Şehir Mimarisi Nerede? Bakıyorum ama Göremiyorum!
Neslihan Aydın BATOK

Neslihan Aydın BATOK

Mürekkep İzi

Şehir Mimarisi Nerede? Bakıyorum ama Göremiyorum!

01 Mayıs 2017 - 17:23

Yaşadığımız şu topraklar bu kadar kıymetli ve güzelken biz onu çirkinleştirmek için ciddi bir çaba harcıyoruz. Çarpık kentleşme sorunun ana başlığı olsa da düzenli dediğimiz kısımda da büyük ölçüde bir fotokopileşme var. Yani demek istediğim düzenli tertipli ama aynı tip yapılarda bence şehir mimarisinin hatta ülke mimarisinin katili.
Ben inşaat mühendisiyim. Ben ve meslektaşlarım, artı sözüm ona sanatsal bireyler olarak tabir ettiğimiz mimarlar her gün bu cinayeti işlerken, kimsenin çıkıp da durun dememesi suça ortaklık değil midir? Hâl buyken bize de bu cinayeti aydınlatmak, suçluları ve suça ortaklık edenleri cezalandırmak düşer. Kalem kâğıda değdiği anda en tehlikeli silaha dönüşür. Benim cezamda bu silahla olacaktır elbet.
Ülkemin her toprağını karış karış gezmedim. Ama gezdiğim gördüğüm ve tabi ki yaşadığım yerlerin doğa harikası olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Evet doğa, harikalar yaratmış, yaradan en büyük sanatçı olarak bizi mest etmiş olabilir. Bizlerinde en azından buna desteği olması gerek. Bu sanata eşlik edecek aynı zamanda biz insanoğlunun ihtiyaçlarına da cevap verecek yapılar yapmamız gerek.
İzmir de yaşadığım için İzmir üzerinden konuyu çözmeye çalışalım.
İzmir şehir merkezinde, sahil kısmında ki kafeleri dışında hiçbir egzantirisitesi olmayan bir şehir. Lütfen çıkışanlar olmasın, bir dinleyin. Geçmişten gelen bir iki tarihi mekan, üç beş antik evle şehir mimarisi baş döndürüyor diyemeyiz. Benim başımı döndürüp tansiyonumu yükseltense mimar sayımız çok fazlayken mimari eserlerimizin olmamasıdır. Göğe yükselen binalarımız var, buna eyvallah ama gökdelen demek sanatsal eser demek değildir. Daha çok mühendislik harikası olur onu göğe çıkartıp ayakta tutmak. Bunları birbiriyle karıştırmayın lütfen. Konu açılmışken mimarla mühendis arasındaki ilişkiyi kendimce açıklayayım. Bilirsiniz ki yıllardır bu iki meslek kardeş gibi bir bağa sahipken düşman gibi bir ilişkileri olmuştur. Benim gözümde ise mimar, hayal gücüyle bir yapı tasarlayan, mühendis ise o hayali gerçekleştirendir. Böyle bir bağ varken de düşmanlık, anlaşamamazlık yapan mimar ve mühendis arkadaşlardan ya biri ya da ikisi de mesleğini kavrayamamış demektir.
Lüks diye tabir edilen ve hep birbirinin aynı binalar yapmak da sanat değildir. Burada demek istediğim sanat ekmek peşinde koşmuşsa alçalmaya mahkûmdur. Buna kimler sebep olmakta tahmin edersiniz herhalde. Yerel yönetimler suç ortağı, daha önceden belirttiğim gibi de mühendis ve mimarlar hatta sanat eserine fırsat vermeyen gözünde dolar işareti belirmiş müteahhitler.
Şimdi gelelim bir de dünya genelinde Yaradan’ın sanat eseri olarak yarattığı beyinlere. Bir bayan bir de erkek örnek vereceğim ama bunlar ne ilk ne son ne en iyi, çünkü sanatın ilki sonu eni olmaz bence o sınırları kaldırmış bir kavramdır.
Frank Gehry’i bilen var mıdır? Yoksa da muhakkak bilin. Muhteşem kelimesi, onun eserlerini gördüğünde utanır. Yapılması imkânsıza yakın eserlerine bakarsanız oturduğunuz evden soğursunuz. Ben size araştırın bir bakın desem de bir iki tane örneğini görsel olarak ekleyip iştahınızı kabartmayı düşünüyorum.
Nasıl?... Bilenler tekrar “Hakikatten bu nasıl bir yaratıcılık” demiştir. Bilmeyenler “O.H.A” :)
Şimdi diğer şahs-ı muhteşeme geçelim. Zaha Hadid. Bu Iraklı bayan, Dünyanın başını hem bir bayan olarak hem de orta doğulu bir birey olarak döndürmüştür. ( Gururumuzsun Zaha ;D ) Bu kadının da eserlerinden örnek koyarak kelimelerimi cebime saklayacağım çünkü zaten eserleri konuşmuyor resmen müzikal yapıyor :)
Fakat Zaha’ın bir çok eseri hayata geçirilemiyor. Sanırım kendisine can verecek bir mühendis bekliyor;)
Toparlamam gerekirse ben kendi ülkem için kendi şehrim için gözlerimizi yuvalarından fırlatacak, gurur duymamızı sağlayacak eserler istiyorum. Buradan bu konuda bir şeyler yapabilecek yetkililere sesleniyorum, Lütfen bunun için çalışacak çabalayacak bir birim oluşturun. Şehir mimarisini gelişimine destek olun. Hiçbir şey yapamıyorsanız ‘Şehir Mimarisi’ başlıklı yarışma düzenleyin. İlk katılan ben olacağım:) Bir mühendis olmam mimari yaratıcılığımın olmadığı anlamına gelmez. Aksine ikisi bir arada daha işlevsel olur.
Kısacası bilim ve sanat, takdir edilmediği yerden göç eder. Bu göçe engel olun!

YORUMLAR

  • 0 Yorum