Geçen yılki yazıma dönüp baktım.
Umut ettiklerimi, heyecanlarımı, heveslerimi...En çok da beni yaşama bağlayan etkenleri tekrar hatırlattı bana.
Tuna bana "Yeni bir yıl için sen heyecanlı değil misin anne? " diye sorduğunda. Sen öyle coşkulusun ki, senin heyecanın bana da geçti. Senin yaşayacağın mutlulukları görmek için heyecanlıyım, demiştim. Çünkü gerçekten o an farkettim ki onun sözlerini, kurduğu hayalleri dinlemek, hediyesini öğrenmek için girdiği türlü şekilleri izlemek benim güçlü ve umutlu olmamı sağlayandı. Farkındayım; o güldükçe kahkaha atıyorum, o zıplayınca havalara
uçuyorum, o umutlandıkça ben ona iyilikler ile dolu anlar yaratmak, yaşatmak için uğraşıyorum. İşte bu uğraşı beni canlı tutan, biraz yerlerde dolandıkça hızlıca ayağa kaldıran...Her yıl da aynı olacak belli. Kendime yeni kaynaklar da yaratmaya çalışıyorum tabi. Yıllara veya yaşa yüklediğim beklentiler oluyor. Başarı hedefleri, daha önce yapamadıklarım için zaman ayırmak gibi. Bazen de küçük mutluluklar bana kaynak oluyor. Yeni aldığım kitabı yeni yılın ilk gününde okumaya başlamak gibi heyecanlar... Sepetime doldurduğum irili, ufaklı paketler çok. Herbirini zamanı geldiğince kullanacağımı biliyorum. Kimi umut, kimi mutluluk, kimi heyecan oluyor zor zamanlar, güzel anlar gelince...
Büyümek, yaş almak, yılı kucaklamak beni tedirgin etmiyor, aksine tüm yaşayacaklarımı heyecanla bekliyorum. Elbet hayallerim, beklentilerim daha çok güzel anlara, anılara dair. Geçen yıl da öyleydi. İyi olanı düşledim. Zor olan ile de mücadele etmeye hazırdım. Kendim için yeni yollar çizdim. Hepimiz çizdik belki de. Bu yolları çizerken neler ile karşılaşacağımızı bilemeden. Ancak tahminimin ötesindeydi yaşanılanlar...
Hepimizde ayrı ayrı izlerin kaldığı bir yılı geride bıraktık. Bir gün sabah kalktık ve ulaşamadığımız kişilerin acısını hissettik. Yetmeye, yetişmeye çalıştık. Koskoca buhrandı yaşadığımız. Kimileri varolan çatılarının altında, kimileri yok olan evlerinin tozları arasında yaşadı bunu. Hepimiz güvensiz, endişeli ve
korkaktık. Bu duygular çok uzun zaman yanıbaşımızda kaldı, bizler ile gittiğimiz her yere geldi. Herkes kendi kimliğinin yetisi doğrultusunda dokunmaya çalıştı yaşanılanlara. İnanın, yetkinliği olan bizler için bile o hikayelere değmek çok zordu. Uzun süre hem bu travmayı yaşayanları hem de kendimizi iyi etmek için çok çabaladık.
Başardık mı? Kimileri için o anları anlatırken yanlarında olmak varlığımızı hissetmek önemliydi.
Yetebildik mi? Hayır, onlara güvenli bir gelecek vadedemedik.
Bunu bizler yapmayacaktık elbet ama en çok duymak istedikleri de buydu. O yüzden çabalarımız biraz yarım kaldı. Kayıpları, kaybetme şekli ve sevdiklerine ulaşamama süreci yeterince zordu. Peki
ya sonrası için nasıl bir yaşam onları bekliyordu?
Bir zorluğu yensek de bilinmez süreçler huzursuz bir dönemeç yaratır. Güç, denge ve çaba sarsılır. Kaynakların yitimi veya azalması bireysel inanç ve motivasyonunun düştüğü zamanlarda daha çaresiz bir döngü yaratır.
Bu durumu hepimiz farklı şekillerde yaşadık.
Yine, yeni bir yıla girerken iyi durumlar ile karşılaşmak için düşler kuracağız hepimiz aynı saatlerde. Zaten insanoğlunun gücü biraz da buradan geliyor. Nefes aldığı sürece hayatı sürdürebilmek için umut etmesi, kendine kaynaklar yaratıp yola devam edebilmek
için çabalamasından...
Diliyorum ki kendi döngümüz içerisinde rotamız hep iyiye ulaşsın.
Umutla beklenen yıl, bizim yanımızda, bize dost ol bu sene...
Sevgiyle,
Psikolog&Aile Danışmanı Neslihan GİRGİN
[email protected]
[email protected]
@psk.neslihangirgin
YORUMLAR