İnsan yaşam yolculuğunda acı tatlı pek çok olay yaşar. Çoğu zaman insanı, üzen olaylar, belli bir süre sonra sevince dönüşür. Hasret de bunlardan biridir. Hasret, sonunda kavuşma olduğu sürece, yalnızca kavuşmada yaşanacak mutluluğun artmasını sağlar. Hayat boyu nasıl ki iyi ve güzel olaylar ile karsilasiyorsak, ayriliklarla da karşılaşmamız mümkündür. Ayrılıklar ve sonrasında gelen hasret duygusu, insanı belli bir süre üzebilir. Bu üzüntü sevilen insandan ya da varlıktan ayrı kalmanın sebebidir. Ayrılık sürecinde insanın hissettiği hasret duygusu, özlenilen kişi ya da varlıkla kavusuldugunda sevince dönüşür. İnsan hayatında her duygunun bir yeri ve zamanı vardır.Her duygu, zamanında ve tadında yaşandığında güzeldir. Ölü evinde oynanmayacagi ve sevinilmeyecegi gibi, düğün evinde de ağlamak ve üzülmek olmaz. Birlikteyken mutlu olunan insanlardan ayrı kalındığında da üzülmek kadar doğal bir durum yoktur. Bütün duygular insanlar içindir ve hepsinin insan hayatında bir karşılığı vardır. İnsan acılı zamanlarında dayanma gücünü elden bırakmamalıdır. Acı ya da tatlı zamanlarda yaşanan duygularda ölçülü davranmaya çalışmak insanı olgunlaştıracaktir. Unutmamalıdır ki; ayrılık zamanlarında yaşanan özlem ne kadar büyük olursa; kavuşmada yaşanan sevinç de o kadar büyük olur. Ayrılıklar ve hasret, insanların hayatında büyük bir boşluk bırakabilir ve insanları mutsuz edebilir. Ancak ayrılıklar ve hasret aynı zamanda insanların birbirlerine daha fazla değer vermelerini ve birbirlerine daha fazla sahip çıkmalarını sağlayabilir. Bu nedenle, ayrılıklar ve hasret yaşantımızda önemli bir yer tutar ve insanların yaşamında olumlu ve olumsuz yönde etkiler bırakabilir.
YORUMLAR