayaklanmalar çıkardı. İskenderiye’de evleri yakıp insanları katlettiler. Hatta İngiliz vatandaşlarını da öldürdüler. Bunu yapmalarının çok ama çok sinsi bir sebebi vardı. O da, kendi halkını sözde kurtarma bahanesiyle İskenderiye’yi işgal etmekti. Fransa ile bereber nitekim birer gemilik filo gönderip önce İskenderiye’yi sonra da Mısır’ı Osmanlı’nın elinden aldılar. İngiliz Derin Devleti’nin tarih içerisinde hatta günümüzde de bu ve buna benzeyen çok fazla sayıda gizli ve sinsi tuzakları, oyunları vardı. Bunlar hala daha da devam etmektedir.
3) Osmanlı İmparatorluğunun manevi olarak yıkılması için de gene İngiliz Derin Devleti, halkın Allah inancını kısmen ya da tamamen aldı. Bunu da, Darwinin sözde Evrim teorisi ile yaptı. Bütün Osmanlı’ya Allah’ın değil de hayatın tesadüfler sonucu evrimle oluştuğu bilgisi kitaplarla anlatıldı. Bütün Anadolu’ya bu hurafe bilgi dağıtıldı. Osmanlı İmparatorluğu bu propaganda çalışmalarının sonucunda artık hem maddeten hem de manen çökmüştü. Milyonlarca kilometrekarelik topraklar ve güçlü iman dolu halk gitmişti. Yerine biraz toprak, yakılmış yıkılmış evler, tecavüze uğramış kadınlar, yetim kalmış çocuklar, çok fazla şehit kalmıştı. Batı, Osmanlı için Hasta Adam diyordu. İngiliz Derin Devletinin karışmadığı, dokunmadığı,bulaşmadığı tek bir savaş ya da tuzak yoktur. Mutlaka her olayın içinde oldular.
Gene İngiliz Derin Devletinin tüm dünya üzerinde hakimiyet kurması için kullandığı diğer bir etken de; Medyadır. İnsanları Medya vasıtasıyla yanıltmak,bilgilerini değiştirmek çok daha kolay olmuştur. Bir toplumu kışkırtmak için günümüzde de en kolay yöntem Medyadır. Önceden de günümüzde de Medyaya direk veya dolaylı olarak hakimiyet kuran gene İngiliz Derin Devletidir. İlk olarak 1914 yılında İngiliz Dışişleri Bakanlığı Londra’da Wellington House Binasında “Savaş Propaganda Ofisini” kurdu. Bu ofis, gizli bir şekilde birçok kurumları ya direk ele geçirdi ya da yönlendiriyordu. Nitekim 1.Dünya Savaşının tek galibi İngilitere olmuştu. İngiltere’ye karşı olabilecek iki güç olan Osmanlı ve Almanya da savaştan mağlup ve bitik bir şekilde ayrılmıştı. İngiliz Derin Devleti, 1.Dünya Savaşını başından sonuna kadar kordineli bir şekilde başlattı ve bitirdi. Onlarca ülkede milyonlarca insan öldü, ekonomik olarak da hemen hemen her ülke bitmişti. Sefalet ve sağlık sorunları bütün Avrupa’yı sarmıştı. İngilizlerin bu Savaş Ofisiyle ilgili olarak, gene aynı ülkenin Başbakanı Lloyd George, 19 Eylül 1916’da şunları söylemişti; “Kamuoyu işin yarısını bilmiyor. Sadece zaferleri okuyorlar,savaşın neye mal olduğu halktan gizleniyor.” Yarısını diyerek esasında cömert davranmıştı. Halk, neredeyse hiçbir şey bilmiyordu. İngiltere’nin kendi Başbakanı dahi bu derin yapılanmaya karşı çaresizdi. Görüldüğü üzere Derin Devletler ülkeler üstü bambaşka bir yol çizerler. Yolları, tuzaklarla, sinsiliklerle,savaşlarla, hainliklerle yani her türlü iğrenç pis işin tezgahlandığı yollardır. Derin Devletlerin en büyüğü ve en gizlisi de İngiliz Derin Devletidir. Daha günümüzde yeni yeni siyasiler ve gazeteciler bu yapıyı dile getirmeye başladı. Yakın zamana kadar bu yapılanma hakkında kimsenin bilgisi yoktu. Dünyanın başına bela olan bu kahpe yapılanmanın bitirilmesi, deşifre edilmesi ve tavsiye edilmesi, herkesin üzerindeki önemli bir sorumluluktur.
Şu anda ülkemize içerden ve dışarıdan çeşitli saldırılar yapılmakta. Allah’ın izniyle bunların hiçbiri sonuç vermemekte ve vermeyecektir de inşaAllah. Fetö’sü, pkk’sı, pyd’si İşid’i vs bunların hepsi tek bir yerden emir alan piyon hareketlerdir. Bunları yöneten İngiliz Derin Devletidir. Nitekim baktığımızda bu yapılanmaların bağlantılarında hep İngiliz ajanlarının direk veya gizli müdaheleleri çıkmakta. Konuyu daha iyi anlamak için küçük bir örnek verirsek bu yapılanma, kafamızda daha iyi oturacaktır. İngiltere, dünya üzerinde sömürmediği, saldırmadığı,işgal etmediği veya dolaylı olarak müdahele etmediği ülke neredeyse kalmadı. Dünyanın tamamına musallat olmuş kenedir İngilitere. İngiltere derken, gerçekte arka planda saklı olan zalim, sinsi ve kahpelik dolu İngiliz Derin Devletidir. İkisini çok iyi ayırt edelim. İngiliz halkına bizim hiçbir şekilde düşmanlığımız veya garezimiz olmaz. Bu konu araştırdıkça uzayan ve derinleşen gerçeklerle dolu. Sizleri şimdilik fazla sıkmadan sözlerimi bitirmek istiyorum. Batılın bitişine çok az kaldı…Hak geldi çünkü…
İsra Suresi, 81. ayet: “De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur."
YORUMLAR