1994 yılının son ayının beşinci günü doğunun soğuk olan memleketinde gözlerini açtın bu evrene...
Sonbaharın son ayı,yaprakların döküldügü bir sabah...
Sabahlara bedel kahvaltı tadında...
En tatlı ağlayaşin daha tatlıydı hayattan.
Ne zaman ki salıncakta ayaklarımız yere değecek kadar büyüdük, vazgeçtik gökyüzünde salınmaktan... Hayallerini gökyüzüne adamış çocukluk varken buyumus desinler diye salına salına yürümeye değer miydi?
Oysa çaresi sevgideydi büyümenin.
Sevgi paylaşıldıkça oluşuyor, olgunlaşıyor.
Sevilmeyi hakediyorsun.
Gözlerin çimen saflığındayken nasıl sevilmezsin sen?
Ve bilir misiniz ki Gamzeler Tanrı’nın öpücükleridir.
Arkadaşlıklarını bir kez daha sorguluyorsun. İlişkilerini sadeleştirmeye başlayınca sıra iyi ve kötü gün dostlarını ayıklamaya geliyor. Kötü gün dostlarını belirliyor ve onlara daha çok önem veriyorsun.
İyi gün dostu bulmak ne kadar kolaysa kötü gün dostu bulmak bir o kadar zor, biliyorum. Dostlar ihtiyaç olduğunda göçmen kuşlar gibi sıcağa uçuyor ve sadece seninle birlikte sürüden ayrı düşenler kalıyor. Zamanın ne kadar kıymetli olduğunu öğreniyorsun buralara kadar gelirken.
Bazı insanlar vardır hayatınıza dokunan, bir mucize gibi tam da ihtiyacınız olduğu zaman gelen ve hayat akışınızı değiştiren… Aslında o insanlar, tesadüf eseri girmiyorlar hayatlarımıza… Her şeyin bir sebebi olduğu gibi, hayatınıza eli değen tüm insanlar ayna görevi görüyorlar bir nevi… Mutlu Tesadüfler olsa da, bir "eylem " değildir.
İnsanın en iyi yoldaşı onu seven değil anlayan kişidir.anlamakla başlar her şey...
"Eylem" ile anlam kazandı hayat,kimi zaman durgun kimi zaman dalgalı bir deniz gibi...
Bugün sana söyleyecek güzel sözler yazmak yaşamdaki ilk nefes gibiydi. Mutluluk,memnuniyet, sevinç ve başarı anahtar kelimedir, ama mutlu bir gün dilemekten başka hiçbir şey doğru gelmedi.
Mutlu yıllar tanrının öpücüğü
YORUMLAR