Anlamak az anlamak ters anlamaktan iyidir.
Sözcüklerin gücünü anlamadan insanların gücünü anlayamazsınız.
Bu dünyaya anlaşılmak için değil, anlamak için geldik. Anlaşılmamanın üzüntüsünü duyacağımız yerde, bütün ruhumuzla başkalarını anlamaya çalışsak hayat ne kadar güzel olurdu.
Net ve açık olmayan iletişimde her zaman yanlış anlaşılmalar sözkonusudur.
Güven kriterinin göstergelerinde, referans dayanaklarında uyumlu olabilmek, aynı ölçülere sahip olmak, çok kolay da olmayabiliyor. Fedakarlık hoşgörünün, güven duygusunun harmanında olması gerektiği ağırlık kazanabiliyor.
Anlaşılmamak, insana en derin acılar ve ıstıraplar veren bir olgudur. İnsanın içinde kaynayan arzu ve istekleri, içinden geldiği gibi aktarmaya çalışması ve anlaşılmaması.
Her insan, farklı düşünceye, hayat anlayışına, tutum ve davranışlara sahiptir. Böyle olması, insanları tabiatta farklılıklara sevk eder. Yaratılışımızın gayesi de budur. Ancak hayatımızı sürdürdüğümüz veya üstlendiğimiz bir görevi icra ettiğimiz guruplarda veya topluluklarda anlaşılmamak, yanlış telakki edilmek, insana acı veriyor.
İnsanların şekli, düşünceleri ve anlayışları ne olursa olsun, onlar yaratılmışların en şereflisi ve en hayırlısıdır. Çünkü yaradan, ben insanı, eşya ve hadiseleri teshir etmesi için, kendime halife olarak yarattım buyurur.
Bu bağlamda, insanlar birbirlerini anlamasa da, tutum ve davranışları birbirlerinin aynısı olmasa da, onların tabiattaki üstünlüklerini ortadan kaldırmaz. Fakat gönül, farklı düşüncelere gömülüyor. Mademki biz insanlar, yaratılmışların en şereflisi ve en hayırlısıyız; öyleyse bu iki güzel şeref ve hayır layık olmaya çalışmalıyız. Çevremize şöyle bir göz atalım. Ne bizi anlayan, ne de yaptıklarımızın doğru olduğunu söyleyen biri var; bulamayız da...Yaptıklarımızı takdirle karşılayanlar, zaman geliyor, yüz çeviriyorlar bizlerden.
Bu nedenledir ki, yaptığım herşey benimdir ve bana aittir; bir başkasına beğenilmek, bir başkası tarafından takdir görmek gibi bir gayem yoktur. Eğer takdir edileceksem, vicdanımın beni takdir etmesi, bana verilen en büyük ödüldür.
İşte anlaşılmak da budur. Vicdanın rahat, gönlün huzurlu ve ruhun sağlıklı olmasıdır. Ne dersiniz; vicdan muhakemesi yapıyor, gönlünüzü huzurlu ve ruhunuzu sağlıklı kılıyormusunuz?
İyi niyetliyizdir gercekten ama eksiklikler vardır. Yetemiyordur ifade gücümüz. Niyetiniz iyiken kötü görünmek, severken nefret ediyor sanılmak ve dahası sözün özü derdimiz.
ANLAŞILMAK yada ANLAŞILMAMAK
YORUMLAR