Türkçe dünyanın en zengin dillerinden biridir. Türkçe,
kökleri binlerce yıl önceye uzanan yeryüzünün sayılı dillerindendir. Dünya
dilleri arasında yapı yönüyle sondan eklemeli diller grubunda; köken bakımından
da Ural - Altay dil grubunun Altay dilleri ailesinde yer almaktadır. Türkçe,
sondan eklemeli bir dildir. Eklemeli dillerde yeni kelimeler ve terimler
türetmek oldukça kolaydır. Türkçe bu bakımdan yeni kelimeler türetmeye
elverişli bir dildir ve zengin bir ek sistemi mevcuttur. Fransız Türkolog Jean
Deny, Türkçe’nin yapısının mükemmelliğini matematik formülüne benzetmiştir.
Geçen
gün bizde en çok kullanılan kelimelerin anlam zenginliklerini merak ettim,
araştırdım. Ülkenin sosyal, kültürel ve güncel yaşamında toplumda kabul gören
kelimeler var. Bunlardan birisi YOLDAŞ, diğeri YANDAŞ. Bu iki kelime kullanım
sırasına göre birbirleriyle at başı gitmese de , atbaşı gitmesi gereken iki
kelime. Çünkü doğanın dengeleri gereği, kelimelerin de anlamlarına göre
dengelenmesi gerekir diye düşünüyorum. Bu yüzden kelimelerin kök anlamlarına
ekleme yapıldığında neden at başı gitmeleri gerektiği görülebiliyor. Örneğin , <YOLDAŞ> kelimesi, öz Türkçe bir sözcük olan yol kelimesinden
türetilmiştir. Dil devriminden sonra literatüre giren bu kelimenin birinci anlamı,
istekleri ve amaçları aynı olan kişiler için kullanılır. İkinci anlamı; Çok iyi
anlaşan, arkadaş, dost, refik. Üçüncü Anlamı: Bir şeyleri başarmak için
birlikte hareket eden
YOL sözcüğüne “daş” eki eklenince türetilen kelimeler şöyle; Sırdaş, çağdaş, yurttaş, vatandaş, anlamdaş, karındaş, arkadaş, soydaş · taydaş (birbirine yaşça eşit ya da meslekçe, toplumsal durumca denk olanlardan her biri.) yandaş, yoldaş, kardaş.
Şimdi
de YAN sözcüğüne bakalım.”Daş” eki
eklendiğinde YANDAŞ oluyor. Anlamı birinden
yana olan veya bir düşünceye, bir isteğe katılan, onu destekleyen kimse. Yanlı,
tarafçı, taraflı, taraftar demek. (DAŞ
) sözcüğü girdiği her kelimenin anlamını olumlu etkiliyor. Ama
Örneğin, -Yan-gı
:( İltihap), -Yan-dırmak: ( yakmak),
-Yan-gın : (Âşık, Coşkunluk, Düşkün ) - Yan-ık:
( Duygulu, Kebap), -Yan-ılgı: (
Hata) Yanılmak : ( Aldanmak), Yankı:
(Akis) -Yan-lama:
(Eğrisine), -Yan-lış: ( Hata), -Yan-sıma: (Akis), -Yan-sıtmak: ( Aktarmak)- Yan-sız:
(Bitaraf), -Yan-şak: (Geveze), Yan- Yan: (Yanlamasına), Yan-
Yana: Birlikte.
Eski Batı Türkçesinde yazılı örneği bulunmayan *ya-
veya *yan- "yakın olmak, yanaşmak" fiilinden türetilmiştir. YAN sözcüğü
başka ekler aldığında, anlamları birbirleriyle ilişkili olan ve birçok anlamda
olumsuzluk yönünde benzerlik göstermesi bana ilginç geldi. Hâlbuki (DAŞ)
eki “YOL” sözcüğüne eklendiğinde kelimeyi olumsuz yapmadığını fark
ettim. Örneklere baktığımızda farklı sözcükler ” YAN” eki almış ise genelde
olumsuz bir özellik taşımakla, beraber dini özellikler de taşıyan bir durumu
var.
Ami-yane: İncelikli olmayan, bayağı, kibara
yakışmayacak biçimde. Sıfat olarak: (sıradan, bayağı.) A-yan: Ayan Arapça kökenli bir kelimedir. Bir memleketin, bir şehrin
ileri gelenleri, seçkinleri, eşrafı anlamına gelir. Osmanlı Devletinde taşrada
güç ve zenginlik kazanmış kişiler ayan olarak nitelendirilirdi. Bu kişiler
yerel halkla Osmanlı merkezi yönetimi arasında bir tür aracı rolü oynardı.
Beyan: (Bildirme),Bünyan: Bünyan Arapçada 'Yapı' anlamına gelmektedir. Bünyan-ı
Hamit, Hamid' in yapısı anlamındadır. Cereyan: (Akım),Diyanet "Din
kurallarına tam bağlı olma durumu" ve "Din" anlamlarındadır. Ed-yan: dіn'in çoğul şeklidir. (Dinler) ,Galeyan
: (kaynama, taşma, azma) sözcüğünden alıntıdır. Heze-yan : (anlamsız, saçma sapan, abuk sabuk söz), Hı-yanet: (Güveni kötüye kullanma, aldatma, vefasızlık,
İs-yan: Sözlük anlamı itaat etmemek,
emre boyun eğmemek, ayaklanmak demektir. Mala-yan: Sözlükte “kişi için bir anlam ve değer taşımayan, onu
ilgilendirmeyen” mânasındaki mâ lâ-ya'nî tabiri “insanın yapmaması halinde
günah işlemiş olmayacağı, şahsının veya malının zarar görmeyeceği davranışlar”
Bunları
neden yazdım diye soracak olursanız, ülkenin temel sorunları toplum düzeninin oluşturulmasında yönetim sisteminin
doğru çalışmamasından ileri geliyor. Nedeni ise, yoldaş ve yandaş dengeleri
arasındaki orantı bozukluğudur. Örnek vermek gerekirse, en büyük orantısızlık
kaynağı “kuvvetler ayrılığı ilkesi” denge bozukluğuna sebeb olmaktadır..
Yoldaş
ve yandaşı bir araya getirmenin yolu
belki de sözcüklerin dilinde saklı. <YAN-
YOL > yeni bir çıkış yolu olabilir mi? diye düşünmeden edemedim.”Yol”
sözcüğünde birlik var,” Yan “ sözcüğünde tekellik var. Nasıl olur, bir araya
gelebilirler mi dersiniz ?
Kaynakça: https://www.google.com/search?q=malayani+ne+demek,
https://www.etimolojiturkce.com/kelime/yan,
https://www.wikitarih.com/ayan-nedir/
29.12.2024
Em. Uz. Fen Bilimleri. Öğretmeni
Lütfiye KADER
YORUMLAR