Değerli okurlarımız, bugün sizlere baharla birlikte bazılarımıza kendisini çok sık hatırlatan alerji probleminden söz etmek istiyorum.
Ne yazık ki ailem ve ben de alerjik yapıda insanlar olarak bu konuda oldukça muzdaribiz. Hadi gelin şimdi bu konudan biraz detaylıca söz edelim.
Nedir ALERJİ..
Vücudun, bazı madde veya hava şartlarından etkilenmesi yahut psikolojik etkenler sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Açık tenliler ile deniz kenarı ya da nemli ortamlarda yaşayan insanlarda daha fazla görülür. Alerjiye neden olan alerjenlerin çoğu organik kökenli maddelerdir. Normalde insan vücuduna zararı olmayan bu maddeler alerjik insanlarda tepkimelere neden olabilir. Alerjik rahatsızlıklar gelişmiş ülkelerde daha sık görülmektedir. Stres, yoğun çalışma ortamı, hava kirliliğinin artması, gıdalara eklenen katkı maddeleri alerjilerin görülme sıklığının artmasına yol açtığı bilinmektedir ve toplumun yaklaşık %25’inde görülür.
Özellikle bahar aylarında doğanın canlanması ve dışarıda geçirilen sürenin artması ile birlikte alerji şikayetlerinde de artış yaşanıyor. Kişinin günlük yaşamında zor anlar yaşamasına neden olan bahar alerjilerine karşı bazı önlemler almak bu mevsimin sağlıkla atlatılabilmesine yardımcı oluyor.
Çoğunlukla bahar alerjisi olarak bahsedilen alerjik rinitte en önemli etkenlerden biri polenlerdir. Aslında polenler sadece bahar döneminde değil yıl boyunca yayılmaktadır. Ancak bahar aylarında havanın daha kuru ve rüzgarlı olması ve insanların daha çok dışarıda bulunması rahatsızlığın görülme sıklığını da arttırmaktadır. Alerjik rinitin; saman nezlesi, bahar alerjileri gibi mevsimsel ya da ev tozu akarları, hayvan alerjileri gibi yıl boyunca devam eden türleri bulunmaktadır. Alerjik rinit, enfeksiyon kaynaklı olmayan bir nezledir. Genel olarak her 5 kişiden biri alerjik bir sorun yaşayabilmektedir. Alerjik rinitin dünyada görülme sıklığı ise %20-40’tır.
Belirtiler kişiye göre değişkenlik gösterse de gözlerde akma, kızarıklık, kaşıntı ve sulanma, burun akıntısı ve tıkanıklığı, hapşırma, geniz akıntısı, koku alma güçlüğü, göz çevresi renginde koyulaşma gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu belirtiler çoğu zaman enfeksiyon nedeni ile oluşan soğuk algınlığı belirtileri ile karıştırılabilmektedir. Belirtilerin sıklıkla tekrarlaması, açık havada ve bahar aylarında bu şikayetlerin artması önemli bir ayrıntıdır.
Genetik eğilim alerjik rinit için en önemli risk faktörüdür. Ebeveynlerinden birinde alerjik rinit olması, çocukta bu hastalığın gelişme riskini yüzde 30, her ikisinde de olması yüzde 60 yapmaktadır. Herhangi bir alerjiye eğilimi olan kişilerde bahar alerjisi olma olasılığı daha fazladır. Örneğin bağırsak alerjisi olan bir kişi polen alerjisi olma ihtimali hiçbir alerjisi olmayan kişilere göre daha fazladır. Yine astımı olan bireylerde de alerjik rinit gelişme riski hiç alerjik olmayan bireylerde göre daha yüksektir.
Alerjiyi engellemek için en başta bağışıklık sistemini güçlü tutmak gerekmektedir. Bağışıklık sisteminin iyi çalışmasının anahtarı da dengeli beslenmedir. Sağlıklı koşullarda üretilmiş ve hazırlanmış besinleri, dengeli bir biçimde tüketmek bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Tek tip bir besin grubunu öne çıkaran (protein, karbonhidrat gibi) diyetlerden uzak durulmalıdır. Beslenme planında her besin grubu yer almalıdır. Taze sebze ve meyveler içerdikleri doğal vitaminler ve diğer antioksidanlar aracılığıyla, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olurlar. Ev yoğurdu, kefir, lifli besinler gibi pre ve probiyotikler, mide-bağırsak sisteminin sağlıklı işleyişini sağlamaktadır.
Tedavide alerji önleyici ilaçlardan da yararlanılabilir. Ağızdan alınan tabletler şeklinde ya da burundan sıkılan spreyler ile tedavi sağlanmaktadır. Ancak alerjik hastalıklarda en temel tedavi için alerjenden uzak durmak gerekir. Polen mevsiminde toz, sigara dumanı, boya kokusu, parfüm gibi iritanlardan uzak durmak, polen alerjisi olan kişinin şikayetlerinin ağırlaşmasını engeller. Uygun kişilerde aşı tedavisi de belirtilerin giderilmesine yardımcı olacaktır.
Günlük hayatımızda Alerjiden korunmak için şu basit önlemleri almak da mümkündür.
Ev veya çalışma ortamı sabah saatlerinde havalandırılmamalı Dışarıdan eve girildiğinde giysiler değiştirilmeli ve yıkanmadan tekrar giyilmemeli Polenlerin saçlara yapışma olasılığına karşı saçlar yıkanmalı Yıkanan çamaşırlar için mümkünse çamaşır kurutma makinesi kullanılmalı Araba ile yolculuk yapıldığında camlar kapalı tutulmalı Araçların düzenli olarak polen filtreleri değiştirilmeli Dış alanlarda polen maskesi kullanılmalı Polen mevsiminde açık havada spor yapılmamalı Gözlerin yan taraflarını kapatan güneş gözlükleri kullanılmalı Şikayetler 1-2 haftadır devam ediyorsa mutlaka bir hekime başvurmalıİşte yaşam kalitemizi bu denli düşüren, sosyal yaşantımızda zorluklar çektiren , sinüzit, astım gibi hastalıklara yol açabilen alerji problemi ile doğru mücadele edebilmek için düzenli olarak doktor takibi ve tetikleyen koşullardan uzak durmak büyük oranda önem taşıyor. Gördüğünüz gibi alerjen kişiler için gündelik hayat o kadar da kolay değil. Yine de hastalığımızın etkilerinden bilinçli yaklaşımlarla korunmak mümkün. Hepinize tüm bu risk ve sıkıntılardan uzak sağlıklı ve mutlu günler diliyorum..
Sevgiyle kalın...
YORUMLAR