Selamlar değerli Gazetem İzmir okurları ve beni uzun zamandır Naz'ca sayfamdan takip eden sevgili dostlarım;
İlk yazımda heyecandan olsa gerek (ki yazmak beni her zaman çok heyecanlandırır) benim burda sizlerle buluşmamı sağlayan Gazetem İzmir imtiyaz sahibi, yazar, TV Program sunucusu ve yapımcısı Salih Erkek'e teşekkür etmeyi atladığımı farkettim. Kendisine ve Gazetem İzmir'e sonsuz teşekkür ediyorum.
Heyecan demişken yazıma bu insani halimizle devam etmek istiyorum. Ben iki türü olduğunu düşünürüm heyecanın.
İlki özgüven eksikliği yaratıp, kendimizi ifade etmekten yoksun hale getirebilir bizi. Bu kendimize koyduğumuz en büyük engellerden biridir.
Örneğin; Süper bir düşüncemiz ve hayata geçirme yeteneğimiz var ama bunu birilerine açıklamaktan korkar ya da çekiniriz. Bu da iki sebeple olur. Ya anlatırken elimiz, ayağımız titrer, doğru kelimeleri bulmakta zorlanırız. Ya da düşüncemizin beğenilmeme korkusunu yaşarız içimizde. Dolayısıyla hepsi içimizde kalır. Bir de yutkunursak üzerine,ruhumuzun derinliklerine gömeriz süper fikirlerimizi. Kusursuz olmayı istemekteki kusursuzluğumuz da tek başarımız olur bu durumda.
Gelelim heyecanın ikinci haline;
İşte bu,insanın en sevdiğim hallerinden biridir.Bende de hep var olan bir şey olduğuna göre sakın kendini beğenmiş sanmayın.''Bana çok gerekli olduğu için kaybetmemeye özen gösteririm sadece''desem de inanmayın. Onun beni bıraktığı görülmemiştir bugüne kadar. Bu iyi bir şey hem de çok iyi. Neden mi?
Mesela; Türkü, şarkı, şiir okumak beni heyecanlandırmasa, herkesin adeta okurken yaşıyor ve bize de yaşatıyorsun dedikleri durum söz konusu olabilir mi? Tabii ki hayır.
Bir örnek daha; Bağlama sesi o kadar heyecanlandırır ki beni, hemen yanık sesimle eşlik edip, yüreklere dokunmak isterim. Ve şöyle şiir ederim duygularımı Naz'ca.
NE ZAMAN BİR BAĞLAMA SESİ DUYSAM,
TEZENE SAZA DEĞİL YÜREĞİME VURUR İNCE İNCE
SIZLATIR İÇERİMİ
ALDIĞIM HER NEFES YANIK SEVDA TÜRKÜLERİ DÜŞÜRÜR DİLİME
DİLLENİR, DİLE GELİR HER EZGİ ÜFLEDİĞİM SOLUĞUMDA
DOKUNDUĞUM HER YÜREK
KENDİ YANGININI BULUR BENİM YANMALARIMDA
VE SESİMİN YANIK TINISINDA..
Heyecan duymadığım ve yüreğimi koymadığım hiç bir işi yapmayan ben, onunla yarenliğim bitmesin istiyorum hiç bir zaman. Bitmesin ki söz ve beste çalışmalarıma hızla devam edeyim, ''Naz'ca Bir Şeyler'' isimli kitabımı çıkarayım, ikinci albümümü, hatta üçüncü ,dördüncü... bakın nasıl heyecanlandım, sınır tanımıyorum.
Peki Siz de '' heyecanlıyım, öyleyse varım'' diyenlerden misiniz?.
Nazlı Saraç Orak (Naz'ca)
YORUMLAR