Kendi özünü ve kültürünü bilmeyen toplumlar yozlaşma ve dejenerasyona mahkûmdur. Temiz ve ahlaklı nesiller yetiştirmenin yolu etnik unsurlar ve mistisizimden geçer. Bu yönde eğitim çalışmaları geliştirilmeli ve yoğunlaştırılmalıdır.
Giysi, müzik vb özelliklerini taklit ettiğimiz başka ülkelerin güncel ama kaliteden uzak yaşamları bizi mutlu ve huzurlu kılmaz. Bağımlı, amaçsız ve başarıdan uzak mutsuz insanlar topluluğu olmamıza neden olur.
Bu sebeple öncelikle çocuk ve gençlere kendi müziğimizi, müzik aletlerimizi, içinde gelenek ve göreneklerimizi barındıran giysi, şiir, türkü vb tüm öğelerimizi sevdirerek tanıtmak, yaşamak ve yaşatmak gerekmektedir.
Bu düşüncelerimden yola çıkarak türkülerimizi, oyunları ve giysileriyle günümüze taşımak adına ''Naz'ca Oyunlu Türküler'' albümümü yaptım. Türkülerin, oyunların ve giysilerin hikâyelerinin de zaman zaman şiirsel bazen de tiyatral biçimde anlatılıp oyunlarıyla sergilendiği konser çalışmalarımı ekibimle daha geniş kitlelere özellikle çocuklara ve gençlere sunmayı hedefliyorum. Bu konuda oldukça geniş bir hazineye sahip olduğumuzu düşünürsek, her sahnemizin ayrı bir renk ve zenginlikte olduğu tahmin edilir.
Yüzyıllar boyunca eserleri dünyaya yayılmış ozanları bağrında taşıyan Anadolu topraklarının yeni ozanlara da ihtiyacı vardır. Bunun olabilmesi için yeni nesile ozan geleneğini felsefesiyle birlikte tanıtmak ve yaşatmak gerekmektedir. Dünya müzik adamlarının hayran olduğu müzik aletlerimizi çocuk ve gençlerimize tanıtıp özendirmek birçok çağdaş ozanlarımızın ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Unutmayalım ki türkülerin bize değil, bizim onlara ihtiyacımız var…
BEN PİR SULTAN ABDAL'DAN HAKSIZLIĞA BOYUN EĞMEMEYİ,
AŞIK VEYSEL'DEN KALP GÖZÜYLE GÖRMEYİ,
KARACAOĞLAN'DAN AÇ VE SUSUZKEN DAHİ SEVGİLİYİ BAÇ TACI ETMEYİ,
NEŞET ERTAŞ'DAN GÖNÜLDEN GÖNÜLE GİDEN GİZLİ YOLU ÖĞRENDİM…
Nazlı Saraç Orak (Naz'ca)
YORUMLAR