“Almanya’da yaşayan girişimci Türkler, Almanları “döner” ile tanıştırdı.
Almanlar, yoğurtlu İskender döneri çok sevdi.
Daha çok döner satanın işleri açılacaktı fakat ortada bir sorun vardı; Almanya’da döner ustası yoktu.
Türkiye’den döner ustası getirilmesi gerekiyordu.
Ama bakın ki, Almanya Türkiye’den işçi almıyordu.
Fakat, yöneticiler bu talebe kayıtsız kalmadı.
“Yapılacak iş için uygun kişi Almanya sınırları içinde bulunmuyorsa, yurt dışından getirebilir” diyerek Türkiye’den Almanya’ya döner ustası getirilmesinin yolu açıldı.”
Bir siyaset yazısının dönerle başlaması size tuhaf mı geldi?
Yazının devamını okuyunca hiç de öyle olmadığını göreceksiniz.
İTHAL ADAYA HAYIR
“İzmir milletvekilliği için ithal aday istemiyoruz” dedik.
İzmirli olarak bunu istemenin en tabi hakkımız olduğunu savunduk.
İzmir milletvekili olacaklarda istediğimiz özellikleri sıraladık, dilimiz döndüğünce.
Anlatmaya çalıştık.
Adaylarınızı belirlerken, onların
“Bu şehrin sorunlarını birebir yaşayan,
Kentin gelişmesi ve sorunlarının çözümü için projeleri olan,
İzmir’de yaşayan kişiler olmasına dikkat edin,
İzmirli emrivakiyi sevmez” dedik...
Belli ki yanlış yapmışız.
Görünen şu ki CHP Genel Merkezi yine bildiğini okuyacak.
Pes ediyorum.
Evet…
Bir İzmirli olarak, artık “İthal adaya hayır” söyleminden vazgeçiyorum.
Ama bir şartla…
Listenin seçilecek yerlerine ithal adayları koyan yöneticilerden bunun nedenini açıklamalarını istiyorum.
İzmir’de bulamayıp, dışarıdan getirdikleri o adayın özelliklerini, eğitimini, kariyerini ve de en önemlisi, yaşadıkları kentten neden aday yapılmadıklarını bize bir güzel anlatsınlar.
Ve biz bu gerekçeleri dinledikten sonra diyelim ki, “Bu ayarda bir İzmirli bulmak imkansız, iyi yapmışsınız…”
Ne gezer…
AÇIKÇA SÖYLEYİN
Almanlar,kompleks yapmadılar.
Ülkelerinde dönerci olmadığı için dönercinin yurt dışından gelmesine ses çıkarmadılar…
Bunu açıkca da söylediler.
CHP Genel Merkezi de, İzmir’de aradıklarını bulamadılarsa açıklasın.
Desin ki, “İzmir’de aradığımız ayarda İzmir’i temsil edecek kapasitede aday bulamadık..”
Diyemezler.
Onlar da çok iyi biliyor ki, gösterecekleri kontenjan adaylarından çok daha değerli isimler var bu kentte…
Genel Başkan Yardımcısı olan adamın yaşadığı kentte partisi milletvekili çıkaramıyor...
Bir başka Genel Başkan Yardımcısının siyaset yaptığı Türkiye’nin en büyük kentinde, partisi yerel seçimde de genel seçimde de bozguna uğruyor…
Fakat ne hikmetse bu adamlar bütün günlerini İzmir’de geçiriyorlar.
Kenti memleketinde kimsenin yüzlerine bakmadığı siyasetçiler, İzmir’e yamanmaya çalışılıyor.
Bunlarda keramet olsa siyaset yaptıkları, yaşadıkları kentte partilerini birinci sıraya taşırlar.
Belli ki kimse takmıyor onları oralarda…
Baba memleketim Sivas’ın ünlü sözüdür:
“Bilinmediğin yere git, bildiğin kadar övün…”
Siz gelir burada övünmeye çalışırsınız ama burası bilinmediğiniz yer değil…
İzmirliler sizi iyi biliyor..
Kimseyi kandırmayın..
Hadi herkes kendi memleketine.
Bırakın İzmir’in yakasını..
“Kalemiz” diye çok övündüğünüz İzmir, kendi evlatları ile bugünlere geldi, bugünden sonra da kendi evlatları ile yoluna devam etmek istiyor.
Gölge etmeyin başka ihsan istemez...
YORUMLAR