Bugün 24 Kasım 2024 . Günün anlamına uygun bir yazı yazmak istedim sonra aklıma dört yıl önce yazdığım öğretmenlikteki ilk anım geldi. Yeni atanacak öğretmenlere ve öğretmen adaylarına küçük bir gülümseme bırakmak istedim. Öğretmen olunca ilk görev yerim kura ile çektiğim Antalya olmuştu. Daha önceki yazımda, nasıl bir yere tayin olmak istediğimi ve bu atamanın, tamamen içsel olarak çok istediğim hatta bunu kendim kurada çekme maceramı anlatmıştım. Antalya benim ve ailem için en uygun yerdi. Çünkü hem iklim olarak sıcak, hem de memleketime dört saat uzaktaydı. Bundan dolayı ailem de çok mutluydu. Oradan depo atama olarak Serik İmam Hatip Lisesi’ ne atamam yapıldı. Babam annem ve kardeşlerimle beraber Serik ‘te iki katlı bir evin üst katını tuttuk. Evimizde nerede fazlalık ve gereksiz eşya var annem hepsini koyunca, bir kamyon eşyayla Serik’e geldik.
Ev sahibemiz iyi bir aileydi. Serik hakkında babam, daha önceden küçük bir ön araştırma yapmıştı.Tuttuğumuz ev ve mahalle hakkında güvenilir sonuçlar almış olacak ki, ev sahibemizle annem ve babam çok iyi anlaştılar. Sanki yıllardır tanış birinin içtenliği beni ve kardeşlerimi çok şaşırtmıştı.Daha sonra onlar da bu içten dostluğa samimi dostluğa katılmakta bir sakınca görmediler. Ev sahibimiz bana kendi kızları gibi bakacaklarını, hiçbir zaman gözlerinin arkada kalmamasını her sözün ardından söylüyorlardı. Eşyaları eve taşımak, yerleştirmek, akşamı bulmuştu. Hepimiz çok yorulmuştuk. Ev sahibimiz bize o gün akşam yemeği de göndererek aramızdaki dostluk ve samimiyeti perçinledi. Hepimiz o akşam çok rahat mutluluk ve güven içindeydik. Saat gecenin on ikisini geçmişti. O kadar yorgunduk ki; bir an önce yataklarımıza uzanmaya hazırlanırken, birden hepimiz korkuyla irkildik. Aşağıda gürültüyle beraber silahlar patlıyordu. Ne olduğunu anlayamamıştık. Babam yatın yatın yere yatın diye uyarıyordu. Annem ablam ve ben korkudan titriyorduk. Hepimizin aklından birçok senaryo geçiyordu. Babam aşağıda ne olup bittiğini anlamaya çalışsa da onun da içinde büyük bir kaygı ve şaşkınlık vardı. Hâlbuki ne kadar iyi ve güvenli bir ev tutmuştuk. Ne kadar iyi içten ve iyi bir aile diye düşünmüştük ama neden silahlar patladı! Biz kimseye bir şey yapmamıştık!
O dönem Serik siyasi yönden çok karışıktı. Babam bunu düşünerek, belki de beni bu şehirde bırakmamayı düşünüyordu. Babam aşağıya inip öğrenmek, yerine sabahı beklemeyi doğru buldu. Gündüz geçirdiğimiz o güzel huzur ve mutluluk artık hiç birimizde yoktu. Benim ise bütün hayallerim nerdeyse suya düşecekti. O gece hiç birimiz uyuyamadık. Sabaha karşı , aşağıdan konuşmalar geliyordu. Ev sahibimizin sadece “ Ne oldu akşam kurtardınız mı?” duyabiliyorduk. Babam aşağıya inince sesler, hem daha fazla yükseldi hem de kahkaha sesleri geliyordu. Biz meraktan çılgına dönmüştük. Meğerse o gece ay tutulması varmış ve mahalledekiler ayın kurtarılması için ateş ediyorlarmış. Çiçeği burnunda bir genç öğretmen olarak , turizm kenti Antalya’ da bile hala bu tür inanışların olması beni çok üzmüştü. İşimin zor olduğunu, akıl ve bilimin saf dışı olduğu bu skolastik düşüncenin bilime ve inandığım değerlerle aşılabileceğini anladım. Serik ‘te ilk karşılanışım böyle olmuştu. O evde annem ve babam hep yanımda kaldılar. Çok güzel ilişkilerimiz oldu. 1 Mart’ta göreve başlamıştım. Nerdeyse bir yıl o evde kaldım. Sonra şehrin merkezinde ev tuttum. Okuluma çok yakın ve daha güvenliydi. Öğretmenliğimin en anlamlı ve tecrübeler edindiğim okuldur Serik İmam hatip Lisesi.
24.11.2024
Lütfiye KADER
Em.Uzm. Fen Bil. Öğretmeni
YORUMLAR