Bir gönül makamı desek...
Nalan Yılmaz

Nalan Yılmaz

Esintiler...

Bir gönül makamı desek...

17 Temmuz 2014 - 19:28

Bir gönülün içindeki gizli hazineyi keşfetmenin ya da avuçlarımızdan kayıp gitmemesinin esrarını ancak hoşgörü ve iyiliklerle olduğunu, yaşadığımız ya da yaşattığımız kırgınlıklardan sonra kavrayabiliyoruz..
Her şeyin ruhunda sevgi olduğuna inandıkça ; O'nun niteliklerini karşımızdaki insanlarda daha çok aramaya başlıyoruz..
Yani..Gerçekliği, sevecenliği, kabullenişi sevgiyi...

Bilinçlenmeye başladıkça realiteye katkımız artıyor ve gerçek diye algıladıklarımız gerçek oluveriyor birden...
Bizim ve karşımızdaki insanın özel ayrıcalıklı anlarımız vardır aramızda yaşanan..
Aynı farkındalıklar binlerce yıldır yaşanıyor olsa da ya da benzer olsa da, ilhamlarımız, hissettirdikleri bize aittir, bize özeldir...
O anda birlikte neye inandığımızı, birlikte aldığımız yolda ne kadar uzağa gidebildiğimizi, gelişimin ne kadarını paylaşmış olduğumuzu bilebilmeliyiz....
Bize gelen ilhamlar bunu anlatır bize..
Birbirimize sevgiyi ifademiz; iç benliğimizle benliğin arasındaki ilişkinin denk taşlarıdır..Yani ruhumuzla nefsimizin birlikteliğidir bu taşlar...
Birbirimize birşeyleri ifade anında benliğimiz bizden sevgiyi ama gerçeğini, güveni, sevecenliği, kabullenmeyi, kendimizi doğru sunmayı bilmeyi de ister...
Bu bilinç dokumasının ipliklerini, birlikte adım adım dokumuş oluruz o zaman..
Kendimizi ifade ederken karşı tarafa; ruhumuzu da kendi gerçekliğimizi de tanımış oluruz.
Çünki içimizdeki hazine yargılamadan dikkat etmeyi, özen göstermeyi gerektirir...
Gerçek sevginin uyanışı, tutkunun içinde huzuru barındırırken; tutkuda huzuru bulundurmakta yatar....
Hiçbirimiz ne fıtratımızdaki ilâhi sevgiyi, ne de karşımızdaki insana duyduğumuz sevgiyi tek başına yaşatamayız..
Çünki her varlık, insani boyutundayken tek kanatlıdır..Ancak kendi gerçek eşini bulduğunda, yani kendi maneviyatındaki yansımasının zıddı boyutundaki eşini bulduğunda bir kanadı daha olur..Ve onunla hakikate doğru uçma yolunda olabilir...
" Aşka uçmadıktan sonra, kanatlar neye yarar" der Mevlanâ...
Ve insan gerçek eşi ile bütünleştiğinde ancak bu kanada sahib olur. O aşka uçar... Aşka yol bulur, O aşka yol olur.. Sonunda aşk olur...
O aşka kavuştuğunda artık iki diye bir şey yoktur, ancak ve ancak tek vardır....
Eğer birey olarak manevi boyutumuzda analitik isek, manevi boyuttaki duygusal boyutumuzu bulabilirsek, gerçek eşe kavuşmuş oluruz...
Yani üretkensek doğurgan olanı, verici isek alıcı olanı, kadın isek erkeği, erkek isek kadını bulduğumuz anda , gerçek kanadımıza kavuşmuş oluruz...
Doğduktan sonra tercihlerimizle, ancak tek bir yansımayla yola devam ederiz ya da arayışımıza...
Ama manevi boyutumuzda yine bize ait olan ama unuttuğumuz diğer boyutumuzla bütünleştiğimizde gerçek kanatlarımız ortaya çıkar..
Bize düşen manevi boyuttaki yansımamızı aramamız ve bulmamızdır..
Bu serüven ile ancak kendi maneviyatımızdaki yansımamızı bir başkasında görebiliriz.. Kendi yansımamıza kavuştuğumuz anda, birbirimizin cânı, goncası olduğumuzu anlarız..
Aslında bir olduğumuzu anlarız..
Hiçbirimizin bir diğerinden üstün olmadığını ya da aşağıda olmadığını idrak ederken; ancak tercihlerimizin sonucunda kendi yansımamızla birleştiğimizi unutmadan....
Herbirimiz bir diğerimizin yansımasıyız..
İşte o yüzden tüm insanlar aslında bir ve tek insan gibidir...
Kur-an' da " Bizim insanları yaratmamız, tek bir insanı yaratmamız gibidir" ayetiyle açıklanmıştır bu manâ..
Aşk iki insanı bir vücut yapıp ona kanat takar.
"Yücelere uçmak için kanat gerek...
Aşk olmadan kanat da ne demek" der bir sufi...
Bakış açımızda hangi yansıma varsa, kendi gerçekliğimizde, kendi realitemizde de o hakikattir...
Çünki hakikat tektir ama yansıması sonsuzdur.....
Doğru tercihlerimizle, kendi maneviyatımızdaki unuttuğumuz ancak ' bize ait olan' bir diğer yarımızı bulup, bütünleştiğimizde gerçek kanatlarımızın ortaya çıkması dileğiyle...

Not: Bir sonraki yazımda kendi yansımamızı bulduğumuzda,farkındalığımız nasıl açılabilir, neler yapabiliriz, çakralarımız ne işe yarar....
Birlikte paylaşabiliriz...
Esenlikle an' da kalabilmek dileğiyle...


YORUMLAR

  • 0 Yorum