Okuldan gelen çocuk elindeki kağıdı annesine uzatırken,
''Bunu öğretmenim sana vermemi istedi''dedi.Kağıdı açan kadın okuduktan sonra oğluna sevgiyle bakarak sesli olarak okudu bu kez.
'' Oğlunuz bir dahi.Okulumuz onun için çok küçük.Ve öğretmenlerimiz onu eğitecek yeterlilikte değil.Lütfen onu siz eğitin''
Aradan uzun yıllar geçti ve anne vefat etti.Yetişkin bir adam olan oğlu annesinin eşyalarını karıştırırken çekmecede o küçük kağıdı gördü.Anıları tazelenen genç adam heyecanla kağıdı açıp okumaya başladı.
Kağıtta, ''oğlunuz şaşkın ve akıl hastası bir çocuktur.Bu yüzden okulumuza gelmesini istemiyoruz.'' yazıyordu.
Saatlerce ağladıktan sonra günlüğüne şu satırları yazdı.
''Thomas Alva Edison,kahraman bir anne tarafından yüzyılın dahisi haline getirilmiş şaşkın ve akıl hastası bir çocuktu!..''
Bu olağanüstü hikayenin düşünsel derinliğinden çıkmadan etrafımıza ve kendimize yeni bakış açıları oluşturmaya başlamakta yarar olduğunu düşünüyorum.
Bir çok zeka ve beceri sahibi kişilerin belki çocukluktan başlayan farkedilememe ya da yanlış değerlendirilme sebebiyle ziyan olduğu gerçeği oldukça üzücü.
Eğitim sisteminin farklı ve yeni düzenlemeleriyle yapılan dayatmalar,sınırsız bir yaratıcılığa sahip beyinleri belli bir kalıp içine yerleştirmeye çalışıyor.
Bunu reddeten beyinler farklı davranışlarıyla dikkat çekerken ne yazık ki çevresindekilerin algı düşüklüğüne maruz kalabiliyor.
Tıpkı Edison'un yaşadıkları gibi.Dahiliğinin annesinin genlerinden geldiği bir gerçek.Öğretmeninin değil de annenin sözlerinin doğruluğu bunu açıkca ortaya koyuyor.
Oğlundaki olağanüstü özellikleri farkeden annenin çabası, inancı ve sevgisi bizi nasıl da aydınlattı değil mi?!..
Thomas Alva Edison;
1847 yılında (Amerika) Ohio'da dünyaya geldi.Daha çocuk yaşlarında evlerinin bodrum katında bilimle yolculuğa başlarken hedefi yaşadığı yüzyılın dahisi olmak mıydı bilinmez.Ama beyninde tasarladıklarını gerçekleştirmek için yılmadan çalışmanın şart olduğu bilincine sahip şaşkın bir çocuktu o!..
Henüz 12 yaşındayken ailesine maddi katkıda bulunmak zorunda olduğu için pazarda meyve,tren garında dergi ve gazete satıyordu.Bu arada trenin yük vagonuna kurduğu baskı makinesiyle haftalık gazete çıkarıyordu.Bir gün içinde kimyasal madde olan bir tüpün yere düşmesi sonucu çıkan yangında Edison ömür boyu ağır işitmesine sebep olacak şekilde yaralandı.
Çalışmalarına sesli telgraf üzerinde devam ederken,otomatik tekrarlayıcılı telgraf cihazını buldu.Karbondan iletici eklemesiyle telefonun temelini atmış oldu.
1877 yılında ses kayıt cihazını icat etti.
Laboratuarında sabahlara kadar azimle çalışan Edison'un en büyük hayali elektrik arkıyla çalışan bir ampul icat etmekti.14 ay durmaksızın çalışması sonucunda 1879'da yüksek gerilimli elektrik üreteçlerinden sağladığı akımla çalışan flamanlı elektrik ampulünü halka tanıttı.
1883 yılında bu icadını geliştirerek akkor lambanın üretimini sağladı.Böylece ampulün halk arasında yaygınlaşarak kullanılmasına başlandı.
Thomas Alva Edison 1931 yılında New Jersey'de vefat ettiğinde ardında insanlık tarihinde önemli çığır açan 1000'i aşkın icadın yanısıra gözlemleriyle dolu 3400 adet not defteri bıraktı.
Bir annenin inancıyla,
Azimli ve yaratıcı zekalı
Şaşkın bir çocuğun ışığıdır
Gecelerimizi aydınlatan...
Nazlı Saraç Orak (Naz'ca)
YORUMLAR